Selamlar öncelikle herşey için çok teşekkür ediyorum. Ben kitabı ilk yazdığım zaman diğer kurgularım gibi kimse okumaz ve kaldırırım diye düşünüyordum. Ama öyle olmadı... Kısa sürede çok çabuk büyüdük. Yazım hatalarım varsa affola. Kitap final olunca düzenlemeye alacağım. Miran Ağa mutlu son olucak. Bu da ufak bir spoiler olsun size. Ama aklımda iki kurgu var birini zaten biliyorsunuz o mutsuz son olucak. Bir tane de asker kurgusu yazmak istiyorum ama beceremezsem diye korkuyorum. Asker kurgusu son kurgum olabilir belki. Ay neyse çok konuştum iyi ki varsınız, iyi ki benimlesiniz. Sizleri çok seviyorum. <3
**********************
Karnımda hissettiğim sızı ile gözlerimi açmaya çalıştım. Ama sanki birileri tutkal ile yapıştırmış gibi açılmıyordu.
Gözlerimi bir kaç kere kırptıktan sonra beyaz tavanla bakıştım.
Nerdeydim?
"Miran..."dedim çıkmayan sesim ile.
"Saye'm"dediğinde kafamı az da olsa Miran'a çevirdim.
"Neler oldu? Neden burdayım."derken etrafa gözlerimi çevirdim. Hastane odasındaydım.
"Sonra konuşuruz güzelim. Şimdi bunları düşünme."dedikten sonra saçlarımı okşamıştı.
Karnımda ki ağrı ile gözlerimi kapattım.
"Vuruldum mu?"diye sordum.
"Evet. Korhan yaptı ama merak etme artık hayatta bile değil. Sana rüzgarı bile değmez."demişti.
"Dilşah."dedim bir anda. "Ona ne oldu?"dediğimde gözlerinde ki hüzün gözle görülür biçimdeydi.
"Korhan ile sevgililermiş. Gizli saklı aşk yaşamışlar. Öldürürler diye korkmuşlar. Abisinden, benden bile sakladı sevdiği adamı. Bir gün Dilşah ile Korhanı görmüşler. Sonrası belli. Töre. Başka yolu olabilirdi. Bana anlatsaydı korurdum kardeşimi. Abisiydim ben onun."dedikten sonra çenesini sıkmıştı.
Elimi zorda olsa kaldırıp ellerini tuttum. "Bazen aşk insanı öldürüyor. Her zaman yaşatmıyor. Keşke yaşasaydı kardeşin. Ama korkmuş çok belli yoksa abisinden neden saklasın aşık olduğu adamı?"dedim baş parmağım ile elini okşarken.
Odanın kapısı açılınca Miran kapıya dönmüştü.
İçeriye beyaz önlüklü bir doktor ve yanında bir tane de mavi formalı hemşire girmişti.
Doktor "Uyanmışsınız. Çok korkuttunuz bizi."dedikten sonra elinde küçük bir ışık ile yanına gelmişti.
"Ne kadar uyudum ki?"dedim.
Doktor gözüme ışık tutup geri çekilmişti. "Bir ay."dediğinde şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı.
"Ne?"dedim ve Mirana baktım. "Nasıl bir ay uyudum?"
"Hastaneye geldiğinizde silah yaranız vardı. Çok kan kaybetmiştiniz. İki hafta yoğun bakımda kaldınız sonrasında odaya aldık."demişti doktor.
Miran elimi tuttup okşuyordu. "Sonra anlatıcaktım. Ama şimdi öğrendin."dedi Miran.
"Şimdi müsadeniz varsa, ayağa kalkıp yürümeye çalışabilir misiniz?"dedi doktor.
Kafamı salladığım da Miran üzerim de ki ince çarşafı kaldırıp bacaklarımı yataktan indirmişti. "Gel güzelim."dedikten sonra elini belime koyup kalkmama yardım etmişti.
Yaram acıyordu. "Şimdi yavaşça bir ayağınızı atın."dediğinde Mirana baktım.
Yapabileceğimden emin bir şekilde bakıyordu. Bir adım attıktan sonra tekrar yaram acımıştı. Canım acıdığın da doktora baktım. "Acıyor."dedim.
"Çok normal Saye hanım. Bir aydır yatıyorsunuz ve yaranız derindi. Dikişlerinizin acıması."dediğinde tekrardan diğer ayağımı attım.
Bir aydır komada mıydım yani?
Ayza çok korkmuştur. Miran çok üzülmüş müdür?Babam üzülmüş müdür acaba? Bir kere olsun benim için üzülmüş müdür?
Arkamda Miran bekliyordu. Düşersem tutmak için.
"Tamamdır bu kadar yeterli. Bir kaç ilaç yazıyorum onları bittikten sonra tekrar görüşelim. Çıkışınızı yaptırabilirsiniz. Geçmiş olsun."dedikten sonra Mirana reçeteyi verip çıkmıştı.
Yüzümü Mirana döndükten sonra "Ayza nerde."diye sordum.
Miran bir elini belime atıp aramızda ki mesafeyi azaltmıştı. "Evde. Daha fazla burda beklemesin diye eve yolladım."dediğinde rahatladım.
"Çok özlemişim seni."dedikten sonra bir elimi sağ yanağına attım.
"Bende çok özledim Saye. Çok korktum. Sana birşey olucak sandım. Aklımı kaybediyordum."demişti.
"Artık burdayım."dedikten sonra kollarının arasına girdim.
"Sen birşeyler diyordun ya. Ben hatırlamıyorum tekrar söyler misin? Beni ne yapıyordun?"dediğinde yanaklarımın kızardığını hissetmiştim.
"Ne zaman, ne demişim. Aaa hiç haberim yok biliyor musun?"dedim.
"Yaaa tabi bilmezsin. Seni seviyorum Miran diyen kimdi acaba."dedi.
"Bilmem kimdi?"dedim. Onu taklit ederek.
"Unutkanlıkta oldu herhalde."dedi dalga geçerek.
Kendimi geri çektikten sonra konuşmaya başladım. "Hadi Miran ağa. Burda duyamazsın. Sonra şimdi değil."dedim ve yatağın kenarına oturdum.
"Bekleyelim bakalım."dedikten sonra oda da ki dolabın önüne gitmişti. "Üstünü değiştirelim. Sonra da çıkışı işlemlerini halledeyim çıkarız."dedikten sonra dolaptan bir kaç kıyafet çıkarmıştı.
Elinde ki kıyafetler ile önüme geldiğinde utandığım için yüzüne bakamıyordum. "Utandın mı?"dediğinde hâlâ ona bakmıyordum. "Utandın utandın."dedikten sonra hafifçe gülmüştü.
"Utanmadım."dedim.
"Güzelim utanma benden. Kocanım ben senin."dedikten sonra parmaklarını çenemin altına koyup kafamı hafif kaldırmıştı.
Gözlerimi gözlerine çevirdim. "Biliyorum. Alışkın değilim."dedim.
Sonuçta her gün kocam beni giydirmiyordu.
"Hadi gel değişelim üzerini."dedikten sonra üzerimi yavaş yavaş canımı acıtmadan değiştirmişti.
Daha sonrasında da çıkış işlemlerini yapmıştı. Yeni bir konak tutmuş. Eski konak artık güvenli olmadığı için. Oraya gidiyorduk....
*********************
Ve bölüm sonuuu.Selamlar nasılsınız?
Ben iyiyim.
Boyu kısa olan birinden olur mu?
Ve iki hattı olan birinden olur mu?
Yorumlarınızı ve oylarınızı bekliyorum. Lütfen hayalet okuyucu olarak kalmayın.
Bu bölüm kısa oldu maalesef ki.
Görüşmek dileğiyle iyi okumalar.
Instagram: Mahinevinizzz