15

411 16 4
                                    

Miran çilek almak için evden çıkalı tamı tamına bir saat oldu. Bir kaç kere aradığım halde telefonunu açmadı. İçime huzursuzluk dolarken tekrardan oturduğum yerden kalktım. Elimi boynuma attım ve kolyem ile oynamaya başladım.

Birşey olmuştu yoksa Miran asla telefonu açmamazlık yapmazdı.

Televizyonda haberler başlamıştı. Birşey olduysa belki orada görürdüm.

"Ve günün en üzücü haberine geçiyoruz. Mustafa Kemal kavşağında bir araç, tır ile çarpıştı. Tır sürücüsünde bir sorun yok, araç sahibinden şu anlık bir bilgi yok."spiker haberi sunarken telefonum çalmaya başlamıştı.

Hızlıca telefonumu alıp açtım. Miran arıyordu. "Alo Miran nerdesin?"

Karşıdan derin nefes alış veriş sesi duymuştum ardından bir kadın konuşmaya başladı. "Merhaba Saye Arzen ile mi görüşüyorum?"

"E-evet benim."

"Eşiniz trafik kazasına karışmış. Şuan hastane de gelseniz iyi olur."dediğinde dizlerimin tutmadığını hissettim. Sanki bedenim kuş gibi hafifti.

Telefon elimden yere düştü. Karşımda ki boş duvara bakmaya devam ettim. Sanki şuan herşey şaka gibi geliyordu. Miran birazdan gelecek gibi.

Bedenim daha fazla dayanamamıştı. Yere düşerken bir elimi karnıma koydum. Gözümden bir damla yaş akarken nefes alamadığımı hissettim. "MİRAN!"diye bağırdıktan sonra zorda olsa nefes aldım.

Miran'a gitmem gerekiyordu. Yanında olmam gerekiyordu.

Zorda olsa yerden kalktım. Kasıklarıma giren sancı ile dişlerimi sıktım. Birşey yoktu... Birşey olmayacaktı...

Bir elimi karnıma koydum diğer elimle duvardan destek alıp avluya çıktım. Bu halde araba kullanamazdım ama korumalar beni götürürdü.

Kapıyı açtığımda gördüğüm ilk korumanın koluna tutundum. "Çabuk hastaneye götürün beni."

Koruma kolumu tutmuştu. "Yenge iyi misin?"

"Hastaneye götürün beni dedim size!"diye bağırdım.

"Tamam yenge götürelim."dedikten sonra arabaya doğru yürümeye başlamıştık.

Karnım da bir tekme hissedince karnıma baktım. Hissediyordu...

Gözlerimden yaşlar akmaya başlayınca yüzümü cama doğru çevirdim. Ağlamayacaktım...
__________________________________

Arabadan hızlıca inip hastane merdivenlerini çıkmaya başladım. Yanımdan geçen herkes bir kere bakıyor sonra tekrar dönüp bakıyordu.

Kim bilir ne haldeydim...

Önüme çıkan ilk hemşirenin kolunu tuttum. "Kocam nerede?"

Hemşire anlamayarak bakmıştı. "Kocanız kim hanımefendi?"

"Miran. Miran Arzen trafik kazası geçirmiş."

Hemşire kolumu tutup "Bu taraftan hanımefendi."dedi.

Yoğun bakımın önüne gelmiştik. "Eşiniz burada. Durumu kritik ne olur bilemiyoruz. Başka yakınınız varsa çağırın isterseniz."

Duyduklarım ile kasıklarıma tekrar bir sancı girmişti. Elimi karnıma attığım da dudaklarımdan ufak bir inilti kaçmıştı. "İyi misiniz?"

Acıdan dişlerimi sıkarken "Kocamı görmek istiyorum."dedim.

"Bu halde göremezsiniz hanımefendi. İlk önce size bakmamız lazım iyi değilsiniz."

Sinirle kolumu geri çektim. Kocamı görmek istiyordum neyini anlamak istemiyorlardı?

"Kocamı görmek istiyorum dedim size! Onu görmeden hiç bir yere gitmiyorum!"

"Peki hanımefendi. Şöyle gelin steril kıyafetleri giyin."
________________________________

Otomatik kapı açıldığında odanın içinde yatan Miran'a baktım. Yanına doğru ilerleyip sandalyeye oturdum. "Miran.."

Elini tutup yavaşça bir öpücük bıraktım. "Miran uyan. Özür dilerim bir daha seni hiç bir yere yollamayacağım."dedim. Gözlerim dolmuş ve taşmıştı.

Bir damla yaş Miran'ın eline düşerken karnımda bir tekme daha hissettim. "Bak kızımız da seni özlemiş."dedim ve elini karnıma götürdüm.

Elleri buz gibiydi..

"Miran lütfen uyan."

Kalp atışının gözüktüğü makine ötmeye başlayınca ayağa kalkıp hemşireye seslendim.

"Birşey oluyor! Yardım edin!"

İki hemşire bir doktor koşarak içeriye geldiğin de makine durmuştu.

Makineye baktım, kalp atış yeri düz çizgi olmuştu. Miran'ın kalbi durmuştu. Kocamın kalbi durmuştu.

Kafamı iki yana sallayıp gözlerimi kapattım. Hayaldi bunlar. Gerçek değildi. Hepsi bir rüyaydı birazdan uyanacaktım ve geçecekti.

"Hanımefendi çıkmanız gerekiyor."

Doktor Miran'ın göğüsüne şok cihazını yaklaştırmıştı. "Bir iki üç çekilin!"dedikten sonra göğüsüne koyup geri çekilmişti.

Aynı şeyi ikinci kez tekrar yapmıştı ama hâlâ kalbi atmıyordu. "Hadi çocuk hadi. Karın için."dedikten sonra tekrar şok cihazını yaklaştırmıştı.

Başım dönmeye başlayınca sırtımı duvara yasladım. "Hanımefendi çıkmanız gerekiyor lütfen çıkın." Herşeyi boğuk boğuk duyuyordum.

Sanki yer ayaklarımın altından kayıyordu. Bacaklarım da sıcaklık hissedince yüzümü bacaklarıma çevirdim. Kan vardı.

Hemşire koşarak yanıma gelip koluma girmişti. "Sakin olun."dedikten sonra kapıya doğru seslendi. "Sedye getirin çok acil."

Gözlerimin önü kararmaya başlayınca bedenimi taşıyamayıp düştüm. Düşerken iki elimi karnıma sardım.

Ama sonrası sadece boşluk ve karanlıktan ibaretti...

&
Selam.

Nasılsınız?

Diğer kurgularıma da şans verirseniz sevinirim şimdiden teşekkürler.

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum.

İnsta: Mahinevinizzz

<3

Gün güzeli Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin