Alexander'in ağzından~
"Aç şu ağzını artık amk! "
Tina : İstemiyorum kardeşim Regulusu getirin bana! Onu istiyorum! Kocam..
Tina kliniğe yeni gelmişti ama geldiğinden beri tek bir isim bağırıyordu "Regulus.. " Ona kim olduğunu sorduğumda cevap vermiyor sadece kocam diyordu.Barty, Evan ve Mattheo üçlüsü, kızın sorunlu olduğunu anladığında bana kitlemişlerdi vakayı, şimdiyse genel kontrollerini yapmaya çalışıyordum ama o hiç bana yardımcı olmuyordu.
"Tinacım, güzelim.. Hadi aç şu ağzını yoksa çubuğu alıp gö-"
Tina : KOCACIM NERDESİN BU YAVŞAK BANA ASILIYOR!
İnsanlar yanlış anlamasın diye kızın ağzını kapatmaya çalışıyordum.
"Tamam bakmıycam, Allah rızası için sus! "
Tina dolu gözlerle bana bakıp kafasını salladı. Bu kızın kontrole ihtiyacı yoktu.. Kesinlikle şizofrendi.
Karşımdaki kıza ters ters bakıp sinirle odadan çıktım ve Barty'i bulmaya gittim. Bahçede Rora ile oturduğunu görünce sinirlerim daha da zıplamıştı. Kız beni her gördüğünde laf sokuyor, (bende altta kalmıyordum tabi) bana kurbağa diyordu. Derin bir nefes aldım ve yanlarına gittim, ben gelince ikiside susmuşlardı zaten.
Rora: Kurbağalar ne zamandan beri kırmızı?
Barty eliyle kızın ağzını kapattı.
Barty: Harbiden oğlum sen neden kıpkırmızı oldun böyle?
Aurora Barty'nin elini ısırdı.
Rora: Bende aynı şeyi sormuştum aslında..
İç çekip oturdukları bankın karşısına çimlere çöktüm.
"Abi yeni gelen kız Tina mıdır nedir? Deli etti beni. Kontrollerini bile yapamadım, kızın varı yoğu Regulus-"
Bartyle Aurora öksürmeye başladı, şaşkınlıkla bana baktılar. Noluyo lan bunlara?
Aurora: Kim dedin?
Barty: Regulus mu? Şunu düzgünce bi anlatsana.
Sorgularcasına onlara baktım ne karıştırıyordu bunlar ?
"Kız işte sürekli kocam Regulus diyor. Başka birşey söylediği yok. "
Barty mırıldanarak birşeyler söyledi ama ne söylediğini anlamadım ancak, Rora duymuş olacak ki aniden ayağa fırladı ve Barty'nin kolundan çekiştirdi.
Rora: Evan doğuruyo gitmemiz lazım hemen!
"Ne.. "
Bu sefer Barty ile aynı tepkiyi verememiştik çünkü onun tepki verecek zamanı olmadan sürüklenmişti. Giderken eliyle çaktırmadan yardım işareti de yapmıştı.
Bunlar her ne karıştırıyorsa.. çözücem.
Aurora'nın ağzından~
Barty ağzının içinde mırıldanarak konuşsada ne dediğini anlamıştım.
Barty: Regulusu nerden, nasıl tanıyor acaba..?
Bu cümle kanımın çekilmesine sebep oldu. Gerçekten Regulusu benden başka bilen var mıydı?
Saçma bir bahane bularak Barty'i çekiştirmeye başladım.
Barty: Delirdin mi sen napıyorsu-
Cümlesini bitirmeden onu bir duvara doğru ittim ve üzerine gittim.
"Regulusu nerden tanıyorsun? "
Yutkunmuştu.
Barty: Tanıdığımı nerden çıkardın.. Hmm o kimdi?
Biraz daha üzerine gittim ve duvara tamamen yapışmasını sağladım.
"Benimle oynama Crouch! Bana inandığını ve güvendiğini söyledin. Anlatıcaksın! "
Barty: Gözlerin çok güzel kokuyor..
Ne saçmalıyor bu..
Barty gözlerime bakıyordu.Dikkatimi dağıtmaya çalışıyordu bakışlarıyla..ve kesinlikle işe yarıyordu. Bu sefer yutkunması gereken kişi ben olmuştum..
Barty: Regulus.. O..
Tam konuşmaya başlayacaktı ki bir ses duyduk.
Mattheo: Bu lanet yerde ne oluyor!?
Mattheo elindeki mısırı bizi görünce yere dökmüştü. Mattheo böyle bir tepki verene kadar ne kadar yakın olduğumuzu fark etmemiştik bile.. En azından ben etmemiştim.
Barty: Seni buraya Tanrı gönderdi!
Dik dik ona baktım sanki onu esir tutuyordum..
Mattheo bana değerlendirici bir bakış atıp Barty'nin yüzüne tükürdü.
Elhamdülillah..
Barty: Napıyosun lan!
Mattheo: Erkekliğinden utan be! Senin yapacağın şeyi ufacık kız yapıyor!
Tanrım.. Kesinlikle yanlış anlaşıldık imdat.