9. Bölüm- 'Bestami Baştürk & Fulya Karaçaylı'

116 105 32
                                    

Arabadan indiğimizde bizi tam karşımızda duran, büyük harflerle FULYA KARAÇAYLI yazan müze ve önünde duran biri kadın biri erkek iki güvenlik bizi karşıladı. Sahte kimliklerimizi gösterip içeriye girdik. Ekipten içerde olan yalnızca ben ve Kayra'ydı. Diğerleri kısa bir süre sonra gelecekti. Her yer değerli tarihi eser doluydu, duvarlar ise tablolarla. Müzenin tam merkez yerine konulmuş, üzerinde kişilerin isimleri yazan kartlar vardı. Bize ait olan, üzerinde Eslem ve Yağız Aksoy yazan masanın başına geçtik. Bizim haricimizde bir çok kişi vardı. Konukları izlemeye başladığımda konuklarıyla konuşup gülüşen Fulya Hanım'ı fark ettim. Üzerinde ışıltı bir elbise vardı. Kayra kolumu dürttüğünde ona doğru döndüm. Kaş ve gözüyle arka tarafı işaret ettiğinde o tarafa doğru baktım. Bakmamla masanın başında tek başında duran Bestami Baştürk ile göz göze geldim. Kafasını eğerek selam verdiğinde gülümseyerek karşılık verip önüme döndüm. Bu adamla işimiz vardı. Tekrardan Fulya Hanım'a baktığımda onunda bana baktığını gördüm. Masada duran isim kartına baktığında kaşları şaşkınlıkla havaya kalktı. Yanındakilere bir şeyler söyleyip bizim olduğumuz tarafa doğru yürümeye başladı. Toparlandığım zaman Kayra'da kendine çekidüzen verdi.

"Aman Allah'ım. Kimleri görüyorum. Sonunda sizinle tanışma fırsatı buldum. " Diyerek bana sarıldığında Kayra'ya anlamsız bakışlar sarılmasına karşılık verdim.

"Tanıştığımıza memnun oldum Fulya Hanım."

"Bende memnun oldum Eslem'cim. Gördüğün üzere bütün duvarları senin tablolarınla doldurdum. Bizim camiamızda çok sevildiğini hatırlatmak istiyorum."

"Çok teşekkür ederim Efendim. "

"Ne demek canım. Uzun zamandır yeni bir tablo yapmıyorsun. Sebebini sorabilir miyim ?"

Ne cevap verebilirim diye düşünürken gözüme alyansım çarptı. Alyansın olduğu elimi havaya kaldırdım.

"Yağız'la nişanlanınca tablolara biraz ara vermek istedim. "

Tam birşey diyecekken bir adam "Fulya" Diye seslendi. Özür dileyerek yanımızdan gittiğinde Yağız'a aman Kayra'ya bir bakış attım.

"Ressam mıymışım lan ben ? "

Gülerek " Öyle görünüyor sevgilim." dedi. Son kelimeyi nişanlı rolünde olduğumuz için önemsemedim. Etrafa dikkatlice baktığımda bizimkilerin çoktan geldiklerini gördüm. Andaç ilk önce telefonuna daha sonra bana baktı ve kafasını salladı. Bu hareket işe başlayabilirsiniz demekti. Bestami Bey'e baktığımda yerinde yoktu.  Kısa bir süre etrafa bakındığımda benim yaptığım bilinen bir tablonun önünde olduğunu gördüm. Telefonu ve diğer eşyaları ise masanın üzerindeydi. Kayra'nın kulağına eğildim.

"Ben gidip adamla sohbet edecem. Sen de telefonları değiştir. "

"Dikkatli ol. "

"Sende."

Yerimden kalkıp Bestami Bey'in yanına gittim. İkimizde sessizce tabloyu incelemeye başladık.

"Güzel bir iş çıkartmışsınız Eslem Hanım. "

" Teşekkür ederim. "

"Ama bu tabloda anlayamadığım bir detay var. "

"Nedir bu?"

" Bu sıradan bir manzara resmi değil. Burada bir şey anlatılmak istenmiş ama ne olduğunu anlayamadım. "

Resmi iyice incelemeye başladığımda bunun sıradan bir uçurum kenarı olmadığını fark ettim. Uçurum ve deniz arasında kararttıdan ibaret olan bir kız çocuğu vardı.

" Bu resimde anlatmak istediğim aslında herkesin herşeye genelleme olarak bakması. "

"Nasıl yani? "

"Herkesin gördüğü aynı şey. Hepsi bir uçurum manzarası olarak biliyor bu resmi. Ama aslında bu karartıya dikkatli baksalar bunun bir kız çocuğu olduğunu ve ölmek üzere olduğunu fark ederler. "

Bestami Bey sessiz kaldığında Kayra'ya doğru baktım. Elindeki telefonu hafifçe havaya kaldırıp gözünü kırptığında yerimde hareketlendim.

"İzniniz olursa nişanlımın yanına dönmem gerekiyor. "

"Tabiki. Yağız Bey'e selamlarımı iletin lütfen."

Bestami Bey'in yanından ayrıldığımda direk Kayra'nın yanına gidip bir bardak su içtim.

"Değiştirebildin mi?"

"Ayıpsın."

"Güzel. Gidelim artık burdan."

Çantamı elime aldığımda beraber çıkışa doğru ilerledik. Diğerleri çoktan arabalara geçmişti bile. Tam müzeden çıkacakken Fulya Hanım bana seslendi.

"Kayra sen arabayı çalıştır. Geliyorum ben."

Kayra terettütte kalsa da dediğimi yapıp gitti. Tam Fulya Hanımın yanına gideceğim sırada biri ağzımı kapatıp beni sol taraftaki karanlık koridora doğru çekiştirmeye başladı. Çırpınıp kurtulmaya çalıştığımda sırtımın duvara yaslanması ve Bestami Bey'le göz göze gelmem bir oldu.

" Beni bu kadar kolay kandıracağınızı mı sandınız."

Meyus(Masumiyet)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin