- 13 -

113 18 1
                                    


-Canım arkadaşım biz kızlarla kantine gideceğiz bişey ister misin?
-Yok canım teşekkürler.

Bara gittiğimiz günden beri arkadaş gibi davranmaya çalışıyordum ona. İki hafta geçmişti ama o inatla kabul etmiyordu bunu. Hala onun yanında oturuyordum ve hata mı yapıyorum diye düşünüyorum. Sonuçta arkadaş olamıyacaktık.
Annemler tam bir hafta sonra gelmişlerdi ama bir sorun yüzünden tekrar gitmişlerdi. Ben de yine Yağız ile kalıyordum. Zaten bir iki güne dönerlerdi.
Kızlarla tostlarımızı alıp kantindeki masalardan birine kurulduk.

-Eeee İdil nasıl gidiyo arkadaşlık operasyonun? Ne hissediyorsun nasılsın?

-Bilmiyorum. Yani doğrusunu söylemek gerekirse tek kelimeyle ARAFTAYIM. Yani onunla arkadaş olmayı hem istiyorum hem de yapamıyacağımı bildiğim için istemiyorum.

Elif cevabını almış gibi tostunu yemeye devam etti. Tostlar bittiğinde kantinden meyvesuyu aldık ve iki haftadır yaptığımız gibi okulun arka tarafındaki banka doğru gitmeye başladık. Genelde pek kimse gelmezdi arka tarafa ama bu defa sesler geliyordu.

-İnanmaya bilirsin Irmak ama anla şunu ben onu seviyorum.

Yağız...

Köşeyi döndüğümüzde onları gördüm. Ama keşke görmeseydim. Yağız ve Irmak(namı değer sınıftaki sürtük) dudak dudağa. Hayır ya hayır. Meyvesuyu elimden kayıp düşünce beni farketti ve galiba açıklamaya çalıştı. Ama ben hiçbir şey duymuyordum. En son Emre'den sonra olmuştu bu.Sinir krizine girmeden buradan gitmeliydim.
Ağlayarak koşuyordum ve kesinlikle ne yaptığımı bilmiyordum. Evin anahtarınì cebimden çıkarıp deliğe koymaya çalıştım. Yağız da yaklaşıyordu. Sonunda kapıyı açtığimda içeri girdim kapıyı kapatmaya çalıştım. Tabi Yağız gibi bir öküz kapının arkasında olunca pes edip odama çıktım ve o gelmeden kapıyı kilitlemeyi başardım.
-İdil aç kapıyı konuşalım lütfen herşeyi yanlış anladın.

Aynanın önündeki herşeyi sinirden tek seferde yere attım. Camların kırılma sesi geldikçe rahatlıyordum sanki.

-İdil kapıyı aç n'olur.

Çalışma masamın üstünü de boşaltmıştım. Hem ağlıyordum hemde sinirden titriyordum. Sonunda artık gücün kalmadığında yere oturup kırık camları izledim. Kalbimden fazla mı kırılmışlardı? Hiç sanmıyorum. Hıçkırarak ağlamaya başlamıştım.
-Kapının arkasındaysan çekil kapıyı kırıcam.

Dediği gibi de kapıyı kırıp önce yerlere baktı sonra da gözlerime. Kendine kızmış gibiydi. Yanıma gelip elimi tutmaya çalıştı.

-Dokunma bana öküz.
Bağırdığım için şaşırmıştı biraz.

-Tamam dokunmuyorum. Ama beni dinle hiçbir şey gördüğün gibi değil.

Sesimi kontrol edemiyordum artık olduğundan yüksek çıkıyordu.

-Ya nasıl göründüğü gibi değil? Sorun ne biliyor musun? Benim salak gibi seni düşünmem. O bara gittiğimiz gün sana söylediklerimden sonra yüz ifaden beni çok düşündürmüştü. Acaba yanlış mı yaptım diye düşünüyordum. Şimdiyse ne kadar doğru bişey yaptığımı anlıyorum.

-Böyle söyleme , bir dinle beni. Irmak'la aramızda bişey oldu ama tek gecelik bişeydi. Bugünde beni unutamadın biliyorum falan diyordu ama ben seni sevdiğimi söyledim. Sonra o beni öptü. Hem ben karşılık bile vermedim.

~Yenilerin İçinde Sen~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin