Minho'dan
Yaşadığım her şey kötü bir rüyaydı değil mi? Ben az sonra bu kabustan uyanacaktım ve Hyunjin yatağımda melek yüzüyle uyuyor olacaktı öyle değil mi?
Gözümü defalarca kez kapatıp açmıştım. Ama yine bir kez daha kapatıp açtım. Ve gördüğüm şey parmaklıklar arkasındaki Hyunjin'den başka bir şey değildi..
Ne bekliyordum ki? Şüphelerimde yanılmamıştım. Arsen Lüpen olma ihtimali sebebiyle yakınlaştığım kişi gerçekten de Arsen Lüpen çıkmıştı..
Buraya kadar her şey güzel görünüyordu. Kötü olan tek bir şey vardı.. Ben ona aşık olmuştum. Hem de öyle aşık olmuştum ki bir daha kimseyi böyle sevmeyeceğimi biliyordum..
Öyle güzeldi ki her şey.. Öyle güzel gidiyordu ki ilişkimiz.. İşlerden bunaldığım zaman sığındığım güvenli limanım olmuştu Hyunjin..
Şimdi limanım yanıyordu. Limanım yanıyordu ve ben öylece yanışını izliyordum..
-Daha ne kadar öyle bakacaksın Minho?
Parmaklıkların arkasından kurduğu cümle ile gerçekliğe döndüm tekrar.
-Burada polis olan benim ve soruları ben sorarım
-Minho sorgumun bittiğini biliyorsun. Şuan burada sadece beni görmek için kalıyorsun.
Haklıydı. Niye oturuyordum ki burada? Ne işim vardı? Ayağa kalktım. Arkamı dönüp gitmeye başladığım zaman tekrar konuştu
-Yine de..
Olduğum yerde durdum. Ne diyeceğini merak ediyordum
-Yine de yanımda kalmanı istiyorum..
İçim paramparça olmuştu. Elim cebimdeki hücrenin anahtarına gitti bir an için. Ve daha sonra Arsen Lüpen yüzünden delirecek gibi hissettiğim zamanları hatırlayarak yumruklarımı sıktım..
Arkamı dönmeden yürümeye devam ettim. Onu arkamda bırakmalıydım artık. Onu dün gece arkamda bırakmalıydım.. Oysa ben buraya gelmiş onun hücresinin önünde bekliyordum. Ne için? Ne yapmak geçiyor aklımdan?
Ofise girdiğim zaman Changbin ve Chan yanıma geldiler.
Changbin:
-Minho iyi misin?-İyiyim desem iyi olduğumu düşünür müsünüz?
Chan:
-Tabi ki düşünmeyiz. Minho bilemezdin. Kendine yüklenme lütfen.-Sikmişim kendimi. O parmaklıklar arkasında şuan! Sevdiğim insanı kendi ellerimle hapse attım! Ve en çok acıtan da sevdiğim insanın bütün bunları hak ediyor olması...
Kenardan bizi izleyen Jeongin masasından başını kaldırarak bana baktı.
-Ben bilmiyordum ilişkin olduğunu. Ama o çok zeki birisi Minho. Sen onun Arsen Lüpen olduğunu tahmin edemezdin.
-Edebilirdim.. Ama gözlerim kör olmuştu aşkından. Söylediği her şeye gözüm kapalı inandım.
Jeongin:
-Üzülmeni anlıyorum Minho. Ama artık bir şeyleri geride bırakmanın tam zamanı.Ne kadar da kolaydı onun için! Hayatında birisini gerçekten sevmiş miydi acaba?
Chan:
-İstersen eve git Minho. Zaten dün gece de burada kaldın. Uyuman gerekiyorHaklılardı. Bedenim artık kendisini taşıyamaz olmuştu. Gözlerim sık sık kapanıyordu. Arabaya binersem kaza yapma ihtimalim çok yüksek olduğu için eve yürümeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stolen Love ~Hyunho
FanfictionKendisine Arsen Lüpen lakabını takmış azılı bir hırsız, ve o hırsızın peşindeki hırslı polis memuru...