"Sen de duydun mu?" Hyunjin onun dudaklarını ısırmayı bıraktı. Felix ona hayretle bakıyordu. "Neyi duydum mu?" Hyunjin yataktan kalkıp gömleğini üzerine geçirdi. Masanın üzerindeki silahını almaya giderken Winter içeri girdi. O anda ilk silah sesi duyuldu. Winter Hyunjin'in silaha uzandığı eline sıkmıştı. Felix yatağın içinden onları izliyordu, pantolonu odanın diğer köşesindeydi. Hyunjin kanayan bileğini tutarak yere diz çöktü. Masadan destek alıp silaha uzanırken ikinci silah sesi de duyuldu, Winter onun diğer bileğine de sıkmıştı. "Benim olmazsan kimsenin olamazsın Sam Hwang." Sonra kıkırdayıp ona doğru yaklaştı. Felix tam yataktan kalkıyordu ki Hyunjin "sakın yapma bunu!" diye bağırdı ona. Kız Hyunjin'in yakasından tutup onu kapıya doğru sürükledi. "Seninle biraz eğleneceğiz sevgilim." Hyunjin'in başı dönmeye başlamıştı. Felix yerinden kalkmak istiyordu ancak Hyunjin ona tehdit edercesine bakıyordu. Zaten artık kalkmak için çok geçti, Hyunjin ve Winter gitmişlerdi.
Felix hızlıca ayağa kalkıp üstünü giydi. Hyunjin'in silah kılıfını beline takıp odadan ayrıldı. Birinden yardim almalıydı, bunu tek başına yapamazdı ancak burada da tanıdığı yoktu.O manyak kız Hyunjin'i resmen kaçırmıştı. Her şeyi göze alarak dışarı çıktı. Ancak Winter ve Hyunjin'i göremiyordu. Çaresizce etrafa bakarken siyah saçlı bir kızın ona hızlı adımlarla ilerlediğini gördü. Cebindeki çakıyı çıkarıp Felix'in boynuna dayadı. "Hwang Hyunjin'in odasında ne işin vardı senin?"
"Bir dakika sen Hyunjin'i tanıyor musun?" Kız çakıyı onun boynuna daha da bastırıyordu. "Sen nereden tanıyorsun?" Felix o an ne diyeceğini bilemedi. Sevgilisiyim diyemezdi. Bunun için "Arkadaşıyım." dedi. Kız bıçağı indirdi. Yine de onu şüpheyle süzüyordu. "Hyunjin nerede o zaman?"
"Bilmiyorum, Winter denen bir manyak alıp götürdü onu." Kız o an duraksadı. Sonra ellerini alnına koydu "Gerizekalı kız, beni neden hiç dinlemiyorsun?" Felix şaşkınlıkla ona bakıyordu. Demek Winter'ı da tanıyordu. "Ben Karina," dedi kız. "Hyunjin benim eski dostumdur, Winter da öyle."
"O kız, Hyunjin'in bileklerine sıkıp bir yere götürdü. Yardım et, lütfen."
"İkisi de arkadaşım, olmaz." Bu nasıl bir arkadaşlık anlayışıydı. Belki de kız orada Hyunjin'i sikiyordu. Felix son kez şansını denedi. "Bak, Hyunjin'i kurtar sana para öderim."
"Ben öyle birine mi benziyorum sence çilli çocuk, arkadaşlarımı para karşılığında satmam-"
"Yarım milyon veririm." dedi Felix onun sözünü keserek. Neden böyle bir şey söylemişti ki? Yarım milyonu nereden bulacaktı? Karina sırıttı ve silahını doldurdu. "Tamam, Winter'ı bana bırak, işini bitirip gelirim. Lee Minho, buraya dün gece geldi. Onun yanına git ve beni bekle."
"Dur, NE-" Karina gitmişti. Felix ondan Winter'ı öldürmesini istememişti. Ancak her şey için çok geçti, Karina kızı öldürmeye gitmişti. Çaresizce büyük salona inip Lee Minho denen adamı aradı.
Koridorda yürürken kızıl saçlı bir oğlana çarptı. "Affedersiniz bayım, Lee Minho nerede biliyor musunuz?" Oğlan ona dönüp "Benim." dedi. Felix'i süzerken bir yandan da şarap kadehinin ayağını okşuyordu. "Bir içki alır mıydınız Bay...?"
"Felix." Kızıl saçlı oğlan sırıttı. "Bir içki alır mıydınız Bay Felix?"
"Teşekkürler." Minho Felix'e bir bardak hazırlarken "Beni neden arıyordun?"
"Karina sizin yanınızda beklememi söyledi."
"Demek Karina'yı tanıyorsun." Şarap dolu kadehi Felix'e uzattı. "Pek sayılmaz." Lee Minho içkisini tazeliyordu. "Seni burada ilk defa görüyorum, oteli gezdirmemi ister misin?"
"Aslında şu anda Hyunjin'in-"
"Winter, değil mi?" Felix çaresizce başını salladı. Kızıl saçlı oğlan sırıttı. "Merak etme bir şey olmaz, birkaç çocuk yapıp sonra onu bırakır." Felix yumruğunu sıkıyordu, kızıl saçlı oğlanın son dediği şey onun sinirini gerçekten de bozmuştu. Minho onun eline bakıp sırıttı. "Hadi, içkini al da sana oteli gezdireyim."
"Teşekkürler ama-"
"Bu bir tercih meselesi değildir Felix, sana oteli gezdireceğim." Felix yutkundu. Daha fazla karşı gelemezdi çünkü buradaki insanların birinin bile masum olduğunu düşünmüyordu, Minho da dahil. O yüzden sessiz kalıp onun dediğini yaptı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmpossible / Hyunlix
FanfictionGüneş ve ay gibiydiler, birinin doğması için diğerinin batması gerekiyordu...