Hepinize merhabaa💞
Hayatımda ilk defa kitap yazıyorum. O yüzden hatalarım olabilir.
Umarım beğenirsinizz.
Keyifli okumalarr
14/06/2024
Sizde kitabı okumaya başlama tarihinizi buraya yazabilirsiniz. --》
Şaka mı ya? Beni resmen buraya kapatmıştı. Resmen değil, basbayağı beni buraya kilitlemişti ya. Bir baba kızına nasıl bunu yaparki, ama diğer yaptıklarının yanında hafif kalırdı.
Etraf karanlıktı, çok karanlıktı hiçbir şey göremiyordum ve delicesine korkuyordum korkudan tir tir titriyordum. Beni buraya kilitlediği için değil. Karanlık olduğu içindi.
Karanlıktan çok korkardım. Şu an sanki karanlık beni içine çekiyordu, kaçmaya çalışıyordum, ama olmuyordu karanlık çok güçlüydü. Karanlığı asla yenemezdiniz.
Dizlerimi kendime çekip ellerimi sardım ve başımı gömdüm. Böyle karanlıktan saklanabileceğimi sanıyordum ama karanlıktan saklanamazsınız. Sizi bir kere içine çektimi asla kurtulamazsınız ve ben o karanlığın en dibindeydim, kurtulmamın imkansız olduğu bir yerde.
Aklıma annem geliyordu. O ölmemiştir değil mi? Anneler ölümsüzdür değil mi? Yoksa beni bu zamana kadar kandırdılar mı? Kandırılmak istemiyorum. Lütfen, lütfen inandığım bu yalan gerçek olsun lütfen.
Belki çok şey istiyorum ama kimsem yokken onu da kaybedemem. Hayır kaybetmeyecektim hayır, hayır anneler evlatlarını bırakıp gitmez. Gidemezler değil mi? Anneler, çocuklarının hep yanında olur değil mi? Anne sen neredesin? Anne sana çok ihtiyacım var. Neredesin?
Anne, ne olur bana yardım et. Boğuluyorum anne, ne olur yardım et. Kurtulmak istiyorum anne lütfen, lütfen bana çare ol. Belki bencilce belki senin çaresizliklerini düşünmeden bana çare olmanı istiyorum ama gerçekten katlanamıyorum.
Annemle olan güzel anılarım aklıma geldi. Çok kısıtlı olan güzel anılarım. Babamın evde olmadığı bir zaman onunla evcilik oynadığımızı hatırladım. Saçımı ördüğünü. O zaman altı yaşındaydım. Daha hiçbir şeyin farkında değildim. Artık güzel anımızın olamayacağını düşünmek kalbimi paramparça ediyordu.
Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Onun öldüğünü asla kabullenmem. Kabullenemem. Artık ne kadar ağladıysam çok yorgun düşmüştüm dayanamayıp gözlerimi kapadım.
...Gözlerimi yavaşca araladım. Beynim zonkluyordu. off! Ne zamandır buradaydım ben? Etraf hâlâ karanlıktı sabah olmamış mıydı? Gerçi sabah olsa bile içeriye ışığın girebileceği bir yer yoktu.
Olduğum yerde öylece durmuş ölümünü bekleyen kurbanlık koyunlar gibiydim.
Hızlıca ayağa fırladım. Dışarıdan sesler geliyordu. Acaba bağırsamıydım belki yardım ederlerdi. Ama ya kötü insanlarsa? Ya beni öldürüp sonra bedenimi hayvanlara yem edeceklerse? O kadar psikopatlar mıdır? Sanırım sessiz kalmak en iyisiydi. Kapıya yaklaşıp onları dinlemeye çalıştım.
Kalın bir erkek sesi, "Amına koyayayım. Nerede lan bu kız?" Dedi.
Benden bahsetmiyorlardı değil mi? Yok canım ben ne alakaydı ki.
"Depo da olduğunu söylediler ve tam arkanda depo var mal ya." Dedi başka bir ses.
Bir dakika. Bir dakika. Depo mu? Ben de depodayım. Gerçekten beni mi arıyorlar? Ne için? İçime bir korku tohumu ekildi sanki.
Kapıya bir şeyle vuruyorlardı. O korku daha da büyüdü. Kapıya sertçe vurdular. Açılmadı bir daha vurdular yine açılmadı bu sefer öyle şiddetli vurdularki yerimden sıçradım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Maskenin Ardındakiler
Teen Fictionbabası kızını oyun kurucusuna satar ve oradan sadece beş kişi kurtulabilecektir kız bu zorlu mücadelelerle baş etmeye çalışır. oyundan kurtulan beş kişi ise oyun kurucusu tarafından görevlendirilir bu görevleri yerine getirirken bu beş kişi birbiri...