Allah'tan haftasonu olduğu için okula gitme gibi bir derdi yoktu. Bütün gece bir gram ayrılmadı pencerenin önünden. Gözleri açık mı bilemiyordu anlamıyordu ama en azından iyi olduğunu biliyordu.
Bütün tim de uyumamıştı gece boyu. Yaptıkları bir şey de yoktu ama gidemiyorlardı işte. En sonunda Ali yüzbaşının emriyle gitmeslerdi hastaneden. Sadece nida kalmıştı.
Sabah olduğunda haberleri duyan Sabiha koşarak geldi Bora'nın yanına
"Nida kızım" ayağa kalktı gelen kişiyi görünce. Kadının gözleri dolu dolu bakıyordu nidaya "bora nasıl? İyi mi? Nerde şimdi? Bana neden haber vermedin?" Ellerini avuçlarının arasına aldı "sakin ol Sabiha teyzem. Bak orda" pencereden içeri baktığında içi acıdı kadının "vah oğlum neler yapmışlar sana" pencereye yaklaşıp daha yakından baktı "peki ne zaman uyanacak"
"Bilmiyorum ki teyzem"
"Sen nasılsın kızım" omzunu silkti üzüntüyle "bilmem gece geldim bir kere girdim yanına iyi konuşuyor ama işte.."
"Ama?"
"Bu hep böyle mi olucak? İlk kez yara almıyormuş. Bugün Allah korudu ya yarın?"
"Ah güzel kızım birileri vatanı korumak zorunda birileri de vatanı koruyanin evini beklemek zorunda. Hep böyle olacak. Yüreğin ağzında bekleyeceksin hiçbir şey yapamadan evinde." Bir yaş süzüldu yanağından kadın dayanamadı
"Ama bora güçlüdür kolay kolay bırakmaz" gözü oğlana kaydı "inşallah Sabiha teyze inşallah''
"Ee bana gece neden haber vermedin"
"Valla aklıma bile gelmedi. Baksana tavşanlı pijamamla gelmiş onun bile yeni farkına vardım" gülümsedi kadın
"İyi sen git üstünü değiştir ben burdayım nasıl olsa"
"Ben bir yere gitmem"
"Kızım temelli git demem birazcık uyu üstünü değiştirip geri gel"
"Ha öyle. O zaman ben gideyim geri hemen gelirim"
"Tamam kızım" son kez oğlana bir bakıp Sabiha tezyenin yanından ayrıldı. Evine gittiğinde iki dakika gözümü dinlendireyim derken farketmeden akşam olmuştu. Baş ağrısıyla kalktı kanepeden "bora" endişeyle hava karardığından karanlık eve baktı. Korktu ilk önce sonra aklı başına gelince telefonu aldı. Korkuyla yerinden sıçradı "neee 8 mi?"
Odasına koşup üstünü değiştirdi sonra tekrar çıktı evinden. Gidecekken açık bir pastane gördü. Ordan iki poğaça alıp yol boyu yedi. En son sabah bir şeyler atmıştı ağzına hala onunla duruyordu.
Hastaneye gelince yoğun bakımının önüne geldi. Bora'nın kaldığı yere baktığında korkuyla etrafa bakındı. Gelen bir hemşire görünce hemen yanına koştu "yoğun bakımda yatan hasta nerde şimdi? Bir şey mi oldu?" İçinden herhangi bir şey olmasın diye dua ederken kız gülümsedi
"Asker olan hastayı mi diyorsunuz?"
"Evet"
"O yoğun bakımdan çıktı şimdi normal odaya aldık" içi rahatlarken derin bir nefes verdi nida "hangi oda"
"228 nolu oda. Burdan dümdüz gidin solda" kıza teşekkür edip hızla gitti dediği yere. Odayı görünce kapıyı çaldı ilk
"Gel" Sabiha tezyenin sesiyle girdi içeri. Bora oturur vaziyette Sabiha teyze de onun yanındaki koltukta oturuyordu.
İkisi de kızı görünce gülümsedi ama Bora'nın mutluluğu gözünden okunuyordu. Niye bilinmez ama Sabiha teyzenin yanında boraya bakmaya untancından direkt sabiha tezeye döndü. "Kusura bakma Sabiha teyze ben uyuya kalmışım geç kaldım"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda sarmalı / Bornid
General Fictionkomşuluktan can yoldaşlıgına uzanan bir sevdanın hikayesi 🌼