Bölüm şarkısı;
Sen Orada Yoksun - Göksel
Young And Beatiful - Lana Del Rey
Love Story - İndila
...
(İtalik yazı tipinde yazılan konuşmalar İtalyanca diyaloglar.)
Geçmiş, unutulabilecek bir şey değildi. İstediğiniz kadar unutmaya çalışın, yine bir yerden ufacık bir detay yeniden hatırlatır size. Bir koku, bir ses, bir konuşma, ufak bir benzerlik...
Bazen de sevdiklerin için dönmek zorunda kalırsın o geçmişe. Unutmak istersin, ama sevdiğin biri gelir onun için geçmişine dönersin. Kıyamazsın, kıramazsın. İşte tam bu andayım.
Serhat bana gelip Asi'ye olanları anlatıp, askeriyeye gelmemi istediğinde bunu Asi için kabul etmiştim. Kimsesi yoktu onun. Ailesi yoktu. Bizi benimsemişti. İçindeki o küçük çocuktan bir biz haberdardık. O sevgi arayan, tatlı küçük kızı bir biz görürdük.
Şu an yanında olacak birilerine ihtiyacı vardı. Sevdiği adamı kaybetmişti. Belki cesediyle baş başa kalmıştı bilmiyorum. Yaşadığı her şeyi harfiyen bilmesem de, yanında olmak için geçmişime katlanırdım. Onun için her şeye katlanırdım.
Bakanlığın bana tahsis ettiği araç ve özel şoförle gidiyordum askeriyeye. Bir süre araba kullanmamakta kararlıydım. Arkamızdaki diğer iki araba ise benim ekibindi. Asi'nin yaşadıklarını öğrendiklerinde hemen işlerini güçlerini bırakıp gelmişlerdi.
Camdan dışarıyı izlerken askeriyenin demir kapılarının önüne geldik. Kapılar çok beklemeden açıldı. Bahçeye girdik. Arabalar yan yana park edildi. Korumalardan biri inip benim kapımı açtı. Ayağımdaki topuklularımla yere sağlam basarak indim arabadan.
Akşam olmuştu, zaten haber geldiğinde saat akşam üzerine geliyordu. Helikopterin iniş yapacağı saati öğrendiğim için bu saatte gelmiştik.
Ben adımlarımı binanın girişine yöneltirken ekipte arkamdan geldi. Sol bileğimdeki saatte baktım. On dakika erken gelmiştik. Yeterliydi. Binaya girdiğim koridorda karşımdan gelen Cengiz'i gördüm.
"Yenge?" dedi bana yaklaşırken ama sonra kendini düzeltti. "Sayın Müsteşarım,"
Önemsemedim, "Seni Serhat mı yolladı?" diye sordum. Cengiz başını salladı, "Binbaşım size üst katta kadar eşlik etmemi istedi." dedi ve bana yol verdi. Koridorda yan yana ilerlemeye başladık. Ekipte sessizce peşimden geldi. Asansörle en üste çıktık. Helikopter buraya iniş yapacaktı.
Çatıya çıkan merdivenlerde Cengiz en önden giderek bizim için tavandaki kapıyı açtı. Önce kendi çıkarak bana döndü ve elini uzattı. Elini tutarak merdivenleri çıktım. "Biraz rüzgar var, önünüzü kapatın isterseniz, Sayın Müsteşarım." dedi Cengiz, öneri olarak. Başımı salladım. Gerçekten bayağı esiyordu. Kabanımın önünü ilikleyip kuşağımı bağlayarak ilerlemeye başladım.
Az ötede Kılıç timi ve Serhat vardı. Tim yan yana dizilmiş dururken Serhat, kollarını arkasında birleştirmiş yeri izleyerek volta atıyordu. "Binbaşı!" diye seslendiğimde başını yerden kaldırıp bana baktı. Bakışları birkaç saniyeliğine bende gezindi, sonrada arkamdan gelen ekibime takıldı.
Bende Kılıç timinde gezdirdim gözlerimi. Hepsi beni görünce hazır ola geçmişti. "Rahat asker." dedim birkaç adım daha ilerleyerek. Serhat'a baktım, "Yeni bir şey var mı?" diye sordum. "Yok." dedi başını iki yana sallayarak. İç geçirdim. Benim ekipte, Kılıç timinin yanına dizildi. Tam Cengiz kapıyı kapatırken Mustafa'da çıktı çatıya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözler Yalan Söylemez
ActionOn yedi yaşında annesi canice öldürülen Hera Sezgin, yıllar sonra babası ile birlikte bir plan kurup annesinin intikamını alır. Bu cinayet bütün kayıtlara bir intihar olarak geçmiştir. Ve kimse bu ölümü sorgulamamıştır. Ta ki, Hera'nın gizli bir op...