Gözlerimi yatağa vuran ışıkla açtım. Sağıma döndüğümde yanımın boş olduğunu gördüm. Her zamanki gibi. Karnımdaki sancıyı umursamadan yatakta doğruldum. Yavaş hareketlerle kalkıp perdeyi açtığımda normal Londra günlerine göre daha güneşli bir havayla karşılaşmıştım.
Önce ebeveyn banyomuza adımlayıp elimi yüzümü yıkadım. Odaya geri döndüğümde yatağımızı düzeltip baş ucumdaki yarısından fazlası boşalmış su şişesini aldım. Bu aralar geceleri sürekli susuyordum ve her seferinde alt kattaki mutfağımıza inmemek için yanıma bir su şişesi koymuştum.
Evlendikten 3-4 ay sonra her şeyimizi toplayıp Londra'ya taşınmıştık. Klübün yardımıyla birkaç ev gezmiştik ve kocacığım ev seçimimizi tamamen bana bırakmıştı. İki katlı küçük bir villada yaşıyorduk.
Her şey o kadar apar topar olmuştu ki. Evlendikten sonra bir ay tatil yapmıştık. Sonra Türkiye'ye döndük. Yeni bir ev yeni bir düzen kurmaya hazırlanırken Onur İngiltere'ye gideceğimizi söylemişti. Yaklaşık 8 aydır da İngiltere'deydik.
Mutfağa girdiğimde kendime tost yapmaya karar verdim. Belki bulanan karnım bu vesileyle bulantısını keserdi. Dolaptan çıkardığım peyniri tezgaha koydum. Dönen başımı ve artan mide bulantımı umursamamaya çalışarak peyniri ekmeğin arasına koyup tost makinesine bastırdım.
Ev işlerini yapmaya alışmıştım. Ne de olsa tüm gün evdeydim ve canım sıkıldıkça bir şeyler yapıyordum. Onur ne kadar bir yardımcı tutalım dese de ona şiddetle karşı çıkmıştım. Özel alanımıza bir yabancının girmesini istemezdim.
Bardağa koyduğum portakal suyumu ve peçeteye sardığım tostumu alıp bahçeye çıktım. Bahçemizi seviyordum bana huzur veriyordu. Adımlayarak köşedeki sallanan salıncağa geçtim. Birkaç komşumuzla selamlaşıyordum. Şanslıydım ki Türk komşularım da vardı ve oturup saatlerce konuşabiliyorduk.
Kahvaltımı yaptıktan sonra bulaşıkları mutfağa koyup salona adımladım. İki aydır yaptığım gibi astığım takvimin yanına gelip elime kalemimi aldım. Gördüğüm tarih duraksamamı sağlarken kalemle üzerine bir çarpı attım.
Bugün Onur'la evlilik yıldönümümüzdü. Evleneli tam bir yıl geçmişti. Geçen zamanla gözlerimi doldurmuştu. Ona yapabildiğim en güzel yemekleri yapıp mum ışığında bir masa hazırlayabilirdim. Veya yerlere gül yaprakları döküp en güzel geceliklerimle onu bekleyebilirdim. Defalarda onu sevdiğimi söyleyip öpebilirdim.
Eğer beni aldattığını düşünmeseydim.
Onu seviyordum. İçimdeki ona dair sevgi azalmıyordu. Sadece kendime olan saygımı ve gururumu yitirmiştim. Son zamanlarda benden çok değer verdiği o kadın yüzündendi.
Sabahtan beri geçmeyen ağrı karnıma bir daha saplandığında ellerimi refleksle karnıma götürdüm. Hemen yanımdaki tekli koltuğa oturdum. "Sen üzülme, baban beni sevmese de seni çok sevecek."
Yeni bi kurguyla karşınızdayımm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüce Aşk l BXB
Teen FictionMpreg kurgusudur. Erkeklerin de evlenip hamile kalabildiği bir evrende geçmektedir.