"Boşanmak mı istiyorsun?"
"En kısa zamanda." diye ekledim. En kısa zamanda boşanmak istiyordum. Birkaç saniye aramızda sessizlik oldu. Söylediğim şeyin ağırlığı altında ikimiz de ezilmiştik.
"Hormonların-" cümlesini böldüm. "Hayır. Hormonlarımla alakalı bir şey değil. Aklımla verilmiş bir karar bu." Büyük ihtimalle yaşadığımız şeyleri sorguluyor. Neden böyle bir şey istediğime anlam veremiyordu. "Neden Ege? Neden? Ne zaman?"
"Bunları yüz yüze konuşsak daha iyi olacak. Ama lütfen bana biraz zaman ver Onur." Boğuk bir sesle "Tabi." dedi. "Şey kapatıyım ben o zaman. Görüşürüz."
Telefonu bir kenara attıktan sonra oturduğum sedire uzandım. Başımın altına bir yastık çekmeyi unutmamıştım çünkü dümdüz yattığımda midem bulanıyordu. Bazı günler babam eve girmemi yasaklar bu sedirde uyuturdu beni. Yıldızlara bakarak uyurdum.
Hayaller kurardım gelecekle ilgili. Yıldız olmayı isterdim.
Onur elindeki zarfı bana uzattı. "Bu ne aşkım?" Ne yapmaya çalıştığına anlam verememiştim. "Aç görüceksin." Zarfı açtığımda içinden bir kağıt çıktı. Onur'la adımızın yazdığı bir kağıtta. Kağıtta artık bir yıldıza sahip olduğumuz yazıyordu.
Onur bizim için yıldız almıştı.
Aklıma gelen anla gözlerimi gökyüzünde dolandırdım. Burçları ve takım yıldızlarını biliyordum. Onları kolay bir şekilde bulabiliyordum. Onur'un adımızı verdiği yıldızı buldum. Ablama o gün tam olarak durduğum yerde göstermiştim yıldızı. Kapının açılma sesi geldiğinde dolan gözlerimi saklamak için kapattım.
"Burada uyumayı düşünmüyorsundur umarım Ege. Kendine dikkat etmesen bile karnındaki bebeğe dikkat etmelisin."
Bazen onun orada olduğunu unutuyordum. Sanki hiç yokmuş gibi geliyordu. Bu kadar şey yaşanmamış gözlerimi açtığımda kabusumdan uyanacağım gibi hissediyordum.
Gözlerimi yavaşça araladım. "Ağladın mı sen?" Ablam tüm odağıyla bana baktığı için fark etmişti. Başımı aşağı yukarı salladım. Yattığım yerden doğrulduğumda hemen yanıma çöktü. "Ağlaman da bebeğe iyi gelmez."
Bir elimi yumruk yapıp gözümü ovuşturdum. "Hadi yatalım." Tek istediğim yatağa girip uyumaktı.
.
Salonda oturmuş İngiltere'deyken aldığım hamilelik dergilerini okuyordum. Ablamın "Egee." diye bağırmasıyla sıçradım yerimden. Neredeyse kendimden geçmiştim. "Efendim abla."
"Kapıda misafirin var." Derin bir nefes verdim. Onur'un bu kadar hızlı gelmesini beklemiyordum. Üstelik ondan zaman istemiştim. İşleri son zamanlarda hep yokuşa sürüyordu.
Yerimden kalkıp ne olur ne olmaz diye koridordaki aynaya adımladım. Tipim gayet yerinde duruyordu. Turuncu saçlarıma elimi atıp biraz dağıttıktan sonra kapıya yürüdüm. Gördüğüm kişi beni şoka uğratırken burada olduğu bilmesi ve gelmesi ayrı şoka uğratmıştı.
Sanki hiç görünmemişim gibi kapının arkasına saklandım. "Karnın gözüküyor Ege."
Ablamın bana attığı garip bakışları umursamadan kapıyı kapattım. Buraya gelmesi kocaman bir saçmalıkken benim davranışlarım da normal değildi. Altımdaki eşofmana ve üstümdeki artık rengi solmuş oversize tişörte baktım. Beni böyle görmemeliydi.
Ordayken aldığım her şey Londra'da kalmıştı. Pahalı kıyafetlerim parfümlerim.
"Ablacım napıyorsun?" Tekrardan aynaya adımladım. "Bir şey yapmıyorum." Tekrar kendime çeki düzen verdiğimde hazırdım. Kapıyı açtığımda karşımda Burak'ı gördüm. Demin yaşananlara anlam verememiş gözlerle bakıyordu bana.
"Burak?" "Ege?" Gözleriyle iyi olduğumu anlamak istercesine beni süzdü. "Napıyorsun burada?" Sanki her zaman geliyormuş gibi "Bir hoşgeldin demek yok mu?" diyerek eve girdi.
"Seni birkaç gündür evde görmüyordum. Aradım hat ulaşılamıyor dedi." Türkiye'de ve orada kullandığım hatlar farklıydı. "Ben de merak ettim. Postlarından gördüm burayı. Burada olabileceğini düşününce de geldim işte." Yanlış bir şey yapmış hissine kapılmıştı benim tepkilerim yüzünden.
"Sadece şaşırdım. Beklemiyordum." açıklamasında bulundum. Koridorda ikimiz de ayakta dururken elimle yolu gösterdim. Annem günün çoğu saatini odasında uyuyarak geçiriyordu. Burak'ı salona götürdüm.
Koltuğun üzerine dağıttığım dergileri hızlıca topladım. "Çok güzelmiş burası." Yaşadığım kasaba gerçekten de güzeldi. Yeşilliklerin arasındaydı ama uzaktan denizi de görüyordu.
Dışardan bakan için güzel gözüküyordu. İçinde yaşayan için değil. "Muğla'ya ilk gelişin mi?" dedim konuyu devam ettirmek için.
"Ölüdeniz'e gelmiştim birkaç kez. Ama buralar daha güzelmiş." Gözleri üzerimde tekrardan dolandı. Eli bileğimi kavradığında beni yavaşça yanına çekti.
"Dolanıp durmayı bırakır mısın Ege." Etrafta dağınık ne varsa bir yere koyuyor ordan da alıp başka bir yere koyuyordum.
Koltukta yanına oturdum. "Sen nasılsın?" diye sordu bana. Bu sıralar bana bu soruyu soran tek kişi oydu. "Davetten ayrıldığında Onur sinirliydi. Kavga mı ettiniz?"
Bunu ona söylemem ne kadar doğru olur hiçbir fikrim yoktu. Ama içimden bir ses söylememin daha iyi olacağını haykırıyordu bana.
"Biz Onur'la boşanma kararı aldık. Daha doğrusu ben boşanmak istiyorum." dedim. Kafamı kaldırıp baktığımda beni tüm dikkatiyle dinliyordu. "Böyle devam edemezdim. İkimizin de kendi yoluna bakması lazım."
Burak neden diye sormadı. Ben de daha fazlasını söylemedim. "Umarım her şeyi istediğin gibi olur Ege."
Gülümsedim. Söyleyecek veya yapacak başka bir şeyim yoktu.
Ablam elinde tepsiyle salona geldiğinde tatlı ve içecek koyduğunu gördüm. "Sana yok." Bana nası yoktu.
Karşı koltuğa ablam oturduğunda ister istemez Burak'tan uzaklaştım. "Ablam Ecem. Burak arkadaşım." diyerek ikisini tanıştırdım. Ablamın meraklı gözleri üzerimizde dolanırken soracağı sorulara hiç hazır değildim.
"Nerden arkadaşsınız?" Onur'u tanıştırmaya geldiğimde de soru bombası atmıştı üzerimize.
Burak bana gerek kalmadan cevapladı. "Hem evlerimiz karşılıklı hem de Onur'la aynı takımdayız."
"Tanıyor musun Onur'u?" "Sakatlığım bitmediği için henüz takımdakilerle tanışamadım." dedi Burak. Ablam başını anladım şeklinde salladı.
Salonda ikimiz kaldığımızda ben gerilmiştim. Bunun nedenini bilmemekle birlikte hissettiklerimin çıkması benim için alışık olduğum bir durumdu.
"Ege." başlıyorduk. "Sana bir şey sormam lazım." "Sor." dedim stabil bir sesle.
"Neden benim evime gelmek yerine Türkiye'ye döndün?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüce Aşk l BXB
Roman pour AdolescentsMpreg kurgusudur. Erkeklerin de evlenip hamile kalabildiği bir evrende geçmektedir.