Şaka maka 21 bölüm olduk bee. Desteğiniz ve karakterlerimi sevdiğiniz için teşekkürler. 22.Bölümde yine birinin hayat hikayesini okuyacaksınız. Ve bu karakter için ayrı bir kitap yazmayı planlıyorum. Sizce bu karakter kim? Neyse iyi okumalar.
İlkim'den;
Odamda suç işlemiş gibi oturuyordum. Korkmuyorum desem yalan olurdu. Yaptığım şeyi Kayra'ya nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Ben galiba ciddi ciddi boku yemiştim. Saçlarımdaki havluyu çıkartıp saçlarımı taramaya başladım. Bakışlarım odamın içinde gezindiğinde ecza dolabındaki ilaçlarla denk geldim. Uzun zamandır kullanmıyordum ve garip bir şekilde kendimi gayet iyi hissediyordum. Ne o susmak bilmeyen ses vardı ne de başka birşey. Kayra'nın bu ilaçlarla ilgili söyledikleri aklıma gelince taradığım saçlarımı toplayıp ayağa kalktım. Saat gece yarısı olduğu için üstümde kısa siyah geceliğim vardı. Dolabımdaki ilaçları toplayıp yatağa geçtim. Yatakta bağdaş kurarak oturup sırtımı yatak başlığına yasladım ve laptobumu kucağıma koydum. Elime aldığım ilacın ismini googleye yazdım ve arattım.
Pentobarbital, insan için toksik olan yüksek derecede etkili bir ilaçtır.pentobarbital solunum durması ile ölüme neden olur.
Okuduğum yazıyla ciğerime adete oksijen gitmedi. Beni bile isteye öldürmeye çalışıyorlardı. İlacı sol tarafıma koyup diğer ilaçlara baktım. Diğerleri antidepresanlardan oluşuyordu. İstemsizce gözümden yaşlar akmaya başladı. Sezai Bey bu kadar da kötü olamazdı. Kapım çalınıp açıldığında üzerimi düzelttim. Kayra boğazını temizleyip "Gelebilir miyim?" Diye sorduğunda kafamı sallayarak onayladım.
Kapıyı kapatıp yatağın yanındaki berjere oturdu.
"Sakın bana bunları içtim deme. "
"İçmedim. Sadece internetten araştırdım."
Yutkunup ilaçları topladı ve ayağa kalkıp arkasını dönere ilaçları dolaba yerleştirdi. Arkasını dönmesini fırsat bilip yatağın ucundaki pikeyIe bacaklarımı örttüm. Yeniden yerine oturduğunda ellerini dizlerinin üstünde birleştirip bana bakmaya başladı.
" Söylemek, anlatmak istediğin herhangi bir şey var mı Zincir?"
Bana hala Zincir diyordu. Kafamı hayır anlamında salladım.
"Emin misin?"
Tekrardan hayır anlamında salladım.
"Senin İzmir'de ne işin vardı Zincir? Ne yapıyordun orada?
"Bir şey yapmadım. " Dedim ama sesim çok kısık çıkmıştı. Cevap vermeden bana bakmayı sürdürdü.
"Pekala kızmayacaksan anlatacam."
Tek kaşını kaldırıp arkasına yaslandı. Derin bir nefes çektim içime.
"Sezai Bey görevi açıkladıktan sonra odalarımıza dağılınca uyumayıp Savaş Yiğit'i araştırdım. Adam gerçekten deli gibi birşey. Herkesi öldürüyor ve kimse bir şey demiyor."
"Ve sende dedin ki neden bu işe el atmayayım." Dedi sert bir sesle.
"Yani öyle de diyebiliriz. Ama işe yaradı bak."
"Ne yaptın ne dedin ona? Hepsini en baştan anlat."
"Araştırdıktan sonra uçak bileti aldım ve otel ayarladım. "
"Otelin ismi neydi?"
"Kardelen."
"Aynı otelde kalmışız aq. Nasıl fark edemedim. Neyse devam et."
"İşte kahvaltı falan ettim ve üzerimi değiştirip otelden çıktım. Amacım dövüşün yapılacağı mekana gidip oraya bakmak ve bir şeyler içmekti."
Devamını getirmek istemiyordum. Ne diyeceğini kestiremiyordum."
"Devam et Zincir. Susma."
" Mekana gittim. Barista flörtüz bir şekilde içecek ikram etti. Aldığımda arkamdan Şavas Yiğit gelip yanıma geldi. Bende fırsat bu fırsat diyip Savaş'la konuştum ve bir şey teklif ettim. Eğer teklifi yapmasaydım şuan yaşamıyordun. Zaten dövüş biter bitmez Koray'a yazdım. "
"Bu teklifin neydi ki adam bana en ufak bir karşılık vermedi. "
Sinirle berjerden kalkıp bir dizini yatağa yasladı.
"Eğer kaybederse onunla yatacaktım."
Düşününce ben çok kötü bir şey yapmıştım. Şok olmuş bir halde bana baktı.
"Ne dedin ne dedin?"
"Kaybederse onunla yatacaktım."
"Yatacaktın?"
"Hıhı."
"Ve o piç kaybetti. "
"Hıhı."
"Lan sen ne dediğini sanıyorsun? Kendi elinle adamın altına mı girecektin?"
"Ölümünü göze alamazdım."
"Ölmem daha şerefliydi." Diye bağırdı.
" Seni kaybedemezdim. Ne yapmış olursan ol sen benim yanında güvende hissettiğim tek limanımsın. Annem gibi senin de ölmeni izleyemezdim. "
Ellerini saçlarına atıp çekiştirdi. Gerçekten çok sinirlenmişti.
"Ruhum çığlık atıyor. Ruhum avaz avaz bağırıyor ama sana yansıtamıyorum. Şuan kendi içimde kendimi öldürüyorum ama sana bir şey diyemiyorum."
Oturduğum yerde iyice küçüldüm. Ben güçsüz biri değilim ama Kayra'nın karşısında savunmasız kalıyordum. Berjeri alıp pencerenin önüne götürdü. Pencereyi açıp oturdu ve cebinden bir paket sigara ve çakmak çıkardı.
"Sigara mı içiyorsun?"
"Kurban olayım sus. Sesini duydukça çıkmaza giriyorum. Bağırıp çağırmam gerekirken susmak zorunda kalıyorum. "
Yatakta uzanıp sigara içişini izledim. Her nefes çekisinde gözlerim doldu ve zihnimde yeni bir anı canlandı.
*************
(İlkim 7 yaşındayken; )Volkan zil zurna sarhoş eve gelmişti. Biricik karısı çalışıyordu kızı ise evde tekti. Yalpalayan adımlarla eve girip kapıyı kapattı. Oturma odasına girdiğinde kızı yerde boyama yapıyordu. Geçip koltuğa oturdu ve sigara paketini çıkarttı. Kızı ise boyalarını bırakıp merakla babasını izlemeye başladı. Volkan kızına bakıp sigarasını dudaklarına götürüp yaktı.
Volkan kızını sevmiyordu. Karısı hamile kaldığında çok sevinmişti ancak bir kızı olacağını öğrendiğinde sevinci kursağında kalmıştı. Erkek çocuğu olmasını istemişti. Bu yüzden kızını, İlkim'i sevmiyordu. Adını bile ağzına almıyor ona Zincir diye sesleniyordu. Küçük kıza adıyla seslenen tek kişi annesiydi.
"O ney baba?" Kız ilk defa babasını sigara içerken görüyordu.
"Çok mu merak ediyorsun ?"
Kız kafasını heyecanla sallayınca Volkan kızını yanına çağırdı.
"Demek merak ettin ha? Bakalım bir daha merak edebilecek misin? "
Hiç düşünmeden sigarasını kızının sırtına bastırdı. "
**********
Hatırladığım anıyla elim sırtımdaki kelebek dövmesine gitti. O izin üzerine yaptırmıştım dövmeyi. Gözümden bir yaş aktı."Neden ağlıyorsun?"
"Sigara içmesen olur mu?" Dediğim an sigarasını söndürdü. Ayağa kalkıp yanıma geldi.
"Sen iste bir daha ağzıma sürmem." Dedi ve yanıma uzandı. Aramızda bariz bir mesafe vardı. O mesafeyi kapatıp başımı omzuna yasladım. Saçımla oynamaya başlamasıyla uykum geldi ve kendimi uykuya teslim ettim.