"Hayal ettiğimden daha da güzel bir gelin oldun Asuman Karalı. Kalbim kalbine mezara kadar mühürlü, hiç bir güç sana olan bağlılığımı delemez yada zedeleyemez. Sen benimsin, ben seninim. Sen benim alın yazımsın, yüce Allah'tan bir hediyesin. Ben hed...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ÖZEL BÖLÜM ♣ 3
♣
Oğuz Kağan ve Lale bugün an itibariyle 11.11 tarihi ile bir yaşına girmişlerdi. Yeşil gözlerim doluyor hıçkıra hıçkıra ağalayasım geliyordu mutluluktan. Ne çabuk büyüyorlardı, daha dün karnımın içinde hareket ettiler diye gecenin bir yarısı nöbette olan Altay'ı aramış ağlaya ağlaya bunları anlatmışken şimdi karşımda minik adımlar atıp yürüyorlardı.
"Mu mu?" Lale amcası Aslan'a elindeki pembe balonu gösterip balık gibi dudaklarını büzüyordu. Aslan ise kızımı yememek için alt dudağını ağzına yuvarlayıp ısırıyordu. "Mu mu," dedi Lale bir kez daha. Bu ne diyordu.
"Kız bana bak seni yerim valla." Aslan artık kendini tutamayıp yavrumu kendi göğsüne kafeslemişti. O sıra kızlarla masa hazırlıyorduk. Kendi aramızda ufak çaplı bir doğum günü partisiydi. Rabia, kızımı seven nişanlısına aşkla bakarken balkonda fingirdeşen Zehra ve Yunus'a ilişti gözüm.
Bir aylık evliydiler ve buldukları her boşlukta birbirlerine yapışıyorlardı, Zehra ve Yunus sessiz ve sakin bir nikah kıymıştı düğün gibi şeyleri fuzuli görüyorlardı.
Şimdi ise Diyarbakır'a son demlerini vuran güneşi, bize sırtlarını dönmüş seyrediyorlardı. İsmail koltuğa tünemiş Oğuz'u da kolunun altına almış yarı yatmış pozisyonda telefondan video izliyorlardı. Ömer dışında hepsi amca kontenjanına girmek istemişlerdi. Ömer'in niye dayı olmak istediğini hala anlamış değildim ama evlatlarımın dayısı olunca bana da sanki ablasıymışım gibi davranmaya başlamıştı. Benden iki yaş büyük olmasa utanmayıp ablada derdi gerçi o.
Ben Tomris'ide teyze olur sanmıştım ama yok o da halaydı. Ömer ve Tomris demişken o ikisi tam bir çılgındı ve yarın nikahları vardı. Düğün dernek kurulumunu bekleyemezlermiş. Tomris'e gel bir kına gecesi yapalım dedik yok kabul etmedi. İnatçı.
Sofranın düzenine bakarken Altay'da oturma odasına geldiğinde elinde ki börek tabağını şık ve güzel görünen soframıza koymuştu. Etrafa bakınıp gülümsedi.
"Büyüyorlar," Tomris'in baktığı yavrularıma ben de iç çekerek baktım. "Garip bir duygu, büyüdükleri ve geliştikleri için çok seviniyorum ama büyüyüp o minik hallerinden çıkıyorlar diye de üzülüyorum." Rabia arkadan ellerini omzularıma koyup sarıldı. "Aynı duyguları seninle paylaşıyorum canım." Altay'ın göreve gittiği geceler Zehra yada Rabia yardıma gelirlerdi. Beraber bakıp büyütüyorduk. Rabia'nın ellerine elimi koyup dudak büktüm. Altay bana yan yan bakarken gülüyordu.
