"Hadi ama Sarp lütfen inat etme."
Onların lojmanına gitmiştik. Beni odasına götürmüştü. Pembe kurdeleyi kasının üstüne bağlamak istemiştim ama istemiyorum diye inat etmişti. En sonunda ellerimi yanaklarına koydum. Dudağına küçük küçük buseler konduruyordum. "Hadi lütfen." "Peki, bebeğimi mi kırıcam?" Kasının üstüne kurdeleyi bağlarken heyecanlı bir şekilde "Bir de videoya çekelim mi?" Eli ile alnına şaplak attı. "Sen nasıl istersen güzel kızım." Kurdeleyi bağladıktan sonra elime telefonumu aldım. Kameraya girip kolunu çekiyordum. O kadar kaslıydı ki videoya çekerken gözlerimi kaslarından ve pazularından alı koyamıyordum. Hiç uğraşmadan pazularını şişirdiğinde kurdele koptu ve yere düştü. Gözlerim kaslarında takılı kamıştı. Ellerimi kaslarında onu huylandıracak şekilde gezdirdim. "Yapma." dedi. "Bilek güreşine var mısın?" dedim. Kocaman bir kahkaha patlattı. "Neyine? Ben öylesine yapmam." "Eğer ben kazanırsam bana lokma borçlusun." dedim . "Tamam gülüm istediğin lokma olsun ama eğer ben kazanırsam benimle gelmeni istiyorum. Bu gece bir organizasyon var ama tehlikeli." yutkundum "Nasıl bir organizasyon bu? Babanın işi mi? Napıcam orda tanımadığım insanlarların içinde." gözlerimi devirdim. "E benimlesin zaten yoksa korktun mu? " dedi endişeli ama oldukça sahte bir sesle. "Sarp Bey çok yanılıyorsunuz, o kadar da güçsüz değilim." "Peki Doğa Hanım. Öyle olsun." yutkundum. Onu yenmem imkansızdı. Masaya oturduğumuzda bir tarafa ben karşıma da o geçti. "Yanlız ben solağım solla yaparım ona göre." dediğimde yutkundu. "Ama benim solum çok güçsüzdür. Kazanma ihtimalin oldu şimdi." "İhtimal? Hayırdır? Sen beni hafife mi alıyorsun?" "Yok güzel kızım ben öyle demedim." "Görücez." Sol dirseğimi masaya koydum. O da sol dirseğini masaya koydu. Ağzını oynatarak bismillahirahmanirahim dedi. Korkuyordu ve bu çok garipti. O kadar güçlü, kaslı ve iriydi ki benden korkması imkansızdı. Yüksek ihlimal beni kandırmaya çalışıyordu ama ben YEMEM. Elini elimle birleştirdim. Tüm gücümle bileğini ittirirken bileği oynamıyordu. Hiç bir türlü oynamıyordu. "Çüş ama yani." "Güçlüsün güzel kızım ama benim kadar değil." dediğinde bileğimi canımı acıtmamaya özen göstererek indirdi.
"Seni de mi spora yazdırsak spor yaparsan beni yenersin valla söyliyim."
"Olur.""Şimdi hemen benim bir işim var, organisazyon için hazırlan güzel kızım. Geliyorum." "Saarp!" diye seslendim ama beni duymadı. Yatağında onu bekliyordum. Karşı lojmana gitmem lazımdı çünkü onların lojmanında kıyafetim yoktu. Kapıyı çaldı. "Gel." Girdi. "Doğa hazırlanmamışsın." "E ama benim burada kıyafetim yok ki. Bizim lojmana gitmem gerek." dedim.
"Kim demiş yok diye?" dedi bir kaşını havaya kaldırarak. Dolabı açtığı an gözlerim pörtledi. İçinde bir sürü elbise vardı. "Sarp sen bunları ne ara-" "Sen boşver söyle bakalım beğendin mi?" "Beğenmek ne demek, bayıldım da gerek yoktu." Karşıma geçip elini uzattığında elini tutup kalktım ve dolabın önüne geçtim.
"Nasıl bir organizasyon bu? Şık mı olmam gerek?" dedim. "Evet." dedi. Dolaptan şık ve lacivert takım elbisesini aldı. "Bebeğim sen rahatsız olma ben Onur'un odasında giyinirim." Başımı salladım. Dolaptan ona uyumlu olmak için lacivert ve oldukça belirgin olan sırt dekolteli uzun bir elbise seçtim. Üstüme giydiğimde sırt dekoltesi tam kalçamın üstünde bitti. Elbisemle uyumlu olan bir makyaj yapmayı planlıyordum. Kapı çalındı. "Gel." Lacivert takım elbisesi ile aşırı yakışıklı görünüyordu. Makyaj masasına otudum. Çantamda her zaman makyaj çantamı taşıyodum. Maybelline kapatıcıyı elime aldım ve göz altlarıma uygulamaya başladım. O sırada Sarp beni izliyordu. Kapatıcıyı uyguladıktan sonra süngerle dağıttım. Pixinin allığını elime aldım ve yanaklarıma hafif bir şekilde sürdükten sonra elimle dağıttım. Fenty beautynin highliterını alıp yanaklarıma sürdüm. Ve yine fenty beautynin bronzerını alıp elmacık kemiklerimi belirginleştirdim. Daha sonra Anabellin waterproof lacivert eyelinerini düzgünce göz kapağımdan doğru çizdim. Aynısını diğer gözümede yaptıktan sonra diorun yine lacivert olan mascarasını kirpiklerme uyguladım. Ardından jumbonun beyaz kalemini göz pınarlarıma uyguladım. Saçlarıma elidorun brezilya terapisi olan saç bakım sütünü zaten dalgalı olan saçlarıma uyguladım. İşimi bitirdiğimde son kez kendime aynadan baktığımda oldukça güzel olduğumu fark ettim. Ayağa kalktığımda o da benimle kalktı. Ona doğru yaklaştım. Ellerimi papyonuna götürdüm. "Çok güzel olmuşsun." "Sende çok yakışıklı olmuşsun." dediğimde papyonunu biraz bolarttım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTORCULUK
RomanceBüyük bir başarıyla mezun olduğu tıp faklütesinden sonra baş asistan doktor olan Doğa, döneminin doktorlarıyla beraber hayatlar kurtarmak için adımlarını atmışlardır. Hayatı gerçekten sade olan Doğa, kendisini mesleğine adamıştır. Ta ki hastaneye bü...