8. Bölüm

18 5 2
                                    

  Felix Hyunjin'in yanına gitti. "Ne olduğunu anlatacak mısın?"

"Ben..." Hyunjin iç çekti. "Seni öldürmek zorundayım." Felix aval aval katile bakıyordu. "İyi de zaten bunu yapmayacak mıydın?" Hyunjin duraksadı. Evet, bunu yapacaktı. Peki neden şimdi onu öldürmek zor geliyordu? Silahını kılıfından çıkarıp Felix'e doğrulttu. Felix gülümsüyordu. "Sonunda," dedi. " artık ikimiz de istediğimizi aldık. Biliyor musun Hwang, seni tanımak iyi bir şey mi yoksa kötü mü hâlâ anlayamıyorum, aynı anda şansı ve şanssızlığı tatmak gibi bir şey seninle karşılaşmak..."

"Kes şunu, işlerimi zorlaştırıyorsun!"

"Ama sanırım iyi bir şey, yeniden nefes almaya başladığımı hissediyorum." Felix yaşamanın değerini fark etmişti ve onu tekrardan kaybediyordu. Gözünden küçük bir damla yaş yere düşmüş olmasına rağmen gözlerini kapayıp gülümsemeye devam ediyordu. İşin kötüsü bu katilin canını yakıyordu. "Siktir." elindeki silahı yere atıp Felix'in çenesinden tutup dudaklarını onunkine bastırdı. Gay kelimesini duyunca midesi bulanan katil şimdi bir çocuk için yanıp tutuşuyordu...

~☆~

  Uzun bir süre sessiz kalmışlardı. Felix Hyunjin'den böyle bir şey beklemiyordu. Ancak bu onun hoşuna gitmişti ve tekrar olmasını sabırsızlıkla bekliyordu. Sonunda Hyunjin sessizliği bozdu. "Salak Hwang, neden kan yeminini onunla yaptın ki?!"

"Kan yemini, bundan daha önce de bahsetmiştin. Nedir bu yeminin olayı?" Diye sordu Felix. "Katiller arasında yaygın bir anlaşmadır. Bir katil başka bir katile ihtiyaç duyduğunda edilen yemindir. Yaptığın sözleşme bir kâğıtta bulunur ve baş parmağından akan kan ile bunu imzalarsın. Sözleşmeyi kiminle yapıyorsan o kişi beş yıl boyunca senin şefin olur, yani beş yıl boyunca istediğini sana yaptıran kişi. Kanlı Yıldızı duymuşsundur?" Felix Kanlı Yıldız'ı  biliyordu, bütün dünya biliyordu. O bir katildi ve öldürdüğü insanlardan akan kan ile en yakındaki duvara yıldız çizen bir manyaktı. Kimse, daha önce onun yüzünü görmemişti. "Şefin o mu?" Hyunjin çaresizce başını salladı."Normalde bana senin gibi insanları öldürmem için emir vermezdi, şu ana kadar öldürdüğüm herkesin yaptığı feci işler vardı."

"Peki Yuna, onu da sen öldürmedin mi?" Hyunjin sırıttı. "Onun hakkında hiçbir şey bilmiyorsun Felix, o bir tecavüzcüydü." Ne? Yıllar boyunca arkadaşı dediği kişi insanları taciz mi ediyordu. İşte o an yine büyük bir hayal kırıklığına uğramıştı. "Peki yemini bozarsan ne olur?"

"Basit, ölürsün." Felix yutkundu sonra "Şimdi ne yapacağız?" dedi.

" Pera Palas'a gideceğiz."

"Ne! Türkiye'ye mi gideceğiz? Seul'de de birden fazla müze var-"

"Müze için gitmiyoruz," Felix'in bavuluna dolaptan çıkardığı kıyafetleri sıkıştırıyordu. "Sadece beni dinle yeter."
Felix iç çekti. Onun dediklerini yapmaktan başka çaresi kalmamıştı. Hyunjin bavulu kapatıp Felix'in elinden tutarak dışarı çıkardı. "İyi de arkadaşlarımın hiçbirine bir şey demedim."

"Bu daha iyi Felix, bu daha iyi."

~☆~

  Kanlı Yıldız Hyunjin'in evinin önündeydi. Kapıyı kırdırtıp evin içine girdi, evde sadece bir kişi vardı, Komiser Changbin. Karnında bir sargı ile duvara zincirle bağlanmış, Kanlı Yıldız'a ona yardım etmesi için bakıyordu. Katil onun yanına gidip zincirlerini çözdü. "Hwang Hyunjin nerde?"

"Nerden bileyim ben, ayrıca onu nerden tanıyorsun-"

"Lee Felix'in evinin nerede olduğunu biliyor musun peki?"

~☆~

  Katil eve gelmişti. Ama bu defa kapıyı kırdırtmasına gerek yoktu, kapı açıktı. Yavaş adımlarla içeri girip ikisini aradı, kimse yoktu. Katil sırıttı. "Demek oyun istiyorsun Sam Hwang, kovalayanın ben olması ne büyük talihsizlik." Evi gezmeye başladı. "Güzel evmiş," kapının önündeki iki korumasına baktı. " yakın..." dışarı çıkıp evin alev almasını seyretti. "Yapılabilecek en yanlış şeyi yaptın Hwang Hyunjin, kan yeminini bozdun..."
         
~☆~

  Felix ve Hyunjin havaalanındaydılar. Oturdukları koltukta Hyunjin, yavaşça Felix'in saçlarını kulağının arkasına soktu. Sonra gülümsedi. "Çillerini neden kapattın?" Felix gözlerini katilden kaçırdı. "Sen sevmiyorsun diye."

"Yani bana güzel görünmeye mi çalışıyorsun?" Elleri ile Felix'in yanağını okşadı. "Onları seviyorum, sende olan her şeyi seviyorum..." Felix gülümsedi. "Uçağımız gelmiş." İkisi aynı anda ayağa kalktı ve Felix Hyunjin'in koluna girip kafasını onun omuzuna yasladı...

   -İnsanlar Malazgirt savaşı verirken Chan ve Seungmin ne yapıo  .q

İmpossible / HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin