"Hayal ettiğimden daha da güzel bir gelin oldun Asuman Karalı. Kalbim kalbine mezara kadar mühürlü, hiç bir güç sana olan bağlılığımı delemez yada zedeleyemez. Sen benimsin, ben seninim. Sen benim alın yazımsın, yüce Allah'tan bir hediyesin. Ben hed...
Bu defaki bölüm bir okuyucumun Altay'ın ağzından da okuyalım ricası üzerine yazıldı.
Ve ben ilk kez bir erkek ağzından anlatım yaptım. Bu benim için bir devrimdir!
Ay neyse sizi bölümle baş başa bırakayım.
Oy ve yorum yapmayı unutmayın.
Keyifli okumalar.
|Bir Aşk Hikayesi & Kayahan|
|Fikrimin İnce Gülü & Dedublüman - Çağrı Çelik|
♣
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♣
ÖZEL BÖLÜM ♣ 5
Altay Karalı
"Aile...
Her gün babasından korkan, annesi dayak yedi diye günlerce ağalayan, babası içki içip sızdı diye sevinen bir çocuğun aile denen o güzel kavrama bir zaman sonra bütün inancı sönüyordu. Benim de o masum inancım sönmüştü. Aile demek şiddetti, göz yaşıydı, annemin çığlıkları, sessiz ağlayışlarım, babamın öfkeden kızarmış lacivert gözleriydi...
Bir çocuk annesinden sevgi ümidini yitirdiyse, babasıdan hiç unutamayacağı bir tokat yediyse imkansızlıklar ve aksaklıklar başlardı. Elimden tutup beni ayağa ilk kaldıran kadın teyzemdi. Teyzem annem olmuş belki beni doğurandan daha çok sevmişti. Annemin intihar ettiği o gün kardeşim Ural'ı göğsüne bastırmış elimden tutmuştu. Sağ gözünden akan yaş bugün bile zihnimdeydi ama hiç hıçkırmamış, kardeşini kaybetti diye feryat figan etmemişti teyzem.
Neden öyle yapmadığını artık biliyordum. Korktuğumu bildiği için çektiği acıyı kesip atmıştı. Daha fazla korkmayayım diye yapmıştı tüm bunları. Belki annem onu seven bir adamla evlenmiş olsaydı beni severdi, yada intihar etmezdi lakin benim hayatım ihtimaller doğrultusunda yaşama prensibinden şaşmış tam aksine hayat önüme ne koyarsa onu kabul etme boyutuna getirmişti.
Bu zor günlerde büydüm ben, delikanlı oldum, kavga ettim, beni sinirlendirenlerin ağzını burnunu dağıttım, olur olmadık şeylere güldüm, bazen yalnız kaldım, çalıştım, okudum, meslek sahibi oldum. Sonra... Sonra bir şey oldu. Bir mayıs günü teyzem beni karşısına aldı, kardeşlerim heyecanla teyzemin söyleyeceklerini bekledi. Aslında ben az çok tahmin ediyordum söylemek istediği şeyi.
Bir kız var, demişti teyzem. İlk önce umursamadım ama Ecem'in o gün gözüme soktuğu telefon ekranındaki yeşil gözler sanki canlı gibiydi. Bakınca tanıdık gelen bir yüz, iç ısıtan güzel bir gülümseme...