remind her how it used to be,
with pictures in frames of kisses on cheeks,
tell her how you must have lost your mind,
when you left her all alone
And never told her why
*Bir günde iki bölüm... Her şey sizin yorumlarınız sayesinde bayılıyorum yorumlarınızı okumaya gerçekten🤪💕 Bir de, 13. bölüm olması lazım 30 küsür vote almış onun için de teşekkür edeyim hehe Tamam susuyorum artık hadi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Çok güzel çıkıyorsun."
Yanımda oturmuş kameranın ekranından bana bakan Dusan'ın cümlesiyle herkes gülümsedi.
"Abartma." dedim sessizce. "Utandırma."
Kameranın arkasında hata yapsak da dalga geçseler diye bekleyen Alfred, Liva ve Edson üçlüsüne baktım. "Gitsenize siz ya."
"Olmaz." dedi Edson hemen. "Sizden sonra bizim de çekimimiz var hem."
"İsterseniz çıkabilirsiniz..."
Sosyal medya menajerliklerini yapan Tarık'ın cümlesini bitirmesine izin vermeden "Hayır çıkmayalım ya, bunu izlemem lazım." diye araya girdi Liva
"Son 10 saniye..."
Geriye doğru sayılmaya başlandığında etraftaki konuşmalar yavaş yavaş söndü ve yerini sessizliğe bıraktı. Herkesin gözleri artık tamamen bize odaklanmıştı, yüzlerce ünlünün karşısında podyumlara çıkarken bile bu kadar stres olmazdım.
Heyecandan istemsizce bacağım sallanmaya başladığında Dusan uzanıp eliyle kavradı bacağımı. Göz ucuyla ona bakıp minnettar bir bakış yolladım.
"Kulübümüzün kanalına hoşgeldiniz!"
Geri sayım bittiği gibi konuşan Tarık'a doğru gülümsedim. "Hoşbulduk."
"Uzun zamandır kanalda istenen bir çifttiniz, bizi kırmayıp geldiğiniz için çok teşekkür ederiz! Ayrıca, taraftarımızın bilmesini istediğimiz bir diğer şey ise bu videodan elde edilen gelir zorba karşıtı hayır kurumuna bağışlanacak."
Biz alkışlarken çocuklar da alkışladığında gülümsedim.
Dusan Tadic, hemen ciddi modunu takındığında ona baktım. Dünyanın en profesyonel insanı olabilirdi ama ben kesinlikle değildim.
"Öncelikle çok merak edilen bir soruyla başlayalım diyoruz..." Elindeki karta baktı Tarık. "Sera, sen de kulübüzün taraftarı mısın yoksa tuttuğun başka bir takım mı var?"
"Ba Dum Tıs." diyerek bateri sesi yapmaya çalışan Edson'a gülmemek için zor tuttum kendimi.
"İtiraf etmeliyim ki eskiden değildim." Alfred kamera arkasından yuhalamaya başladığında dayanamayıp güldüm, kameralar onları da çekiyorlardı artık zaten. "Ama şu an kesinlikle öyleyim. Oldukça takip ediyorum, zaten kızımızdan dolayı zorundayım gibi bir şey."
Tadic kahkaha atıp araya girdi. "Lila kesinlikle en büyük hayranımız olabilir. Dün tesise geldiği halini size yollayacağım ekrana koyarsınız, üstündeki her şey kulübe ait olan kıyafetlerdi. Çorabı bile!"
