18. Bölüm

8.5K 569 272
                                    

"SİKTİR!" Diye bir küfür mırıldandım.
"Hemde koca bir SİKTİR!" Diyen Nesrin oldu.

Bizim ailelerimizle konuşup ortak bir şekilde bu evi almalarını sağlamak zorundaydık.

"Bu evi bir an önce almalıyız. Ya da kendimize başka bir ev bakmalıyız." Diye bir öneride bulundum. O Barlas denen adam benim delimi rahat bırakmazdı.

Nesrin olumsuz anlamda kafasını salladı.

"Olmaz! Ben yeğenimi bu evde büyütmek istiyorum. Bu ev bizim bir sürü anımızla dolu." Dedi üzgünce. Nesrin doğru söylüyordu. Bu evde bir sürü anımız vardı.

"Kötü bir haberim var. Galiba yaşlanıyoruz."

Yeşil gözlerini kocaman açtı.

"Bunu sen demedin ve bende duymadım." Nesrinin bunu kabul etmesi gerekiyordu. Yaşlanacağına inanmıyordu. Kremlerin onu genç tutacağına inanıyordu.

"Bu durum evden beter. Ben gencim, daha sadece of kabul edemem! Gencim ve güzelim."

Bana bir tane vurmayı ihmal etmemişti. Omzuma vurmuştu.

"Aklıma abuk sabuk şeyler sokma. Ben gencim tamam mı? Yüzüm kırışmamış ve saçlarım beyaz olmamış. Sadece ruhum yaşlandı." Diye adeta isyan etti.

Benden çok kendini ikna etmeye çalışıyordu. En iyisi konuyu değiştirmem gerekiyordu. Yoksa Nesrin başımın etini yerdi.

Yaşlı değilim.
Yaşlı olamam.
Hala genç ve güzelim.
Hayır olamaz!

Buna benzer bir sürü cümle kuracağına emindim.
"En son evin sahibi satmayacağını söylüyordu. O kadar evi bize satması için ikna etmeye çalıştım. Hiç oralı olmadı." Deyip konuyu değiştirdim. Nesrin buna kanmıştı.

Hayır yanii benim yapamadığımı bu Barlas denen herif nasıl yapmıştı?

Kendime karşı çok gücendim. Nesrin saçlarıyla oynamaya başladı.

"Bizim ev sahibi biraz paraya düşkün. Kadın birde dul ya Barlası görünce ağzının suyu akmıştır. O salak kesin evi beleşe vermiştir."

Nesrin, Barlas denen adamı kıskanmış mıydı? Bana bunu hiç yansıtmamıştı. Benim arkadaşım iyi oynuyordu. Maskesini indirmesini biliyordum. Az çok dua etmemiştim birine aşık olsun diye.

"Değişik bir kadın. Erkek görünce orası burası ayrı oynuyor. Senin anneni tanımasam diyeceğim sen onun kızısın. İtiraf et sende erkekleri seviyorsun. Hiç kadına çamur atma."deyip eski ev sahibimizi savundum.

"Seviyorum ama onun kadar zevksiz değilim! Ayrıca erkekleri görünce oramı buramı oynatmıyorum. Gözlerimin yeşilli yeter." Deyip kendini övdü.

Ona baktığım zaman gözlerini devirmişti. Nesrin çikolata kavonuzunu önüne koymuştu ve kaşık kaşık çikolata yiyordu.

"O adamın doğduğu güne lanet olsun!"
Evet yeni kurbanımız belli olmuştu.

"En sen seviyordun? Hatta mahalleye kavgaya yardıma gelmiştiniz."

Elindeki kaşığı öfkeli bir şekilde kavanoza batırdı.
"O bu gül olayını bilmeden önceydi. Onu peşimde köpek gibi gezdireceğim. Bana aşık olacak. Hemde öyle böyle değil! ben onu terk edip başka biriyle çıkmazsam adım Nesrin olmasın." Oldukça idialı konuşuyordu.

"Sinirlisin diye böyle konuşuyorsun. Hem bir Nesrin atasözü ne der?"

Yeşil gözlerini bana çevirdi ve bir savaşa giriyormuş gibi elini havaya kaldırdı. Bazı zamanlar aniden Nesrine geliyorlardı.

KUM SAATİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin