9. Bölüm

10 3 0
                                    

❗UYARI❗

⚠️ Bu bölümde cinsel içeriklerin bulunduğu kısımda konulacak işarettir. İkinci işarete kadar atlanılması hassas kullanıcılar için tavsiye edilmektedir...

  "Felix, uyan." uçak İstanbul'a inmek üzereydi. Gözlerini zar zor açan Felix, Hyunjin'e döndü. "Ne var?"

"İnmek üzereyiz, o yüzden uyandırdım." Bir yandan da Felix'in saçlarını okşuyordu. Felix doğrulup üzerini düzeltti.

  İstanbul'a gelmişlerdi. İyi de Kore'den neden bu kadar uzaktaydılar? "Agatha Christie'yi biliyorsundur?" Felix onaylarcasına başını salladı. "En sevdiğim yazardır."

"En sevdiğin yazar neredeyse katil olacaktı..."

"Ne!"

"Evet, kocasının sevgilisini öldürme planları yaptığı söylenti doğru. Pera Palas'ta kaldığı odada bir gizli geçit vardı ve Agatha onu buldu. Oradaki deneyimli insanlardan yardım alacaktı. Fakat on bir günün sonunda buna değmeyeceğini düşünüp geri döndü fakat kimseye bir şey demedi çünkü eğer katillerin yerini söyleseydi, işte o zaman büyük bir katliam oluşacaktı. Onun yerine hiçbir şey hatırlamadığını söyledi. Bu da insanların onun geçici bir hafıza kaybı yaşadığını düşünmesini sağladı." Felix yutkundu. Neden sevdiği herkes büyük bir sır saklıyordu? Ve şu deneyimli insanlar... Hyunjin onu katillerin arasına sokacaktı."Yani birden fazla katilin olduğu bir yere mi gireceğiz?" Hyunjin sırıttı. Felix'in beline ellerini doladı. Bu Felix'in hoşuna gitmeye başlamıştı. Sonra yanağına küçük bir öpücük kondurup "Ben seni korurum." dedi. Sonra Felix'in elini tuttu ve beraber yürümeye başladılar .

~☆~

   Sessizce Agatha Christie'nin odasına girdiler. "Tamam, geçit nerede?" Hyunjin dolabın kolunu yerinden söktü. "Yatağı çekmeme yardım et." Felix onun dediğini dinledi. Yatağın arkasındaki duvarda küçük delikler vardı. Bunlardan ikisine kapı kolu oturuyordu. Hyunjin deliklere kolu soktuktan sonra kolu aşağıya çekti. Felix duvardaki kapıyı rahatlıkla görebiliyordu. "Sen önden git ben geliyorum." Felix yutkundu ancak onun dediklerini yapmaya kendini zorunlu hissediyordu. Geçide girip Hyunjin'i bekledi. Hyunjin odayı toparlayıp Felix'in yanına geldi. "Hey, korkmuyorsun değil mi?" Felix tedirgin bir şekilde ona bakıyordu. "Korkuyorum." Hyunjin'in elinden tutup derin bir nefes aldı, ilk adımı atmıştı...
  
~☆~

  Yürüdükten bir süre sonra ışık göründü. Felix yutkundu. "Hadi ama Felix,  ben buradayım. Senin saçına bile dokunamazlar " Felix Hyunjin'in elini daha çok sıkıyordu. Ancak birkaç adım sonra bütün ön yargısı kırıldı. Buranın otelden hiçbir farkı yoktu. Hatta içinde bar ve kulüp gibi eğlence alanları da vardı. Yine de hâlâ korkuyordu. O yüzden de Hyunjin'in yanından ayrılmadı. "Bir oda lütfen."
"Her zamanki mi?" Hyunjin onaylarcasına başını salladı. Adam ona anahtarı uzatıyordu. "Kuralları hatırlatayım-"

"Cinayet işlemek ya da bir cinayete dahil olmak, fazla ses çıkarmak yasak falan filan..."  Adam sırıttı. "Seni aramızda görmek güzel Hwang Hyunjin." Hyunjin de ona bakıp gülümsedi. Sonra ikili odaya doğru ilerledi. "Hyunjin, seni buraya hangi rüzgar attı?" Felix ve Hyunjin aynı anda arkasını döndü. Turuncu saçlı bir kız Hyunjin'e doğru ilerliyordu. "Winter?" Kız Hyunjin'e yaklaşmaya devam ediyordu. Gereğinden fazla yakındı, Felix'e göre. Winter ellerini Hyunjin'in üst bedeninde gezdirirken Felix yumruklarını sıkıyordu. Hyunjin kızın elini sertçe geri çekti. "Rahat bırak beni." Kız sırıttı, aynı Hyunjin'in onunla dalga geçerken sırıttığı gibi sırıtıyordu. O an düşündü. Bu gülümseyiş katillere özgü bir şey miydi?"

"Neden bebeğim, beni özlemedin mi?" Winter bacağını Hyunjin'in bacak arasına sokup yavaşça yukarı kaldırıyordu. Felix sonunda dayanamayıp kızı itti. "Ne yapıyorsun sen!" Felix'in sinirden elleri titriyordu.

"Asıl sen ne yapoyorsun-" Hyunjin Felix'i odaya attı. "Bir dakika yoksa siz..."

"Evet Winter, şimdi siktir olup git." Winter yine sırıttı. "Tekrar görüşeceğiz Hyunjin. İşte o zaman sana yapmadığım-" Hyunjin kapıyı kızın yüzüne kapamıştı. Sinirden yerinde duramayan Felix'in yanına gitti. "O kız kendini ne zannediyor, bir dakika onunla aranızda bir şey var mı-" Hyunjin işaret parmağını onun dudaklarına dayamıştı.(⚠️) Ceketini ve kravatını çıkartıp gömleğinin iliklerini açmaya başladı. Felix hayretle ona bakıyordu. Hyunjin onun sweatshirtünün eteklerinden kavradı ve yatağa doğru çekti. "Bir dakika, daha dokuz gündür tanışıyoruz, peşimizde bir kaçık var, birden fazla katil ile aynı yerde bulunuyoruz ve sen sevişmek mi istiyorsun?" Hyunjin yatağa oturdu ve sırıttı. Daha sonra Felix te gülümsedi "Bana uyar." İşte onu dediği an Hyunjin hızla onu kucağına aldı ve sweatshirtünü çıkardı. Onu kasıklarına çekerken Felix, Hyunjin'in boynuna ellerini doluyordu. Katil sırıttı. "Çok yaramazsın Felix."

"Öyleyim" Ellerini Hyunjin'in omuzlarına koyup onu yatağa itti. Hyunjin, kavradığı beli iyice kendine çekiyordu. Felix onun alt dudağını ısırdı, dudağını patlatmak istiyordu katilin. Hyunjin Felix'in giydiği pantolon'un fermuarını indiriyordu. Ancak Felix, pantolonunun çıkarılmasına izin vermeyecekti. Hyunjin'in karnının üzerine oturup ellerini omuzlarına bastırmaya devam etti. Hyunjin sırıttı. "Bu beni durdurur mu sanıyorsun?" Felix'in belini kavrayıp hızlıca onu yatağa yatırdı. İki elini de tek eliyle kavrayıp yatağa bastırıyordu. Şimdi dudağını ısırma sırası ondaydı. Boştaki eli ile pantolonu çıkartmayı da ihmal etmiyordu. Felix aynı anda sırıtıp inliyordu. "Bunu daha sık yapmalıyız." Katil üst bedenini yavaşça okşuyordu ve soğuk ellerini şimdi aşağı indiriyordu. Felix onun elleri bedenine temas ettiği her süre kendinden daha da geçiyordu. "Yatağa gir," dedi Hyunjin. "işleri hızlandıralım." Felix sırıttı. "Neden pantolonunu çıkartmıyorsun?"

"Çıkartmaya hiç çalışmadın." Felix'in eli Hyunjin'in fermuarına gitti. Ancak katil onun elini tuttu ve kasıklarına bastırdı. Bu Felix'in fermuarı açmasını engelliyordu. "Bugün olmaz, burası hainlerle dolu." Felix'in elini göğsüne bastırdı. "Öyle mi, ben neden soyundum o zaman?"

"Ben istedim." Felix'e yatağa girmesini işaret etti. Hyunjin ışıkları kapatıp onun yanına girdi... (⚠️)

İmpossible / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin