14. Bölüm: Kırmızı Oda

42 23 4
                                    

Atlas uyandiginda farklı bir odadaydı. Odanın her yeri kırmızı renkteydi ve odanın 4 duvarında da gülen yüz vardı.
"Her yerde gülen yuz var. Çok güzel."
Sonra odaya Ateş daldı.
''Gunaydin Atlas Efendi."
"Günaydın Ateş."
"Yeni odani beğendin mi? Artık odan değişmeyecek. Alışsan iyi olur."
"Neden gülen yüz var?"
"Ben seçtim, begenmedin mi?"
"Çok begendim. Gülen yüz çok severim."
Ateş elindeki banti Atlas'ın ağzına yapıştırdı.
"Çok konuşma, bugün canım sıkkın seninle uğrasacagim."
Atlas güldü ve başını salladı. Atlas'ın gülmesi Ateşi daha da sinir ediyordu.
"Sinirlendirme beni."
Atlas gülmeye devam etti.
Ateş tam yumrugunu sıkıp Atlas'a savurduki telefonu çaldı.
"Efla arıyor."
Atlas'ın yüzü düştü. Bunları Ateşe belli etmemeye özen gösteriyordu.
"Alo? Efendim Eflaciğım?"
''Hastanedeyim, gelsene canım sıkılıyor."
"Ne oldu, iyi misin?"
"Hastanenin kafeteryasina gel, anlatırım."
"Geliyorum."
Ateş telefonu kapattı.
"Şanslısın, Efla hastanedeymis. Yanına gidiyorum."
Atlas bantin altından konuşuyordu ama kims anlamıyordu.
"Seninle akşam ilgileneceğim gidiyorum."
Ateş evden çıktı ve hastaneye gitti. Kafeteryaya girdi.
"Efla?"
"Ateş?"
"İyi misin ne oldu?"
"Kan tahlili yaptırdım. Geçen gün baloda olanlar yüzünden özür-"
"Sorun değil. Sağlık her şeyden önemli. Kahve içelim olur mu?"
"İçelim."
1 gün önce
Karan ve Efla
"Eee, ne yapalım yani?"
"İşte Nilu ile bağlantıları için DNA yapacağız bu kadar."
"İyi de ben bunu nasıl bulabilirim ki?"
"Kahve falan için işte, sonra bardağını al ve bana getir. Ben hallederim."
"Peki, gidiyorum ben. He bu arada onun soyadi ne biliyor musun?"
''Hayir."
"Kara."
"Tesadüftür, bu soyadı tek ben taşımıyorum."
"Öyle tabi, neyse ben halledeyim şunu."
Şimdi
"Hadi Efla, sen odana geri geç, bende gideyim. Yarın yine gelirim."
"Tamam, hadi görüşürüz."
Efla Ateşin bardağıni aldı ve hastaneden çıktı. Karanin yanına gitti.
"Gerisi sende."
"Gerisi bende."
"Bu arada birkaç gün sonrq kpss var. Savcı olmamıza çok az kaldı."
"Ateşi kendi ellerimle atacağım hapse."
"Birlikte."
"Karan bunu bana neden yapıyorsun?"
"Neyi?"
"Neden yardim ediyorsun bana, Atlasla aran pek iyi değildi."
"İnsanlık görevi. Sen bana onun emanetisin."
"Teşekkür ederim, her şey için."
"Rica ederim, zevkle. He bu arada, aynı şeyi Nilü'ye de yapmanı istiyorum. Onunda bardağını al getir bana."
"Off tamam."
Efla, Karan'ın yanından çıktı ve Nilü'yü aradı.
"Alo."
"Alo?"
"Nilü, seninle konuşmam gerekiyor."
"Neden?"
"Fakültenin önündeki kafeye gel."
"İyi de ned-?
"Acil."
Efla telefonu Nilü'nün yüzüne kapattı ve bahsettiği mekana gitti.
10 dk sonra
"Ne oldu Efla, alelacele çağırdın?"
"Seninle bir şey konuşacağım, önemli."
"Dinliyorum."
"Ama bir kahve alayım."
"Al bari."
Efla gidip elinde 2 kahve ile döndü.
"Teşekkürler."
Efla'da Nilü'de kahvelerinden birer yudum içtiler.
"Konu nedir?"
"Biliyorsun, Ateş'le sevgiliyim."
"Biliyorum."
"İşte bu durum bazı arkadaşlarımla aramı bozdu. Ates'ten ayrılmayacağım, ama bu konu çok canımı sıkıyor."
"Ben ne yapabilirim?"
"Talya ile konuşabilir misin?"
"Bunu benim yapmam pek doğru olmaz."
"Sorun yok, gerçekten. Ona çok üzgün olduğumu söyle. Lütfen."
"Peki, yapacağım."
"Teşekkürler."
"Kalkalım o zaman."
Nilü kahvesini tam olarak bitirmişti. Efla'nın işi daha da kolay olacaktı. Nilü'nün gittiğinden emin olduktan sonra mekana geri döndü ve Nilü'nün bardağını aldı. Karan'ın yanına gitti.
"Getirdim."
"Ooo, helal."
"Ben evime geçiyorum artık, gerisi tamamen sende."
"Geç bakalım."

Gülen YüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin