Ay helloooo
Canlar sınav haftam olduğu için çok yazamıyorum kızmayın bana şu üç haftayı atlatıyım koşa koşa bölüm yazacam
♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡♡
Hani demiştim ya "Kapkaranlık hayatına sızan küçük bir ışıktı şimdilik." diye . Sanki her gecen dakika daha da büyüyordu o ışık
Elinde şekerpareyle dolu koca bir borcamla girdi mutfağa. Engel olamadığı bir sırıtışla tezgahın üstüne koydu. Sonra iki elini tezgaha yasladı
"Ah nida"
Onun için yapmıştı. Hem de geldiğini görür görmez
Borcamin üstündekini tek seferde çekti aldı. Eline çatal alıp çıktı mutfaktan.
Öylesine bir kanal açtı seyretmek için değil kafasının içindeki sesleri, düşüncelerini bastırsın diye ama ne kadar yardımcı olmuştu bilinmezdi.
Ayaklarını uzattı koltuğa, borcamı kucağına aldı. Bir tabak alamayacak kadar sabırsızdı.
Bir çatal aldı, attı ağzına. Tatlının verdiği hazla gözünü kapadı. "Nida sen bu işi biliyorsun" Hızla doğruldu oturduğu yerden , ağzına attığı lokmaların hızı daha da arttı her gecen sürede
Zaten akşam pek bir şey yememişti timin çoğu yemeğe gitmişti. Bora'yı da çağırmışlardı ama daha fazla beklemek istemediğinden, evine gitmek istediğinden kabul etmemiş o yüzden yemek yememişti. Kendine bir şeyler hazırlamıştı ama çok yememişti. Onun üzerine çok iyi gelmişti bu tatlı
Tepsiye baktığında 10 tane rahat yediğini görünce duruldu biraz olsun.
Bir tatlı değil miydi? Niye bu kadar sevinmişti? Bir çocuk gibi .
Bir çocuk gibi...
Aslında Bora bilmezdi içindeki altı yaşındaki Bora'nın annesini ne kadar özlediğini. Annesine ne kadar muhtaç olduğunu.
Daha 6 yaşındaydı çoğu şeyi belki hatırlamazdı ama bazı şeyleri çok net hatırlıyordu.
Bora uyanmayı hiç sevmezdi hem de hiç sevmezdi. Annesi onu uyandırmak için çeşitli şeyler bulmuştu. Mesela biri kekti. Kek yaptığında eve muhteşem bir kokusu kaplardı. Hemde portakallı. Bora'nin en sevdigi kek.Ya da mesela yanağından uzun uzadıya öpünce daha kolay kalkardı. Belki uykunun içinde şefkat hissettiğinde
Artık ne kek yapan ne de öperek uyandıran bir annesi vardı . En son 6 yaşındayken tatmıştı bu duyguları
Ama..
Ama en azından annesi gibi şekerpare yapan biri vardı. Şimdilik yeter miydi?
Kendi iç sesiyle boğuşurken telefon çaldı . Arayan Selçuktu.
"Hayırlı akşamlar komutanım"
"Hayırlı akşamlar Selçuk. Hayırdır? Bir şey yoktur inşallah?"
"Yok komutanım yarın piknik düzenlemeyi düşünüyoruz. Cengiz komutanım sizlere haber vermemi emretti "
"Saat kaçta "
"14.30 gibi toplaşırız dendi"
"Tamam Selçuk gelirim inşallah "
Olacak olanları biliyordu ama yine de tutamadı çenesini. Selçuğun elinden alıp konuşmaya başladı sabri "Komutanım tek mi geleceksiniz?"
"Hah ben de diyordum ki bu sabri nerede. Evet sabri bir sorun mu var?"
"Yok komutanım o yüzden sormadım. Kişi sayısına göre hazırlık yapacağız da , ondan sorayım dedim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda sarmalı / Bornid
General Fictionkomşuluktan can yoldaşlıgına uzanan bir sevdanın hikayesi 🌼