~Yenilerin İçinde Sen~

- 11 -

Gözlerimi açtığımda Yağız'ın kolları belime sarılıydı ve uyuyordu. Bunu fırsat bilerek onu izlemeye başladım. Yüzü kusursuzdu ve kaşları çatık değildi. Bu haliyle çocuklar kadar masum ve zararsız geliyordu.
Onu uyandırmadan kalkıp mutfağa indim. Kahvaltı kazırlayıp tekrar onun odasına çıktım. Onu nasıl uyandırayım diye düşünürken odasındaki masanın üzerindeki su bana yardımcı oldu. Suyu alıp yanına yaklaştım.
________________

Kahvaltı masasına oturmuştuk. Ben tabağımdan kafamı kaldırmadan oturuyordum. Yağız ise birazcık sinirlenmişti. Neden mi? Az önce onun yüzüne su dökerek uyandırmıştım ve kendimi Yağız'ın kollarında bulmuştum. Hayır yani nasıl bir harekettir o?
Sonunda masadan kalktığımızda ben eve gidip hazırlanmaya başladım. Okulu yaz tatillerinde ne kadar özlüyor olsamda bugün okul için haftanın son günüydü ve buna çok seviniyorum.
Hazırlandıktan sonra çantamı alıp dışarı çıktım. Yağız da aşağıda arabanın yanında bekliyordu.

-Yağız yürüyerek gitsek olur mu? Hem biraz hava alırız.

-Neden olmasın?

Okula doğru yürümeye basladık.

-Şey ben sabah için özür dilerim. Seni sinirlendirmek istememiştim. Sade-
-Sadece şaka yapmak istemiştin ve büyük bir tepki verdim. Asıl ben özür dilerim.

Okula yaklaşırken Yağız ellerimi tuttu . Yüzüne baktığımda gülüyordu. Okula girince herkes bize bakmaya başladı. Yağız gayet rahat yürüyordu. Ben de öyle yürümeye başladım. Sınıfa girince de herkes bize bakıyordu. Benim dikkatimi ise tanıdığım kişiler çekti. Yiğit önce baktı sonra kafasını sallayıp sınıftan çıktı. Elif ise üzgün gözlerle bakıyordu. Sıramıza geçip oturduk.

Üç ders geçmişti. Biz ise sırada oturuyorduk.Yağız birden ayaklandı.
-Nereye gidiyorsun?
-Bir işim var gelirim birazdan.
-Peki.
deyip yanağını öptüm. İçimden geldigi için yapmıştim. Önce şaşırarak bana baktı sonra da tebessüm edip gitti. Aradan iki ders geçmesine rağmen gelmemişti. Telefonuma mesaj gelince hemen açtım.

GÖNDEREN:Bay Ego
İşim uzadı.Okula gelmiycem. Çıkışta yalnız gelebilir misin?

GÖNDERİLEN:Bay Ego
Elif ile giderim sorun olmaz da bir sorun yok demi?

GÖNDEREN:Bay Ego
Bir sorun yok ya sen dedigimi yap.

Tenefüste sırada otururken Yiğit geldi yanıma.
-Selam. Nasılsın?
-İyi sen?
-Ben de iyiyim. Yağız ile aranda bişey mi var?
-Ya şey yani... Evet. Bişey sorucam. Herkes okula gelirken bize neden öyle bakıyordu?
-Bunu gerçekten merak ediyor musun?
-Evet.
-Yağız ile biz kardeş gibiydik, Cansu ölene kadar. Cansu öldükten sonra hiç kimseyle konuşmadı,yüzü hiç gülmedi. Aslında Cansu'dan sonra bütün kızlardan nefret etmeye başladı. İlişkileri tek gecelikti. Çevresinde kimseyi bırakmadı. İşte bugün de el ele girince okula herkes şaşırdı.
-Şey yani Cansu, onu nereden tanıyordu.
-Cansu, ben ve Yağız çocukluk arkadaşlarıyız. Cansu ve Yağız zaten küçüklükten beri birbirlerini seviyorlardı. O da bu okuldaydı. Bu sırada oturuyordu. Cansu'dan sonra bu sıraya hiç kimse oturmadı. Daha doğrusu Yağız oturtmadı. Tabi sen gelene kadar. Yani sana farklı davranıyor ama dikkat et seni üzmesine izin verme.

Dedi ve gitti. Kafam karışmıştı hem de fazlasıyla. Dersler sonunda bitmişti ve Elif ile eve dönüyorduk.
-İdil yanlış anlamasan sana bişey söylemek istiyorum.
-Tabi söyle.
-Yağız'a karşı bişeyler hissediyor musun?
-Yani sanırım evet. Bunu bana neden soruyorsunuz?
-Sadece dikkat et olur mu? Seni üzmesine izin verme. Onun genelde tek gecelik ilişkileri olmuştur Cansu'dan sonra.

Elif ile ayrılıp eve doğru gitmeye başladım. Bu neydi şimdi,ben neden mutlu olamıyorum ,neden kafamda hep bir soru var???
İçeri girdiğimde ses yoktu. Yağız'da da bir anahtar vardı demek ki daha gelmemiş. Kapıyı kapatıp arkama döndüğümde şaşkınlıktan küçük dilimi yutucaktım. Yerde güller vardı ve yukarı doğru çıkıyordu. Yolu takip ettim ve en sonunda odamın önüne geldim. Kapıda bir kağıt asılıydı.
'Şimdi odana gir ve hazırlan. Kağıtlar seni yönlendirecek. Eee hadi çok beklettin!'

Odama girdiğimde yatağımın üzerinde bir kutu vardı. Çantamı bir yere bırakıp kutunun yanına gittim. Kapağinda yine bir not vardı.
'Sana yakışacağından eminim ;)'

Beyaz diz üstünde biten bir elbiseydi. Hemen elbiseyi giydim. Aynanın karşısında biraz makyaj yapmaya başladım. Bir not daha.
'Aynanın karşısında çok durma güzelliğinden çatlayabilir'

Şimdi anlaşıldı okuldan niye işim var deyip gittiği. Kapıda bir not daha buldum.
'Şimdi doğru bizim eve ;)'

Evin kapısını kapatıp bahçeden çıktım ve karşıya geçtim. Tam zile basacakken bir not daha gördüm ve anahtarı getirdiğim için kendimi tebrik ettim.
'Anahtarı unutmadıysan zile basmazsan sevinirim.'

Kapıyı açıp içeri girdim. Çok heyecanlı olsamda bir o kadar da tedirgindim aslında. Elif ve Yiğit'in anlattıkları kafamı karıştırmıştı. Ya gerçekten beni kullanıyorsa?

-Hoşgeldin. Çok güzel olmuşsun.
-Sende iyi görünüyorsun.
-İstersen masaya geçelim acıkmışsındır.

Olumlu anlamda kafamı salladım ve masaya gectik. Harika görünüyordu kesinlikle ve iştahım açılmıştı. Masaya oturup tabağıma bişeyler koydum ve yemeye başladım. Yağız ile hiç konuşmuyordum ve sessizliği bozan Yağız oldu.
-Nasıl ,beğendin mi?
-Evet ,harika.
-İdil sen iyi misin? Yani ne bileyim bana biraz soğuk davranıyorsun.

Cevap vermeyip yemeğime devam ettim. Doyduğumuzda masayı toplamaya başladım. Yağız ise onunla konuşmadığım için sinirlenmeye başlamıştı. Yanıma yaklaşınca elimdeki bardakları düşürdüm ve ondan uzaklaştım. Herşey birden olmuştu. Bir daha yanıma yaklaşınca yine ondan uzaklaştım. Yağız baya sinirlenmiş ve gözlerinin rengi koyulaşmaya başlamıştı. Bu hali beni daha çok korkutuyordu. Masadaki şişeyi alıp duvara fırlattı.
-Lanet olsun İdil benden niye kaçıyorsun, benden niye korkuyorsun.

Resmen kükremeye başlamıştı ve ben çok korkuyordum. Bu yùzden de cevap veremedim.
-Ya susma bişey söyle kır dök ama bişey yap öyle durma. Benden korkma , benden kaçma.

Sinirden ve korkudan gözümden yaşlar akmaya başladı. Elime geçen herşeyi fırlatmaya başladım. Artık heryer cam kırıklarıyla doluydu.

-Bak kırdım herşeyi oldu mu?

Bana boş boş bakmaya başlamıştı.
-Kafam karışık anladın mı. Cansu öldükten sonra kimseyi sevmemişsin çevrende kimseyi istememişsin. Tek gecelik ilişkilerin varmış. Bunları duyduktan sonra kendime bir soru sordum ve sadece onun cevabını arıyordum sersem. Beni neden bu kadar çabuk hayatına aldı ve beni de o tek gecelik kızlar gibi mi görüyor?

Deyip kapıya doğru yürüdüm ve kapıyı çarpıp çıktım. Son söylediği şeyse sorumun cevabıydı sanırım.
"Çünkü seni seviyorum."