Selam ballarım.
Bu yazar yine heyecandan duramayıp bölümü sınır dolmadan yayınladı.
Onları yazmaya aşırı heyecanlanıyorum yazdığımda da yerimde duramıyorum.
Sizden istediğim sınırı geçmeniz. Bence bir yıldıza basıp yorum yapmak siz güzel watty okurları için zor olmasa gerek.
Bölüm şimdiye kadarki en uzun bölümümüz. Yazdıkça uzayacağı kanaatindeyim. Yorum diye kurudum, yorumda yapın ballarımmm.
Birde ufak bir açıklama olsun. 15 Temmuz'un okulların açık olmadığı döneme denk geldiğini ben de biliyorum lakin her sene kendi lise yıllarımda okulumda ilçe programı düzenlenirdi ve Kaymakam, garnizon komutanları gelirdi. Çok büyük bir program olurdu. Hatta özel ikramlıklar hazırlanırdı. Bizzatta programlarda yer alırdım. Gerek şarkı söylemek gerek konuşma, şiir olsun bizzat içinde bulunurdum.
Sınır; 100 oy 50 yorum.
Keyifli okumalar.
ON İKİNCİ BÖLÜM ♣ FİKRİMDE ZİKRİMDE SEN♣♣♣
Sevilmek kelimelerle anlatılabilecek bir şey değil. Yaşamak onu hissetmekti sevilmek. Kalpte var olduğunu bilmek zorda kalınca ona sarılmaktı.
Baba sevgisi görmemiş bir kız çocuğuydum. Abisinin kardeş sevgisine baba sevgisi diyen bir çocuktum ben.
Diğer küçük kız çocukları babalarının kollarına koşarken ben abimin açtığı kollara koştum. Kanatları altına girdim.
Kendi gönlüne düşen yeni sevdasının peşinde koşmaya giden bir babanın kızıydım ben. Evlatlarına çok gördüğü sevgisini başkalarında harcayan bir babaya sahiptim.
Oturduğumuz masanın sandalyesine iyice yerleştim. Kendimi rahatlatmak adına derin nefesler aldım.
"Altı yaşındaydım Altay, okula başlayacaktım annem kayıt yaptırmaya götürmüştü sanki bütün düyalar benimdi. Annemin elini tutarken bile yerimde duramıyordum. Ben çok mutlu olduğumda korkarım Altay sanki mutluluğum kelebeğin üç günlük ömrü gibi gelir."
Gözlerim önümdeki çay bardağına değdi. "Yeni insanlarla tanışacağıma yeni arkadaşlıklar kuracağıma çok mutluydum. Normalde insanlardan çekinirim. Akşam olsun babam eve gelsin boynuna atlayayım istedim." Acı acı gülümserken kaşlarını çatmış bütün odağını bana kitlemiş adama baktım. Yıllar önce bana sevgisiz bakan babamdan daha sevgi dolu bakıyordu. Çatık kaşlarla bile.
"Babam gitti Altay. Ben başkasını seviyorum başkasıyla yeni bir hayat kuracağım dedi ve gitti. Bir başkası evlat sevgisinin önüne geçti. Hoş babamda bizi pek sevmezdi ya. İnsan sevmediği kadından çocuk yapar mı Altay?"
Ellerimi masada birleştirip dikkatle yüzüne baktım. Çenelerini sıkıyor birbirine kenetlediği parmaklarını birbirine baskılıyordu. Birbirini sevmeyen insanların çocuk dünyaya getirmesi garipti benim için.
"Yapar Asuman. Sen hiç kendi yaptığı çocuğunu inkar eden bir baba gördün mü?" Hafifçe öne doğru meylettiğimde sinirlenen sesi öfkesini inkâr etmiyor aksine yüze çıkıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LACİVERTE SÜRGÜN
Novela Juvenil"Hayal ettiğimden daha da güzel bir gelin oldun Asuman Karalı. Kalbim kalbine mezara kadar mühürlü, hiç bir güç sana olan bağlılığımı delemez yada zedeleyemez. Sen benimsin, ben seninim. Sen benim alın yazımsın, yüce Allah'tan bir hediyesin. Ben hed...