Canım yanıyordu. Dokunsan ağlıycak değimi ise şuan beni anlatıyordu sanırım. Bu normal mi bilmiyorum ama onu merak ediyorum. Şuan ne yapıyor,iyi mi acaba diye düşünmeden edemiyorum.
Odamda yatağa oturmuş depresyona girmeyi bekliyordum resmen. Bana bağırıp çağırmasını değil de gözlerinin o anki halini düşünüyordum. Nihayet kıymetlimi kaldırıp dolaptan pijamalarımı çıkardım ve giydim. Saçlarımı da meşhur ev topuzunda yapmaya çalıştım. Aşağı inip doğrudan dolaba yöneldim. Cips ve çikolatalardan elime geldiği kadar alıp salona geçtim. Çikolata ve cipsleri sehpaya bırakıp odama çıktım. Masamın üzerindeki bilgisayarımı aldım. Tam aşağı inecekken bir pencere ilişti gözüme elimdekini tekrar yerine koydum ve pencereye yaklaştım. Açıp kafamı dışarı çıkardım. Manzarayı gördükten sonra orada kalmaya karar verdim ve tüm vücudumu dışarı çıkarıp orada oturdum. Yıldızlar çok yakın ve parlak görünüyordu. Rahatlamaya başlamıştım şimdiden. Telefonuma mesaj gelince açıp baktım.
GÖNDEREN:Bay Ego
Gizli yerimi keşfetmişsin.Karşıya baktığımda oda oradaydı. (Evlerimizin yapısı aynı olduğu için onun odasında da böyle bir yer olması normaldi). Gözleri ilk günkü gibi boşve karmaşık bakıyordu. Tek fark gözlerinin altının kızarmış olmasıydı.
Ağlamışmıydı o???
Onunla konuşmayı şimdilik istemiyordum. İçeri girip salona indim. Televizyonu açıp elime gelen ilk çikolatayı yemeye başladım. Koltuğa uzanıp boş boş televizyona bakıyordum. Gözlerim ise benden habersiz diyemiycem ama kapanmaya başlamıştı.YAĞIZ'DAN
Ona bağırdığım için pişmandım ama benden korkup uzaklasmasına dayanamıyordum,ortamdaki ölüm sessizliği bana Cansu'yu hatırlatıyordu. Benimle bir süre konuşmayacaktı büyük bir ihtimal ama ben kendimi affettirecektim. Evlerinden içeri girdiğimde televizyonun sesinden başka ses gelmiyordu. Televizyonu kapatıp ona baktım. Koltukta uyuyakalmıştı. Kucağıma alıp odasına götürdüm onu . Sonra da salona gelip koltuğa uzandım.Sanırım ona açık açık anlatmanın vakti geldi.
Ahh baş belası ah benden korkma!İDİL'DEN
Kalkar kalkmaz dolabın karşısına geçip tayt ve tişört aldım sonra da banyoya gidip giyinmeye başladım. Sahilde biraz yürüyüp hava almak istiyordum. Giyindikten sonra telefon ve kulaklığımı aldıp aşağı indim.
Dün Yağız'ın geldiğini biliyodum ama burada kaldığını ve koltukta tüm masumluğuyla uyuduğunu bilmiyodum. Ona daha fazla bakmadan dışarı çıktım ve kulaklığımı takıp yürümeye başladım.___________________
Biraz yürüdükten sonra bir kafeye gidip kahvaltı yapmaya karar verdim. Kafeden içeri girecekken telefonum çaldı. Arayan kişiyi görünce cevaplamak yerine sessize alıp içeri girdim. Şimdilik konuşmak istemiyodum onunla. Bir masaya oturup garsonu bekledim. Garson gelincede bişeyler sipariş edip telefonuma baktım. Üç cevapsız arama dört tane de mesaj vardı.Cevapsız aramaların ikisi Yağız 'dan biri ise Elif'tendi. Elif 'i aramayı aklıma yazıp mesajlara baktım.
GÖNDEREN:Bay Ego
Telefonlarımı neden açmıyosun?GÖNDEREN:Bay Ego
Neredesin?GÖNDEREN:Bay Ego
Konuşabilir miyiz? LÜTFEN.GÖNDEREN:Elif
Buluşalım mı? Biriyle konuşmaya ihtiyacım var.Elif ile konuşmak bana da iyi gelir düşüncesiyle ona mesaj attım.
GÖNDERİLEN:Elif
Ben sahilin oradaki ...... kafedeyim. Bekliyorum.Garson siparişleri getirdiğinde telefonuma bir mesaj daha gelmişti.
GÖNDEREN:Elif
Tamam birazdan ordayım.__________________
Çok gelmeden Elif gelmişti. Yanında biri daha vardı ve Elif'in ilkokul arkadaşıymış. Okulun ilk günlerinde Yağız'ın yanına oturacakken tanıştığım kızdı. Gerçi o gün ona sinirlenmiştim ama neden öyle bişey yaptığını açıklayınca sorun kalmamıştı. Yağız'ın arkadaşlarından bitinden hoşlanıyormuş ve bu yüzden de onların arasına girmeye çalışıyormuş.
Elif ise Teoman ile araları açılmaya başladığı için biraz düşünceliydi. Ama çok güçlü olduğu için bunu o kadar da belli etmiyordu.
Şimdi ise bizim evde dolabımdan kıyafet bakıyorduk. Elif ve Melodi 'nin zoruyla keyfim yerinde olmamasına rağmen bara gidiyorduk.-İşte bu! Kesinlikle bunu giymelisin. Yağız sana bayıl-
-Elif az önce sen Yağız mı dedin? Ne yani o da mı orada olacak.
-Böylesi daha iyi emin ol.
Zorla elime tutuşturduğu siyah deri elbiseye baktım. Başka çarem yoktu anlaşılan.
Hazırlanıp kızlarla dışarıda bizi bekleyen taksiye bindik. Dışarıyı seyretmeye başladım. Hava kararmaya başlamıştı, esmeye başlayan rüzgar ise ayrılık habercisi gibiydi. Bir günde onu özlemiştim. Benim güvende hissetmemi sağlayan kollarını,mutluklukla bakan gözlerini,huzur veren kokusunu,rahatlatan sesini... Ben ne çabuk bağlanmışım ya?
Nihayet taksinin de parasını ödeyip bardan içeri girdik. Alışık değildim böyle yerlere ortamdaki kokuya ise midem dayanıklı değildi.
Bar taburelerine yerleşip içecek bişeyler söyledik. Etrafa göz gezdirince onu gördüm. Lanet olsun buradaydı. Beni fark etmiş olacakki bana bakmaya başladı. Yanında Yiğit ve Melodi'nin hoşlandığını düşündüğüm çocuk vardı. Önüme dönüp kızlarla eğlemeye ve kısa eteğimle oturmaya çalışıyordum ki yanıma biri geldi. Yağız kadar olmasada tatlıydı.-Selam. Dans edelim mi?
-Be-
-Biraz konuşabilirmiyiz İdil?Bu Yağız'dan başkası değildi. Kaçışımın olmadığını anlayınca da kafamla onayladım. Dışarı çıkıp hemen yan taraftaki ara sokağa girdik.
-İdil şimdi sana herşeyi baştan anlatacağım ve sözümü kesmeden dinlemeni istiyorum.
Devam et dercesine kafamı salladım. Derin bir nefes alıp başladı. Ama yere bakıyordu.
-Cansu'dan sonra başkası hayatımda olamaz diye düşünüyordum. Benim çocukluğumdan beri vardı o. Taşındığınız ilk gün seni gördüğümde diğer kızlardan farklı geldin bana. Ne bileyim sanki aynı şeyleri yaşamışız gibi bakıyordun ve Cansu'ya benziyordun. Sonra okulun ilk günü yeni birinin geldiğini öğrenince yeni bir oyuncak çıktı diye düşündüm. Bunun sen olduğunu bilmiyordum tabi. Sonra sen geldin sınıfa Yiğit'in yanına oturdun. O gün beni aramıştın ya hani kuşlar bana canının bişeye sıkıldığını söyledi demiştin ben aslında seni kıskanmıştım. Sonra aramız iyi , sen ve ben biz olduk. Tam çok güzel gidiyor derken bana soğuk davranmaya başladın. Nedenini merak ettim ama sustum . Benimle konuşmamaya,benden uzaklaşmaya başladın ve ben bunlara dayanamadım artık. Çok sert çıkıştım biliyorum ama ben sevdiğim birini daha kaybetmeye dayanamazdım. Özür dilerim.
Sonunda gözlerime bakmıştı ve bir cevap bekler gibiydi.
-Yağız ben hep yanımda ol istiyorum, beni hiç bırakma istiyorum ama biz arkadaştan öte bişey olamayız. Bizi yıpratır bu.Arkadaşım olarak yanımda olur musun?
-Sadece arkadaş?
-Sadece arkadaş.Daha fazla onun yanında duramazdım. İçeri girip kızların yanına oturdum. Meraklı gözlerle bana bakmaya başladılar ama benim hiç konuşcak halim olmadığı için etrafa bakınmaya başladım. Yağız da gelmişti ve yerine oturup bana bakmaya başladı. O sırada Model-Değmesin Ellerimiz çalmaya başladı. Tam gözlerimin içine bakıyordu. Dayanamıyordum bana çaresiz bir çocuk gibi bakmasına dayanamıyordum. Zaman durmuştu sanki biz bakışırken şarkı ise bize inat durmamıştı.
'İşte bir kez daha
Durup karşında
Belki de son defa
Soruyorum sana
BİTTİ Mİ HİKAYEMİZ
Bu ne biçim son böyle...'____________________
Arkadaşlar şimdiden okuduğunuz için teşekkürler vote ve yorumlarınızı bekliyorum :-)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
~Yenilerin İçinde Sen~
Lãng mạnHayatımıza kimlerin gireceğini bilemiyoruz. Çekiniriyoruz daha çok aslında yeni insanlara kapımızı açıp kırılmaktan. Güvenemiyoruz . Sonuçta kimseyi ilk görüşte tanıyamayız değil mi? Hep bir önyargı oluşur kafalarda ama bir gün öyle biri gelir ki...