Meyus(Masumiyet)

-15.Bölüm- "Mısralarımdaki Yalnızlık"

Yepyeni bir bölümle karşınızdayımmmm. İyi okumalar

Medya= Bölüm Şarkısı

Odadan çıktığımda ilk an ne yapacağımı bilemedim. Daha sonra açlık hissiyle yavaş adımlarla zemin kata indim. Kafeteryaya geçtiğimde mutfak bölümünde Hasine ablanın çorba pişirdiğini görünce yanına gittim.

"Ellerine sağlık Hasine Sultan. Pişti mi?"

"Yeni pişti kızım. Şimdi altını kapattım. Koyim mi bir kase?"

"Güzel olur." Dediğimde tepsiye bir kase çorba, kaşık ve ekmek koydu.

"Bu yeter mi ki kızım. Başka birşey istiyorsan pişirim mi?"

"Teşekkürler Sultanım. Çorba yeter."

Elimdeki tepsiyle masalara ilerleyeceğim sırada en arka köşede oturan Kutay'ı gördüm. Önünde Sezai Bey'in hepimize birer tane verdiği laptop vardı. Daha önce pek konuşmadığımız için ilk başta çekinsem de sonradan ayakta daha fazla durmamak için yanına gittim.

"Oturabilir miyim?"

"Sorman hata." Dedi ve laptobunu yana çekerek tepsim için yer açtı. Yanına oturduğumda tekrardan birşeyler yazmaya başladı. Çorbamdan bir kaşık aldıktan sonra ona döndüm.

"Ne yazıyorsun?"

"Kendimce şiir yazıyorum. Adı Mısralarımdaki Yalnızlık. Okumak ister misin?"

"Çok isterim. "

Laptobu bana çevirdiğinde kısık sesle okumaya başladım.

"Bir yıldız kaydı
Seni diledim içimden
Hoşlandım sahiden
O güzel sözlerinden

Hiç kuşku etmeden
Zorluklara göğüs geren
Biricik sevgilim
Hiç kendimi düşünmeden "

"Çok güzel olmuş."

Yüzünde büyük bir gülümseme oluştu.

"Gerçekten mi?"

"Gerçekten. Devam ettirecek misin yoksa bu şekilde bırakacak mısın?"

"Devam ettirmek istiyorum ama devamını getiremiyorum." Yüzümü iyice inceledikten sonra "Yardım edebilir misin?" Diye sordu.

"Ben daha önce hiç şiir yazmadım ki. "

"Sadece cümle kuracaksın. Şarkı şeklinde düşünürsen daha kolay yazabilirsin."

Laptobu önüme koyduğunda içimden geçenleri yazmaya başladım.

"Kalbimdeki yarayla
Geldim senin kollarına
Bana bunu yaşatan
Duygularımdı aslında

Anılarım gibi
Bırakıp gittin sen de şimdi
Biricik sevgilim
Neredesin sen şimdi "

Yazmayı bitirdiğimde Kutay'a döndüm.

"Olmadı sanki." Diye mırıldandım.

"Dalga mı geçiyorsun? Mükemmel oldu."

Onun bu heyecanı beni de heyecanlandırdı. Laptobu geri önüne çekip birşeyler yapmaya başladığında çorbamı içtim.

"Senin böyle hobilerin var mı? "

"Şiirleri değil de boksu seviyorum. "

"Anladım. "

Aramızda bir sessizlik oluştuğunda aklıma tekrardan odamdayken Kayra'ya söylediklerim geldi. Kalbini kırmıştım çocuğun. En kısa sürede kalbini kazanmam gerekiyordu. Tekrardan Kutay'a döndüğümde Andaç hızlı adımlarla yanımıza geldi. Kutay'a baş selamı verip benimle gözgöze geldi.

"Benimle bir gelsene." Dedi.

Ayağa kalktığımda Kutay'a "Görüşürüz." Dedim ve Andaç'ın peşinden ilerledim.

"Nereye gidiyoruz?"

"Takılmaya."

"Sadece ikimiz mi?" Dediğimde bana yandan bir bakış attı.

"Kayra'da gelsin istersen." Dediğinde susup önüme döndüm. Kayna'nın adı geçince istemsizce utanmıştım. Andaç önde ben arkada ilerlediğimizde arka bahçedeki çardakların oraya geldik. Beraber birinin içine girip oturduğumuzda başını bacaklarıma koyup uzandı. Beraber büyüdüğümüz için bu hallerini sorun etmiyordum. Ellerimi saçlarına atıp oynamaya başladım.

"Ruhum daralıyor Zincir."

"Neden?"

"Kendimden nefret ediyorum."

"Andaç niye öyle diyorsun?"

"Yapmak zorunda kalacaklarım yüzünden kendimden nefret ediyorum Zincir. "

"Ne yapacaksın? Ne diyorsun Andaç?"

"Boşver. Ne olursa olsun benden nefret etme olur mu?"

"Senden asla nefret etmem ben Andaç."

Kolunu belime dolayıp kafasını karnıma yasladığında rahatsız olmuştum. Yerimde hafifçe kıpırdandığımda kafasını kaldırıp kısık gözlerle bana baktı.

"Teması sevmiyorsun biliyorum ama sadece beş dakika."

Kafasını geri koyduğunda istemediğimi söyleyemedim.

Kayra'nın Ağzından;

İlkim beni odasında bırakıp gittiğinde yarım saat boyunca boş boş yatağında uzanıp yastığını kokladım. Daha sonra yatağını düzeltip nefes almak için bahçeye indim. Arka bahçedeki çardakların oraya yürüdüğümde gördüğüm manzarayla adeta şok oldum. Adım atmayı unuttum. Andaç İlkim'in kucağında yatıyordu. Eli belinde başı karnındaydı. Beni reddetmesinin nedeni Andaç mıydı?