MASKE

148 40 105
                                    

Gözlerimi açtığımda bir sandalyeye bağlanmıştım. Buraya nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Başım çok şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Ensemde de tanımlayamadığım bir yanma hissi vardı.

Sağıma baktığımda sandalyeye bağlanmış, oyuncular olduğunu gördüm. Soluma döndüğümde de aynı manzarayla karşılaştım.

Oyunculardan Bazıları baygındı, bizi buraya getirmek için gerçekten bayıltmalarına gerek var mıydı?!
Zaten ne deseler yapıyorduk. Ne gerek vardı yani buna?!

Ayılamayan oyuncuları, maskeliler su ile uyandırdı. Herkes ayıldıktan sonra o ürkütücü ses duyuldu. "Artık son oyuna geldiniz. Son oyunu oynamak için beş dakika içinde o iplerden kurtulmanız gerekiyor. Son oyunda beşer beşer gruplara ayrılacaksınız. Bu gruplar o iplerden ilk kurtulandan, son kurtulana doğru belirlenecek."

"Süreniz başladı."

Kollarım arkadan sandalyeye bir iple bağlanmıştı. Ayak bileklerimde de ipler sarılıydı. İp çekiştirerek çıkarabileceğimi düşündüm. Bileklerimdeki iplerden ellerimi oynatarak kurtulmaya çalıştım. Ama bu imkansızdı.

Etrafa bakınmaya başladım, belki bir şeyler bulurum diye. Ama hiç bir şey yoktu. Bir oyuncunun sandalyesini arkaya doğru ilerletmeye çalıştığını görünce arkama baktım. Arkamıza dizilmiş bir sürü kesici alet vardı.

Sandalyemde geri doğru zıplayarak oraya ulaşmaya çalıştım. Arkaya doğru zıpladığımda neredeyse düşecektim. Bu taktik ile zorlanarak bir şekilde oraya ulaştım.

Ellerim arkamda olduğu için orayı ellerimle yokladım. Elime dokunan bir maket bıçağı hissettiğimde, zorlanarak onu elime aldım.

Maket bıçağını elime alınca, keskin ucunu bulmaya çalıştım. Hissederek keskin ucunu buldum. Ve iplere denk gelecek şekilde tuttum. Öne arkaya ittirerek ipleri kesmeye başladım.

Uzun uğraşlar sonucunda hâlâ bir şey elde edebilmiş değildim.

"Son iki dakika."

Siktir! İki dakika mı? Ben üç dakikadır daha şu elimdekinden kurtulamamıştım!

Maket bıçağını daha hızlı öne arkaya ittirmeye başladım. İpin biraz kesildiğini hissediyordum. Daha hızlı öne arkaya ittirdim. Ve ipi kestim. Hemen ellerimi çekiştererek iplerden kurtuldum.

Sonra ayak bileklerimdeki iplere geçtim. Onlardan da hızlı bir şekilde kurtulup ayağa kalktım.

Karşıma baktığımda sadece Deniz ve Ayaz'ın kurtulmuş olduğunu gördüm. Buna sevinmiştim çünkü aynı grupta olacaktık.

Yere sprey boyayla kare şekli çizilmişti, altında da 1 rakamı çizilmişti. Deniz ve Ayaz o karenin içinde duruyordu. Ben de hemen 1 numaralı karenin içine girdim.

Üçüncü kurtulan kişi bendim. Dördüncü olarak Toprak kurtuldu ve yanımıza geldi. Beşinci olarak Kumsal kurtuldu ve o da yanımıza geldi. Böylece grubumuz tamamlanmış oldu. Grubumdaki herkesle konuşmuşluğum vardı bu iyi bir şeydi.

Saniyeler içinde çoğu kişide kurtuldu ve yanımızdaki 2 numaralı ve 3 numaralı karaler doldu.

"Bir dakikanız kaldı."

Bu cümleden sonra iki kişi daha kurtuldu ve 4 numaralı kareye geçtiler. Sonrasında oraya üç kişi daha girdi.

"Son on saniye."

Bu cümleyi duyunca herkes daha fazla hızlanmaya başlamıştı. Bazıları daha ellerini bile çözememişti.

İki kişi aynan da ayağa kalktı ve hızlıca 5 numaralı kareye geçti.

Maskenin ArdındakilerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin