Mammon aşkına. Fena mammon vibe aldım, diğerlerini de aşağıys bırakcam değerlendirirsiniz.
-
(Mammon'un anlatımıyla,
Hiç okumadınız böyle.)
-
İki yumurta, pardon dört yumurta, kabartma tozu vanilya, tereyağ."Batu, aşkım kafam şişti ya kapat şunu, yapma bişey boşversene yabancı mı gelen? "
Sıkıntıdan patlamak üzereydim, sabahtan beridir binbir pasta, kek tarifine bakarak artık krize sokuyordu beni. Babam pasta yemezdi ki, kocası yiyorsa alsın gelsin canım, bizene.
"Mammon, şimdi böyle huysuzluk ediyorsun ama babanlar gelince de aralarından kalkmıyorsun. Seni söyleyeceğim. "
"Aşkım, o niye kocasıyla şuan yan yana, ama benim eşim onlara pasta yapmak için kocasından Uzak! "
Batu'nun bana 'yapamamışlar bu çocuğu' bakışlarını görmezden gelerek elimde ki, kalemi ısırmaya başladım. Çok canım sıkılıyordu, Cehennemde olsam en azından bir kaç kişiye bulaşır, Cehennem köpeklerini kudurturdum. Ya da hiçlikte bulunan ölümlüleri cezalandırmakla uğraşırdım.
Oflayarak kalktım. Madem Cehennem'de değildim. Cehennem'den pek de farkı olmayan bu mahalleye dadanırdım.
"Batu, benim biraz işim var aşkım. Gelirim çok sürmez."
Ne dediğini anlamadan kapıyı çektim. Vücudumda gezinen titremeyle tamamen görünmez oldum. Bahçede ki, köpek beni görünce havlamaya başladı.
"Hoşt, gel lan gel hadi bekliyorum gel de yakala. "
Elini köpeğe sallayarak ona Kartal abinin öğrettiği gibi el hareketi çektim. Kuduran köpekle daha çok kahkaha attım. Eğlenceliydi bunlarda. Hızlı adımlarla sessizliğe bürünmüş büyük eve baktım. Bu evde değişik bir çocuk kalıyordu. Ne yaptığını hiç birimiz çözememiştik. Daha doğrusu çözmek istemedik. Zengin bir ailenin çocuğu olduğu belliydi. Iyy çalımsız da bir şeydi ama komşu diyerek bir şey yapmıyorduk, yoksa sığdırmazdım ben bunu buraya.
Camdan süzülerek içeriye girdim. Mutfaktı burası, sakin ve hoş diyemeyeceğim. Belki ilk yapıldığında hoş olmuş olabilir ama kesinlikle şuan sokak çöplüğü gibiydi. Sıçmıştı koduğumun malı buraya.
İçeriden duyduğum tıkırtıyla, heyecanlandım. Hemen içeriye girdim. Beni görmelerine imkan yoktu. Salonda boştu. Her yerde konsollar ve cips poşetleri vardı. Bok yiyesice.
Yukarı kata çıkmıştım. Çok ayıptı birinin evinde gezmek. Tabi bana ayıp değildi, çünkü ben şeytandım. Seviyordum insanları kudurtmayı. Şeytan olmasaydım ve güçlerim olmasaydı. Bu evin sahibi beni duvardan duvara sektirirdi. Çelimsiz dememe rağmen benimle aynı boyutta hayvan gibi herifti. Hepimiz kaslıydık, ama bu adam artık damar damar olmuştu. Damaları bile kaslanmış şişmişti. Bazen tabi bilerek korktum diyerek, Batu'ya sırnaşsam da korkmuyordum.
İçeride kısık sesli bir şarkı sesi geliyordu. Gözlerimi kapatarak kapının diğer tarafına geçtim. Tekrar gözlerimi açınca ağzım da onunla beraber açıldı.
Karşıda bilgisayarda açılmış bir ekran vardı. Dahası yatakta ters dönmüş ve pembe kedi kuyruk gibi bir şey takmış olan o adam vardı. Midem bulanmıştı amına koyayım. Kafasında da pembe kulak vardı. Gerçek değil gibiydi, ama bunlardan Batu'ya da almalıydım. Bu salağa yakışmamıştı, ama benim bebeğime yakışırdı. Bak sen şu salağa, dışarıda kasıla kasıla yürür, evde pembe kuyruk kulak takar. Parmağımı kaldırarak içimden geçen kelimeleri fısıldadım. Çok sürmeden kuyruk yapay değil gerçek oldu. Tabi kendisi çıkaracağı zaman anlayacaktı bunu, eheheh rezil olacaktı. Aynı şeyi kulaklarına da yaptım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTAN'IN GÖZDESİ
AcciónKulağımın hemen dibinde ki fısıltıyla yerimden sıçardım. "Nadide Eşim..." Evet benim adım, Efe Kartal. 19 yaşındayım abimle birlikte yaşayıp, hasta annemize bakmak için çalışıyoruz. Herşey mükemmeldi, Lakin arkadaşlarıma uyup Şeytan aşık etme büyüs...