Barty'nin ağzından~
Bismillahirrahmanirrahim..
Karşımızda uzun ince kıvırcık saçlı bir adam vardı.Evan baygın yatarken Mattheo'nun dili tutulmuş bir şekilde adama bakıyordu.
Regulus: Biliyorum zor bir durum ama sakin kalmalısınız.
Hipnozdaymışım gibi sadece adama bakıyordum ama garip bir şekilde ondan korkmuyordum. Sertçe yutkundum ve bir anlık gelen cesaretle konuştum...
"S-sen kimsin? "
Bir yandan mattheoyu kendine gelmesi için dürtmek istiyordum ama daha kendim bile zar zor hareket ederken bunu yapamazdım.
Regulus: Ben Regulus ve biliyorum aklınızda çok soru var, hepsini cevaplayacağım tek tek.
Regulus gözünün ucuyla baygın Evan'a ve hareketsiz duran Mattheo'ya bakıyordu.
Regulus:Önce herkesin kendine gelmesini bekleyelim.
Yaklaşık 10 dakika sonra Mattheo kendine gelmiş ve bulduğu ilk yastığı adama atarak gerçek mi diye kontrol etmişti. Adam yastığı yakalayınca Mattheo küfürlerle oda da volta atmaya başlamıştı.
Biraz daha zaman geçmişti ve şimdi yerde yatan Evan'ın kafası Mattheo'nun kucağındaydı. Mattheo onu tokatlayarak uyandırmaya çalışıyordu, ben sessizce adamı izlerken o Mattheo'nun attığı her tokatta yüzünü buruşturuyordu. İzlendiğini hissetmiş olacak ki bana baktı ve belli belirsiz bir gülümse sundu.. Gözlerinde sanki derin bir özlem ve kızgınlık vardı ama hiç görmediği birini nasıl özleyebilir veya kızgın olabilirdi ki?
Evan uyandığında Regulus ona da kendini tanıttı ve ortamın az önceki duruma göre biraz daha yumuşamasını sağladı
Evan: Sen.. Hayalet misin?
Regulus eliyle alnını ovdu
Regulus: Hafıza kaybı sizin ayarlarınızla baya oynamış belli..
Elimi ona doğru salladım durması için..
"Ne hafıza kaybından bahsediyorsun ve neler oluyor şuan? Sen gerçek misin? "
Regulus yine o belli belirsiz gülümsemesinden yaptı.
Regulus: Bazı şeyleri açıklamak için çok erken kendiniz çözmeniz gerekiyor, ama şuna cevap vericek olursam evet gerçeğim.
Kafamı anlamamışcasına iki yana salladım ve kahkaha attım
"Sanırım sonunda delirdik! Hemde topluca. "
Sinirlerim bozulmuştu.
Regulus: Beni dinleyin.Rora sizin yaşayacağınız olayı daha da kolaylaştırdı. Hafızalarınız, geçmiş hayatınızdan kesitler yavaş yavaş gelmeye ve oturmaya başlıyor.
Mattheo : Rora ile bağımız ne ki? Yada seninle? Sana neden güvenelim, belki bizi kandıran bir hırsızsın?
adama öylece inanmıştık yada inanmak istemiştik
Regulus : başka çareniz yok çünkü size olan ve olacak şeyleri açıklayabilecek tek kişi benim.
Aslında haklıydı, Mattheo susunca Regulus konuşmaya devam etti.
Regulus: Gördüğünüz garip şeyler aslında hep vardı, her bir yanınızda. Sadece siz görmek istemediniz, insanlar görmek istediklerini görür. Rora sizin olağanüstü olaylara olan bakış açınızı canlandırdı ve değiştirdi. Eskiden görmediğiniz şeyleri şuan görmeye başladınız..
Evan sanki herşey açığa kavuşuyormuş gibi aydınlanmıştı.
Evan: Bunca zamandır bu garip olayların olmamasının sebebi kendimizi kandırmamız yani öyle mi?
Regulus gülümsedi.
Regulus:aynen öyle Evan
Mattheo aklına gelmişcesine heyecanla sordu
Mattheo: ben hâlâ sorumun cevabını alamadım. Seninle veya Rorayla ne gibi bir bağlantımız var?
Regulus: Ne demişler Mattheo insan duymak istediğini duyar, görmek istediğini görürmüş. Ben şuan soruyu duymamazlıktan geliyorum, az önce yaptığım gibi.
Mattheo gözlerini devirdi ama haklıydı bunu bilmemiz lazımdı.
Regulus: bakmayın bana öyle daha zamanı gelmedi. Gereğinden fazla bile anlattım size.
Boğazımı temizledim.
"O zaman Rora'nın da anlattığı şeyler gerçek yaşanmış mı? "
Regulus: evet.
Regulusun ifadesi bir anda çok ciddileşti
Regulus: ne yaparsanız yapın, neye inanırsanız inanın ama Rora'yı koruyun. O tek çıkış kapımız..