"Ne! Bunu kabul etmemi beklemiyorsun değil mi?!" Katil hayretle Felix'e bakıyordu. Felix "Bunu yapmanı istiyorum." dedi.
"Sence seni dinler miyim sanıyorsun? Kafama göre takılırım ben, kimseyi dinlemem, kan yemini etmediğim kişiler hariç."
"Kan yemini mi? O da ne-"
"Boşver sen." Felix dediği şeyi umursamadı. "Eğer dediğimi yapmazsan seni polislere bildiririm." Hyunjin sırıttı. Yavaşça Felix'e doğru yaklaştı. "Bu beni durdurur mu zannediyorsun çilli horoz?" dedi. "Eğer onlardan korksaydım katil olur muydum?" Felix yutkundu, katil ile birbirlerine çok yakınlardı. "Tamam, sevgilin gibi davranırım, ama istediğim bir şeyi yapacaksın." dedi Hyunjin. Felix o an katilin ne yapacağını düşündü. Kesinlikle bütün günü ona zehir edeceğinden emindi. Yine de başıyla onaylarcasına salladı. Sonra Hyunjin yine o çocukça tavrını takındı. "Bana verdiğin kaktüsü ektim!" Felix o an gülümsedi. "Bir tane daha ister misin?" Hyunjin sevinçle başını salladı. Sonra koşarak kapıya ilerledi.
~☆~
Bugün önce Hyunjin ile buluşup sonra Chan ve Seungmin'in yanına gidecekti. Hızlıca eşyalarını toparlayıp evden çıktı. Kapıyı kilitlediği esnada telefonuna bir bildirim geldi. "Mezarlığın önündeyim." Mesajı okuduktan sonra evinin kuzeybatısındaki mezarlığa yüzünü doğrulttu, Hyunjin oradaydı. Bugün gerçekten de bir katil ile evcilik oynayacaktı. Anahtarı bel çantasına attıktan sonra mezarlığın önüne gitti. Hyunjin ilk defa takım elbise giymiyordu. Bol, açık gri bir pantolon giymişti ve üzerine de siyah bir
sweatshirt atmıştı. Sweatshirtün altına giydiği uzun ve beyaz tişörtün etekleri sarkıyordu. Sırtına siyah bir çanta atmış ve jordan ayakkabı giymişti, gerçekten de harika görünüyordu.(Böyle bir şey düşünebilirsiniz)
Felix geldiğinde gülümseyip ona yaklaşmıştı, hem de fazlasıyla. Ellerini Felix'in bellerine dolamış ve çocuğu kendine çekmişti. "Günaydın sevgilim." Felix onun böyle bir şey yapacağını hiç düşünmemiş ve o an donup kalmıştı.
Kendine geldiğinde Hyunjin'i elleri ile itti. Hyunjin hafiften sendeleyip sonra sırıttı, önünde hâlâ o katili görebiliyordu. O an dikkatini başka bir şeye vermeye çalıştı ve mezarlığa döndü. Bütün isimleri okuyordu olanları aklından çıkarmak için. Derken bir isim gördü, Han Jisung . Bu ona bir yerden çok ama çok tanıdık geliyordu ancak ismi bir türlü çıkaramadı. Sonra Hyunjin "Senin şu kıskandırmaya çalıştığın çocuk ve sevgilisinin yanına gidelim artık." dedi.
Sinemanın önüne geldiklerinde kol kola girmiş olan Bang Chan ve Seungmin'i görünce Felix istemsizce Hyunjin'in elini tutmuştu. Hyunjin ise sırıtıp "Kabul et Lee Felix onu asla kıskandıramayacaksın." dedi. Felix iç çekti. O sırada kalbi tekrardan ona karşı gelip hızla atmaya başlamıştı, hem Chan'ı gördüğü için hem de Hyunjin'in elini tuttuğu için. Hyunjin'i çekici buluyordu ve bu fikrini kendisine saklıyordu. İkisi çiftin yanına gidip daha sonra hep birlikte sinemaya girdiler.~☆~
Hyunjin Felix'in kulağına yaklaşıp, "Bana bir iyilik yap ta ayağa kalkıp insanları yatıştır." dedi. Felix onun ne dediğini anlamaya çalışırken Hyunjin iki elini de ağzına götürüdü ve osuruk sesi çıkardı...
Felix o an gözlerini kapatıp elini alnına koydu. Ancak bunu yapmalıydı çünkü söz vermişti. Sonra ayağa kalkıp "Affedersiniz millet, gerçekten çok özür dilerim." dedi ve sonra utanarak yerine oturdu. Elleri ile yüzünü gizlerken Hyunjin sırıta sırıta onu izliyordu. Chan ve Seungmin ise hayretle Felix'e bakıp o sesin nasıl çıktığını algılamaya çalışıyorlardı. Felix ayağa kalktı ve Hyunjin'i de yanına alıp lavaboya gitti.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen!"
"Bir gay gibi davranmamı istemenin cezasını veriyorum." Felix gözlerini devirdi ve sonra iç çekti. "Şimdi oraya nasıl gideceğim ben?"
~☆~
Dördü birlikte sinemadan çıktı. Felix, Seungmin'in Chan'ın omzuna kafasını dayayıp koluna girdiğini gördü. Patlamamak için yumruklarını sıkıyordu. Hyunjin ise sırıta sırıta onun öfkelenmesini izliyordu. Hyunjin'in koluna girip ona ilgi göstermesini bekledi. Ancak Hyunjin hiçbir şey yapmıyordu.
Felix kafasını hızlıca sağa sola sallıyor, dikkat dağıtacak bir şey arıyordu.O sırada dondurmacıyı gördü. İşte, bu onların dikkatini dağıtabilirdi. Hyunjin'e parmağıyla dondurmacıyı gösterdi. "Hyunjin,dondurma alalım mı?"
"Sen nasıl istersen sevgilim." Felix'in elinden tutup koşarak dondurmacının önüne gitti. "Neli istiyorsun?" Felix Seungmin ve Chan geliyor mu diye bakıyordu, onlar da dondurma almak için geliyordu. Önüne dönüp karamelli dondurmayı gösterdi. "Sadece bir top mu yiyeceksin?" Felix gülümsedi ve Parça çikolatalı ve kakaolu dondurmayı da işaret etti. Hyunjin de sırıtıp "O zaman ben de aynılarından alacağım." dedi. O dondurma söylerken Felix onu izliyordu. Bir katil olduğuna inanmak o kadar zordu ki! Ancak bunların hepsinin bir oyun olduğunu hatırladı ve gözlerindeki parıltı söndü. Dondurmayı aldıktan sonra bir banka oturdular. Felix hâlâ Chan'ı kıskandırabileceği umuduyla Hyunjin'e yaklaştı. Hyunjin de kolunu onun omuzlarına atıp kendine çekti. Aslında bu Felix'in hoşuna gitmemiş değildi. Onu özelmiş gibi hissettiriyordu.
Dondurmayı yerken Hyunjin'in ona gülümseyerek baktığını gördü. "Ne var?" Hyunjin boynunu hafifçe yana eğdi ve sonra Felix'in burnuna bulaşmış dondurmayı sildi. Bu Felix te gerçekten büyük bir kelebek etkisi yaşattırıyordu. Sanki ona karşı bir şeyler hissediyor gibiydi.
~☆~
Hyunjin ile eve dönüyorlardı. Felix oldukça dalgındı. Bütün bir gün boyunca Chan ona baksın diye uğraşmıştı ama hiçbir şey olmamıştı. Ancak Hyunjin de işler değişmişti. Farklı hissediyordu, iyi anlamda. Değiştiğini hissediyor gibiydi. Felix'i eve bırakırken gıcıklık olsun diye ellerini onun beline dolamış, daha sonra yanağına bir öpücük kondurmuştu. Ancak Felix ona karşı gelmemişti, hiçbir şey yapmamıştı. Gözleri dolmuştu onun sadece. Hyunjin o an çocuğun belini bıraktı. "Hey, neyin var senin?" Felix hiçbir şey demiyordu, ağlamamak için zor tutuyordu kendini. "Chan..." Hyunjin o ismi duyunca rahatsız olmuştu. Bu çocuk, neden sadece Chan diyordu? Artık o ismi duymaktan boğuluyordu. Bu defa çocuğun Chan'a olan karşılıksız aşkı saçma geldiğinden değil, başka bir şeydi bu defaki. "Geç oldu artık," dedi Hyunjin konuyu dağıtmaya çalışarak. "Hadi git uyu sen de." Felix evine doğru ilerliyordu. Hyunjin de arkasını döndü ve içindeki o garip his ile evine doğru ilerledi.Ancak ikisi de bütün gün onları izleyen Komiser Changbin'i fark etmedi...
-Changbin sal Felix'i
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpossible / Hyunlix
FanfictionGüneş ve ay gibiydiler, birinin doğması için diğerinin batması gerekiyordu...