Dediğimden sonra herkesin gözler faltaşı gibi açılmış bana bakıyordu. Aykan dayanamayarak konuşmuştu.
"Yenge yemin ederim senin hep çok taşşaklı biri olduğunu biliyordum ama evlilik teklifi de ne bileyim?"
Polina anlamaz gözlerle bana bakarken Ferit'in kafasını kaldırmadan cevap vermişti Aykana.
"Bu sandığın gibi bir evlilik değil ki, güç birliği istiyor. Gerçek bir evlilik değil."
Cümlesini bitirdiğinde bana kırgın bakıyordu.
Aykan ve Polinaya baktım.
"Bize biraz izin verseniz olur mu?"
İkiside itiraz etmeden ayağa kalktı. Polina yanımdan geçerken durdu ve sadece benim duyacağım bir ses tonuyla kulağıma fısıldadı.
"Ne sikim düşünüyorsun bilmiyorum ama iyi düşün."
Odada yalnız kaldığımızda yanına oturdum.
"Noldu? Yüzük almadığım için mi?"
Dalga geçtiğimi gördüğünde yüzündeki ifade daha sert bir hal almıştı.
"Dalga mı geçiyorsun benimle? Sana daha önce evlenme teklifi ettiğimde kabul etmemiştin yüküm var demiştin ne değişti şimdi?"
"O zaman bana evlilik teklifi ettiğinde neden ettiğini konuşmayalım istersen yoksa zararlı çıkarsın."
Konuyu babasına getirmek istemediği için susmuştu.
"Seni seviyorum, senden başka hiçbir erkekle olamam. Sen kendimi açtığım ilk ve tek adamsın. Evet güç birliği için seninle evlenmek istiyorum. Ama bu evlilik er ya da geç olacaktı zaten."
Arkamı koltuğa yaslamıştım.
"Tabi evlilik teklifini sonra bi zahmet sende yaparsın."
Gülmüştü.
"Sana ne yapsam beğenmezsin gibi?"
Bacak bacak üstüne atıp omzumun üzerinden ona baktım.
"E yani biraz yaratıcı olman gerekecek."
Bu halim hoşuna gitmişcesine güldü.
Yüzümü yüzüne yaklaştırdı.
"Seni özledim."
Nazlanırcasına baktım ona.
"Yanındayım ya."
Bedenini bana döndürüp kalçalarımdan tutup beni kaldırıp kucağına oturttu.
"Burada otur."
Kalçamı kasıklarına baskı yaparak oynattığımda kafasını geriye atıp inledi.
"Çok rahatmış, keşke başından otursaydım."
Kafasını tekrar kaldırdığında gözlerime baktı.
"Seyran."
"Hı?"
"Sana dokunabilir miyim?"
Kafamı boynuna yaklaştırıp kulağının arka kısmını öptüm.
"Bana herşeyi yapabilirsin sevgilim."
Dediğimde artık onun sabrının son sınırına geldiğini anlamıştım. Kalçamdan tutup kendisiyle beni ayağa kaldırmıştı. Odaya gittiğimizi anladığımda içimde oluşan heyecana engel olamamıştım. Sahi tenime dokunmayalı ne kadar olmuştu.
Beni yavaşta yatağa bıraktı. Kırmaktan korkuyordu, incitmekten. Şuan sanki ilk defa birlikte oluyor gibiydik aradan uzun zamanlar geçmişti. Ve biz tüm bildiklerimizi unutmuştuk. Yatakta otururken karşıma geçip üzerindeki tişörtü çıkardı. Vücudu eskiye nazaran daha kalıplıydı kasları ortaya çıkmıştı. Bensizliğin acısını spor yaparak unutmaya çalıştığı belliydi. Pantolonunu da çıkardığında yutkunmama engel olamamıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
Mistério / Suspense"Bu yaşta bu zeka, bu merhametsizlik sanki büyümüşte küçükmüş gibisin." Gülmüştü, bilseydi babasının onun nasıl yetiştirdiğini belki az bile derdi. "Kuzgunları bilir misiniz?" "Aşina değilim pek." "Kuzgunlar türünün en zekisi, en siyahı, en merhame...