Feritin parmağını tetikte gördüğünde hızla ona hamle yapıp silahı tavana doğrulttu Seyran, aynı anda Ferit silahı ateşlemişti. Kalbi çarpıyordu, Ferit'e bişey olma ihtimali kalbini ağzına getirmişti.
"Napıyorsun sen salak mısın Ferit?"
Seyranın Ferit demesine gülümsemişti.
"Seni başkasıyla görmek bana zaten ölüm. Anladın mı şimdi seni ne kadar sevdiğimi?"
"Anlamadım, karşımda tamamiyle gerizekalı biri var. Beni seviyorsun öyle mi? Sözde canını ayaklarımın önüne serecek kadar çok seviyorsun öyle mi?"
Sesi yükselmişti.
"Kalbimi avuçlarının arasına alıp ezdiğinde görmek isterdim beni sevdiğini, abimin cansız bedeni kollarımın arasındayken bunu yaptıranın sen olduğunu bildiğimde görmek isterdim beni sevdiğini. Ama şuan gördüğüm ne biliyor musun?"
Birkaç adım yaklaşmıştı Ferit'e.
"Suçluluk duygusunu iliklerine kadar hissettiğini halde, tüm yüzsüzlüğü ve onursuzluğuyla af dileyen bir erkek görüyorum."
Ona adam diye hitap etmemişti. Biraz daha yaklaşıp kulağına fısıldar halde konuştu.
"Seni affetmeyeceğim, bir gün başka bir adamın karısı olacağım, onun çocuklarını doğuracağım. Sen sadece izleyeceksin Karan. Seni kafana sıkıp öldürmeyeceğim."
Geri çekilip işaret parmağını kalbinin üzerine koydu.
"Seni burandan vuracağım. O zaman içimdeki ateş soğuyacak."
Cümlesi bittiğinde içeri hızla Aykan girmişti.
"Abi noldu? Haber verdiler silah sesi duyulmuş."
Güldü Seyran.
"Korkma abini vurmadım."
Dediğinde kapıya doğru ilerlemişti, Aykanın yanına geldiğinde durdu.
"Bu gece abine içtiğinde ayı gibi uyuduğu ilaçlardan ver Aykan. Bu gece onun için zor geçecek."
Kapıyı çarpıp çıkmıştı, asansöre ilerledi. Düğmeye bastı. Asansör geldiğinde boş olduğunu görüp bir nefes verdi. İçine girdi ve hareket ettiğinde onu durdurdu. Yere çöktü çaresizce. Kalbini tuttu, nefesi kesiliyordu adeta. Asla başka bir adamın ona dokunmasına izin vermezdi. Bu düşünceyi aklından geçirip dudaklarından dökülmesi bile onun midesini bulandırmıştı. Feriti nereden vuracağını bilip ona göre konuşmuştu. Ayağa kalktı, asansörün aynasından yansımasına baktı."Aferin kızım. Kan kusacagız ama kızılcık şerbeti içtik diyeceğiz. Aferin."
***
Malikaneye geldiğinde kapıda Polina onu bekliyordu.
"Hayırdır kapılarda mı karşılanıyorum."
"Sana hayırdır asıl silah sıkmışsın?"
"Ben değil salak kendine sıkmaya çalıştı."
Ufak bir şaşırma belirtisi olarak dudakları açıldı Polinanın.
"Ne?"
"Of Pol çok yorgunum. Cidden uğraştığım şeylere bak."
Omuzlarını düşürdü Polina. Ama hala Seyrana bakıyordu.
"Noldu?"
"Annen."
"Noldu anneme."
"Seninle konuşmak istiyor.
Dediğinde Seyranın vücudu kaskatı kesilmişti. Abisi öldüğünden beri annesi kimseyle konuşmuyordu. Hızla kapıdan girip annesinin odasına yöneldi. Kapıyı tıklattı ve içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Mystery / Thriller"Bu yaşta bu zeka, bu merhametsizlik sanki büyümüşte küçükmüş gibisin." Gülmüştü, bilseydi babasının onun nasıl yetiştirdiğini belki az bile derdi. "Kuzgunları bilir misiniz?" "Aşina değilim pek." "Kuzgunlar türünün en zekisi, en siyahı, en merhame...