"Ne zamandır seni arıyorum nerdesin Allah aşkına?"
Bağırmıştı, bana bağırmıştı.
"Ses tellerine dikkat et Ferit karşında çalışanın yok haddini bil."
"Senin karşında kim var?"
Durmuştu, aldığı nefesi duydum.
"Sevgilin var Seyran."
"Bak biliyorum merak ettin, ama sende biliyorsun ki herşey omuzlarımda. Bu ev şirket masa hepsi ne kadar yorucu haberin var mı? Talip olduğun yolu yokuşlarıyla seveceksin Ferit. Ben diğer sevgililerine benzemem. Öyle bana bağırıp sesini yükseltemezsin."
"O yüzden çekil dedim sana, bu yollar dikenli Seyran. Senin topuklu ayakkabılarına göre değil. Bırak yönetimi bana sen şirketlerinle evinle ilgilen."
Şaka mı yapıyordu? Babamın ilmek ilmek ördüğü, tırnaklarıyla kazıyarak tırmandığı o masayı ona tamamen bırakmamı mı istiyordu benden?
"Şaka mı? Sence ben buna evet der miyim? Bunun için yetiştim Ferit. Günü geldiğinde o koltuğa oturmak için yetiştim. Asla bırakmam asla."
"Benim için bile mi?"
"Sen neden bunu gurur meselesi haline getiriyorsun anlamıyorum? Sana defalarca söyledim babamın mirasını öylece bırakmam. Masayı yok et bırakayım."
Gülmüştü, alay eder gibi gülmüştü.
"Bu kadar uzaksın işte bu durumlara, masanın yok olmayacağını bile bilmiyorsun."
"Yorma beni, kapatıyorum."
Cevabını beklemeden kapatmıştım telefonu. En büyük desteği görmem gerekirken beni saçma sapan şeylere zorluyordu. Karşısında şımarık bir kız çocuğu olduğunu sanıyordu. Odam üç kısımdan oluşuyordu. Giyinme odam, çalışma odam ve yatağımın olduğu kısım. Yatağımın olduğu kısma geçerken parke sesi duyduğumda kapıya ilerlemiştim, kapım aralıktı. Kapıyı itip uyumaya geçmiştim.
***
Uyandığımda başımda bekleyen Polinayı gördüm.
"Hiç vazgeçmeyeceksin değil mi? "
Kafasını olumsuzsa sallamıştı.
"Hayır, her uyandığında ilk beni göreceksin. Sen uyanmadan odayı aradım bi sıkıntı yok."
Her gün her sabah ben uyanmadan odama geliyordu, detaylı inceliyordu, ona göre ben uyurken içeri biri girebilir odaya dinleme cihazı koyabilirdi.
"Bugün kalkmadın sabah namazına?"
"Kalkamadım, kazasını yapacağım."
Başını sallamakla yetinmişti. Kapının çalmasıyla ikimizde kafamızı çevirmiştik.
"Tomris hanım gelebilir miyim?"
Ses Nesrinindi.
"Gel."
Elinde koca bir paketle girmişti.
"Size gelmiş."
Bana uzattığında yatağın üzerine koymuştum. Nesrin resmen açmamı bekliyordu. Polina ona döndü.
"Nesrin, ciddi anlamda gözüme batıyorsun. Hiç iyi şeyler olmayacak ben söyleyeyim."
"Siz siz yanlış anladınız."
Gülmüştü Polina.
"Hepte ben yanlış anlıyorum. Bu katla sen ilgilenmeyeceksin dediğim halde neden buradasın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Mystery / Thriller"Bu yaşta bu zeka, bu merhametsizlik sanki büyümüşte küçükmüş gibisin." Gülmüştü, bilseydi babasının onun nasıl yetiştirdiğini belki az bile derdi. "Kuzgunları bilir misiniz?" "Aşina değilim pek." "Kuzgunlar türünün en zekisi, en siyahı, en merhame...