Az kaldı...
-
-
Sabah gözümüzü zorlukla açmıştık, çok uykum vardı hala. Açlık daha ağır basmasaydı kesinlikle uyurdum. Yüzümü yıkayıp üzerimde şortlu takımımı değiştirme gereği duymadan odadan çıktım.
Lucifer yoktu, erken gitmiş olmalıydı, kim bilir hangi cehennemin dibindeydi. Kiminle boğuşuyordu. "Bak işte bebeğim, seninde baban böyle bir adam. " Sesim şarkı söyler gibi çıkmıştı. "Nasıl bir adammış babası. " Arkamdan Lucifer'in sesini duymamla olduğum yerde sıçrayıp bağırdım. "Ne işin var ya orda ödümü kopardın. Bebeğimizi de korkuttun, büyüsün ona nas, felak öğretcem boku yersin o zaman. " Sinirlerim gerilmişti.
Açlık zaten tavandı, bu da daha çok sinirlenmemi sağlıyordu. "Sakin ol, ayrıca o saçma şeyleri oğluma öğretmeyeceksin. " (Arkadaşlar kurgu amaçlı böyle diyorum inanın felak nas surelerini okuyan birisiyim. Bunun için linçlenirsem sikerim )
Oflayarak kollarımı göğsümde bağladım. Ona göz devirip arkamı döndüm. Mutfağa girince masanın ihtişamıyla bayılacaktım. Her şeyden bir sürü vardı. Ağzımın suyunu akıtarak yaklaştım. Genelde abimin oturduğu baş köşede ki sandalyeye hemen yerleştim. Şuan kim nereye oturmuş düşünemezdim, ve kimseyi bekleyemezdim.
Önümde ki patates kızartmalarından çatalıma batırarak ağzıma Götürdüm. Daha onları yutmadan ekmeği alıp reçel sürerek ucundan büyük bir ısırık aldım, sağ tarafımda duran dilimlenmiş kaynamış yumurtadan çatalıma batırıp aldım. Sol üst tarafta duran salamdan bir parça alarak onu da ağzıma gönderdim. Alt tarafta duran peynirden de derken... Masada çoğu şeyi silip süpürmüştüm. Çayımı da bitirip bıraktım, "oh be doydum sanki. " Hala şüpheliydim.
Nerdeydi bizimkiler, kafamı kaldırıp etrafıma bakındım....
Abim ve Emre ellerinde küçük bir zeytin kasesiyle kapının yanında durmuş bana bakıyorlardı. Mamon ve Batu ise tezgaha yaşlanmış tek odakları bendim. İkizler yoktu, Aurora, Fleran, Lucifer ve Ethan vardı. Arman da yoktu. Onlar da sadece bana bakıyorlardı. Allah Allah, acaba bende mi sıkıntı vardı niye hepsi bana bakıyordu. Ağzıma küçük peynir parçası atarken kaşlarımı çattım. "Yaa, niye bana böyle bakıyorsunuz. "
Ağzımda iyice çiğneyip ağzımdakini yuttum. "Ses versenize!!! " Bağırmıştım, takmıyorlardı bile. Dudaklarım istemsizce büzüldü. Niye böyle bakıyorlardı. Tabakta bulunan domatesi burnumu çekerek ağzıma attım. Tadı güzelmiş lan, organik herhalde. Bir tane daha gönderdim ağzıma. Göz yaşım tabağa damlarken, ağzımda ki domatesin yanına bir de salatalık attım. Yumruklarımı sıkarak çiğnedim onları yuttum.
Masadan kalkarak sandalyeyi geriye itip sinirle baktım oturanlara. Konuşmuyorlar bunlar, acaba rüyada falan mıydım? Elimi kaldırarak salladım. Ethan gözlerini kırpıştırıp boğazını temizleyince kendilerine geldiler. "Efe iyi misin...? " Karşıda ki boy aynasından kendime baktım. Bir sıkıntım var gibi mi görünüyordum.
"İyiyim, neyim olacak? Niye öyle dediniz? " Ağzıma attığım zeytinin çekirdeğini çıkarıp masaya bıraktım.
" Bilmem, koca masayı silip süpürdün, o kadar şeyi nerene yediğini düşünüyoruz gülüm. Bu kadar aç olduğunu bilmiyorduk. " Lucifer yanıma gelerek, arkamdan ki sandalyeyi çekerek oturdu, beni de tek dizine oturttu. "Aşk olsun abi, azıcık ekmek yedim bir parça. O mu gitti zoruna yani. " Darılmıştım. Gören de çok yedim sanacaktı.Lokmalarımı sayıyorlardı artık . "Luci baksana şunlara yediğim lokmaları sayıyorlar. " Gülmemek için alt dudağını dişliyordu. Hani çok komik bişey mi söylemiştim bilmiyorum ki. "Efe gel bakayım buraya. " Tripli tripli abime baksam da kıyamamıştım. Kıskanmıştı herhalde ayıcığım. Lucifer'a göz devirip kalktım kucağından. Abimin yanına gidip sıkıca sarıldım. Çenemi göğsüne koyup gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEYTAN'IN GÖZDESİ
AksiKulağımın hemen dibinde ki fısıltıyla yerimden sıçardım. "Nadide Eşim..." Evet benim adım, Efe Kartal. 19 yaşındayım abimle birlikte yaşayıp, hasta annemize bakmak için çalışıyoruz. Herşey mükemmeldi, Lakin arkadaşlarıma uyup Şeytan aşık etme büyüs...