Aurora'nın ağzından~
Aradan sadece yarım saat geçmişti ve yaşanan her şeyi idrak etmeye çalışıyorduk. Evet hafızalarımız uzun yılların sonunda yerine gelmişti, hepimiz bir afallamıştık. Sanki kısa bir süreliğine komadaymışız ama sonra uyanmış ve ne yapacağımı bilmiyor gibiydik.Başta abim Evan olmak üzere herkesle sarıldım, tekrardan kendim olmayı çok özlemiştim..Barty ile göz göze gelmemeye çalışıyordum, bana eskiden olduğu gibi nefretle bakmıyordu ama klinikte ki gibi.. güzel de bakmıyordu. Kafamı bu düşüncelerden uzaklaştırdım, sonuçta kurtarmamız gereken bir evren vardı, ya da birkaç evren.
İlahi bir bakış açısı~
Herkes birbirleri ile sarılıyordu. Kardeşler kavuşuyor, sevgililer öpüşüyordu.
Regulus Veronica ve Chrise bakarak konuştu.
Regulus: Aile var burda öğkk..
Sirius : kıskandın mı küçük kardeşim, bak biraz daha kıskan.
Sirius, Remusun kucağına atladı ve onu deli gibi öpmeye başladı, Remus ittirmek istese de ittiremedi ve onun cazibesine karşı koyamadı.
Mattheo Regulus'a baktı ve kahkaha attı.
Mattheo: Olan var olmayan var, kıskanırlarr. Sevgiye doyan var doymayan varr!
Kıkırdadı ve şarkıya devam etti, Regulus kusarmış gibi elini ağzına götürdü.
Evan: Üzülme be Reggie başka bir hikayede Ays seni kendisiyle yapar.
Regulus: Ne..?
Evan: Bişey yok, bişey yok.
Aurora düşünceli bir şekilde oturuyordu, herkese bakarak gülümsüyordu. Koluna bir el dokundu..
Alexander: Ne düşünüyorsun..?
Aurora: Dürüst olmak gerekirse, herşeyi. Bu işin altından kalkabilir miyiz bilmiyorum.. Uzun zamandır Muggle dünyasında yaşıyoruz ve şimdi tekrar buradayız. Evet herkesi korumak için bir arada tutmam lazımdı bunun için kliniği yaptık ama şimdi herşey canımı acıtıyor sanki.
Alexander Aurora'nın yanına oturdu. İkisi birbirlerini dinlemeyi seviyorlardı..
Aurora: Barty, onunla klinikte uzun bir süre kaldım ve dürüst olmak gerekirse hoşlanmaya bile başlamıştım..ama sonra Regulus çıka geldi ve tüm gerçekleri bize anlattı. Hafızalarımız yerinde değilken herşey daha güzeldi sanki.. Barty'i olduğu gibi hatırlamıyordum, onu bir doktor olarak tanımıştım ve sevmiştim.
Alexander güldü.
Alexander: Kızım neymiş bu Barty ya? Başka bir hayatta bile tekrar ona tutuluyorsun.. Ne var onda bu kadar anlamıyorum.
Rora'nın gözünden birkaç damla yaş geldi ve hızlıca sildi.
Aurora: İnan bana Alex, çok şey buluyorum, buluyordum. Barty bana bir çok şey öğretti, dönüm noktam oldu. Biliyorsun sende..
Alexander: Bilmez miyim?
İkiside gülüştüler ve ardından gözleri, büyük salona gelen üç kişiye takıldı.
Lina Lestrange, Leo ve Mira Morningstar.
Lina koşarak kardeşi Tina'ya sarıldı ama Regulusu görünce onu hızlıca ittirdi ve Regulusa doğru koşmaya başladı.
Regulus: AL BAŞA BELAYI İMDAT!
Lina: Özlemedin mi bebeğim? Her romatizmam tuttuğunda aklıma sen geldin.
Hepimiz kahkaha attık.
Regulus: Habibi!
Tina : Ne?
Lina: Ne Habibisi Regulus.
Olan biteni sadece Rora anlamıştı ama o da gülmekten birşey yapamıyordu.
Regulus: Habibi! Ley ley..
Rora kendini toparladı ve Regulusun önüne geçti.. Gülmemek için zor duruyordu. Bu Regulus'la aralarında ki imdat çağrısıydı..
Aurora ve Lina uzun bir süre bakıştılar, Rora Linadan ciddi anlamda nefret ediyordu.. Lina bir süre sonra pes ederek bakışlarını indirdi ve kardeşinide koluna takarak uzaklaştılar..
Mira gözlerini Rora'dan kaçırırken,Leo tam tersine herkese dik dik bakıyordu.
Leo: Eski ekibimiz toplanmış.
Chris: Sen ekipten değilsin.
Veronica Chris'i sakinleştirmek yerine her zamanki gibi daha da gaz verdi.
Aurora: Kavga çıkmasın, daha önemli işlerimiz var.
Barty: Evet, mesela dışardaki ordu gibi..
Ethan: Ne ordusu?
Mira: İyice şizofren oldunuz..
Herkes dışarıya çıkıp ne olduğuna bakmak için ayaklanmıştı ki bir anda tam karşılarında,bir portal belirdi.
Aurora gülümsedi
Aurora: Strange?
Portalın içinden Dr.Strange ve Winter Soldier çıktı.
Rora, Bucky'i görünce gözlerini devirdi.
Bucky: Sanada merhaba, favori ex'im.
Anlaşılan artık bizimkilerin bir Misafiri vardı.