Tehlikeli sular

153 22 36
                                    

Minho'dan

İsmim Lee Minho. 25 yaşında bir polis memuruyum. Ailem farklı bir şehirde yaşıyor. Hatta köy desem daha doğru olur. Ben polis akademisini kazandıktan sonra onlardan ayrı yaşamaya başladım. Ama sık sık gidip geliyorum.

Mesleğimi seviyorum. Şuan çalıştığım ekip organize suçlar şube. Chan benden 2 yaş büyük olan ekibin Başkomiserden sonra en yetkili ismi. Sözünün eridir. Ekibi arka planda yöneten kişi diyebilirim

Changbin deli doludur. Defalarca suçluyu dövmekten uyarı almış birisi. Ama hala vazgeçmiyor.

Ve başkomiser Jeongin. Şimdiye kadar başkomiser olmuş en genç kişi. Benimle yaşıt olmasına rağmen başkomiser olmayı başarabildi.

Şu sıralar hepimizin odağında tek bir isim var. Arsen Lüpen..

Yaptığı soygunlardan sonra neredeyse hiçbir iz bırakmadan ortadan kaybolan azılı bir hırsız. Gittiğimiz her yerden elimizde tek bir ipucu bile olmadan döndük..

Ama ipucu her zaman olay mahallinde değildir öyle değil mi? Yaşadığım apartmana yakın bir yerde boş bir villa var. Ve tam önünde öylece duran bir cadillac.

Buradan bakınca garip gözükmüyor olabilir. Ama bir gece cadillac evin önünden hareket etti. Akşam geç saate kadar bir yere saklanıp bekledim ve 3 üniversite öğrencisi olduğunu tahmin ettiğim öğrenci indi.

Daha sonra villaya girmek yerine ön tarafta kalan virane bir apartmana girdiler. Kesinlikle şüpheli davranıyorlardı. Eğer insanların eşyalarını izinsiz kullanan 3 serseriden başka bir şey değillerse, Arsen Lüpen ve çetesi olma ihtimalleri yüksekti. Ama hiçbir ipucum yoktu..

Bir tanesini yakın kadraja aldım. Sabahları her gün aynı saatte buradan geçiyordu genelde. Ve üniversiteye gidiyordu. Okul çıkışı yine evine geliyordu. Dışardan bakınca her şey normal ve olağan akışındaydı.

Ama o gece Cadillacı alıp gittiklerini görmüştüm ve peşini bırakmamaya kararlıydım. Ona yakınlaşmaya karar verdim. Bir sabah bilerek ona çarptım. İlk karşılaşma için çok iyi denemeyecek bir başlangıç yapmış olsam da ikinci karşılaşmamızda her şeyi tatlıya bağladım. Şimdi tekrar karşısına çıkmalıydım.

Pencereden gözetleyip sokağın kenarına gelince hemen apartmandan çıktım. Yine tesadüfen karşılaşmış gibi davranacaktım

Beni görünce gözlerini büyüttü ve ondan önce davranarak atağa geçtim

-Benim işe gitme saatimi falan mı ezberledin?

-Ne? Ne alakası var? Okula gidiyorum.

-Derslerin ve mesai saatim aynı saatte başlıyor galiba. Siz üniversite öğrencilerine çok yükleniyorlar

-Sorma. Evet ama bu sene bitiriyorum. Bundan sonra kendi mesleğimi yapacağım

-Kendi mesleğin neydi?

-Ressamım ben. Üniversiteyi bitirince sergi açmaya hak kazanacağım o sertifikayı verecekler

-Ya? Resimlerini görmek isterim bir gün.

-Gösteririm.

-yürüyelim istersen. Ayak üstü dikilerek zaman kaybediyoruz. Okula geç kalacaksın

-Minho'ydu değil mi?

-Evet Minho. Sen de Hyunjin

-Evet. Minho her gün böyle benimle okula yürürsen alışırım sonra ahahaha

Cümleyi kurduğunda her şey normaldi. Ta ki gülene kadar. Ne kadar güzel gülen birisiydi.. Hayatımda bu kadar güzel gülen birini daha önce hiç görmemiştim..

Stolen Love ~Hyunho Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin