"Hayal ettiğimden daha da güzel bir gelin oldun Asuman Karalı. Kalbim kalbine mezara kadar mühürlü, hiç bir güç sana olan bağlılığımı delemez yada zedeleyemez. Sen benimsin, ben seninim. Sen benim alın yazımsın, yüce Allah'tan bir hediyesin. Ben hed...
Oy ve yorum yapmayı unutmayın. Motive olmaya ciddi anlamda ihtiyacım var.
Öpüldünüz.
Keyifli okumalar.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♣
|Bir Ateşe Attın| Kamuran Akkor|
♣♣♣
ON BEŞİNCİ BÖLÜM ♣DİBİNE KADAR AŞK
Yazar Anlatımıyla
24 Ekim 1994
"Ay yüzlü bu demek oluyor sanırım." Fatma gözlerini uyuyan bebeğin üzerinden alamayıp hayran bir şekilde baktı. İçi titredi bebeğin güzelliğine.
İkiz kardeşi Selma ise bebeğe öylece bakıyor dolan gözlerini saklamaya çabalıyordu ama bu tutumu kifayetsiz kalıyordu.
"Ne diye doğdu ki? Bir de onun için mi endişeleneceğim? Keşke karnımda ölseydi." Ölmemişti, içilen onca ilaçlara, sıkılan kemerlere, atılan dayaklara rağmen annesinin rahmine tutunmuştu bebek.
Selman'ın sözleri Fatma'nın kanını dondurduğunda uyuyan bebekten gözlerini aldı.
"Onlar nasıl söz öyle. Bu kadar kalpsiz olma canından bir parça bu yavru. Evladın oldu diye şükret." Fatma uzun zamandır evliydi fakat hâlâ daha çocuk sahibi olamamıştı.
"Ben yaşayabildiğime şükrediyorum Fatma. Bu zalim adamın pençelerinde ezilmek..." dediğinde sustu devam etmedi. Fatma soluklandı kardeşinin yaşadıklarını kocası tarafından neyle yaftalandığını biliyordu başka bir kelam etmedi. Yeniden bebeğe döndü. Ne olursa olsun bir yiğeni vardı artık. Küçücük bedeni masum bir suratı vardı ve öylece uyuyordu küçücük yavrucak.
Eğilip dudaklarını bebeğin alnına bastırdı. Doğalı beş saat oluyordu ve yaşayacaklarından, şahit olacaklarından bir haber masum masum uyuyordu.
"Adını ne koysak acaba?" dedi Fatma. Selma hiç oralı olmadı düşündüğü bu bebeğe nasıl bakacağıydı. Dolan gözlerini elinin tersiyle sildi.
Fatma ise cevap gelmemesi üzerine başını yana yatırdı.
"Altay olsun adı. Dağ kadar güçlü kuvvetli olsun hayatı boyunca dik yaşasın. İyi ki doğdun teyzecim, iyi ki doğdun Altay'ım." Fatma bebeğin kipriklerine parmak uçlarıyla dokundu ardından eğilip cennet kokusunu ciğerlerine hapsetti.
1994 yılının ekim ayının sonbaharında dünyaya geldi Altay Karalı, lacivert gözleri o gün açıldı dünyanın karanlık havasına. Adı gibi dağ oldu sarsıldı ama yıkılmadı. Her daim dik yaşayacaktı Altay Karalı.