Yirmi bir

1.1K 147 42
                                    

"Sen kimin kocasını öpüyorsun piç!"

Sanırım yumruk kaşına gelmişti çünkü Koray kaşını tutarak birkaç adım geriledi. Onur tekrar Koray'ın üzerine doğru yürürken Koray'ı korumak için araya girdim. Bu cesaret nerden gelmişti bilmiyordum ama Onur'un yakasını kavradım. "Boşandık biz gerizekalı. Boşandık."

Gözleri hala Koray'a kilitlenmişti. Öldürecek gibi bakıyordu. Yüzüne güçlü bir tokat attım. "Bana bak." Gözlerini benimle buluşturdu. "Seninle boşandığım gün benim için her şey iyiye gitmeye başladı Onur. Şimdi çık git hayatımızdan." Onu burada görmekti beni delirten şey.

Hiçbir vasfı olmadığı halde hayatıma karışmaya çalışıyordu. Bu sefer aynı şeylerin yaşanmasına izin veremezdim.

Koray ne zaman olduğunu fark etmediğim şekilde Onur'un yüzüne bir yumruk indirdi. Yere savrulan bedenin üzerine çıktı ve vurmaya devam etti. Koray'ı ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. "O uğruna her şeyi harcadığın kariyerinin bitmesini istemiyorsan bir daha karşıma çıkma."

Onur'un üzerinden kalktı. Ama Onur yattığı yerden kalkamadı. Yüzünün her tarafı kan olmuştu. Biraz doğrulup ağzındaki kanı yere tükürdü.

Gözlerini benimkilerle birleştirdi. Çok iyi tanıdığım o gülümsemesini yüzüne kondurup dudaklarını araladı. "Bana gösterdiğin yüzünün onda birini göstersen senden nefret eder Ege." Devam etti. "Kimse sana benim kadar katlanamaz."

Karşıma geçmiş hala benim hakkımda yorum yapabilecek haddi kendinde bulabiliyordu.

"Yanımda başka insanlara kendini pazarladığın günleri ne çabuk unuttun." Koray Onur'un yüzüne sert bir yumruk daha attı. "Düzgün konuş."

"Seni manipüle etmesine izin verme." dedi Koray'a dönüp. "İstediğinde çok profesyonel oynayabiliyor."

Duyduğum cümleler derimi yakarken ona sadece baktım. Ne ara bu kadar berbat bir karaktere dönmüştü hiçbir fikrim yoktu. Belimde bir el hissettiğimde yanıma döndüm. Bana destek vermek istercesine parmaklarını oynattı. "Gidelim mi?"

Başımı salladım. Ve adımlamaya başladım. Mekandan çıkarken Koray'ın "Terastakiyle ilgilenin." dediğini duymuştum.

Demin yaşadıklarımın ağırlığı arabaya binince çöktü üzerime. Yaşadığım şeyler artık bünyeme ağır geliyordu. "Özür dilerim." dedim kapıyı yeni açan Koray'a. Yanımda getirdiğim bela için bir özür dileyişti bu. Ama o yanlış anladı. Gözlerindeki ifade değişti ve "Pişman mısın?" diye sordu.

Pişman değildim. Hayatımda hissettiğim en güzel duygulardan birisini yaşamıştım. Yaşadığım duygu yoğunluğundan dolayı konuşamadım. Sadece başımı hayır anlamında iki yana salladım.

Eve gelene kadar konuşmadık.

"Uyuyamadım." Dudaklarımı büzdüm. Üstümde bol bir tişört ve altında göründüğünden emin bile olmadığım bir şort vardı. Evin içerisi o kadar sıcaktı ki yaz gününü andırıyordu.

Bir elimi kapının pervazına koyup diğer elimi karnıma getirdim. Büyük ihtimalle huysuz görünüyordum. Saçlarım dağılmıştı. "Yanında uyuyabilir miyim Koray?"

Gözlerini baktığı bilgisayardan kaldırdı ve beni buldu. Baştan aşağı bir süzüştü bu yaptığı. Utanarak bir adım geriye kapının arkasına yürüdüm. Bu hareketime dudaklarını yalayarak gülümsedi.

Uzandığı yatakta kenara kaydı. "Gel." dedi. Neden olduğunu tahmin edemediğim şekilde sesi sert ve emredici çıkmıştı. Yanına adımladım ve yatağın sağ tarafına oturdum. Yorganı kaldırıp yatmamı bekliyordu.

Beklentisine kısa bir sürede karşılık verdim ve yatağa uzandım. Yüzüm duvara dönüktü. Koray'la göz teması kurmadım. "Utanıyor musun?"

"Biraz." Aslında hissettiğim duygunun utanç olmadığı biliyordum. Sadece Onur'dan sonra başka birinin yatağına yatmak tuhaf hissettirmişti. Son birkaç aydır yanımda olduğunu hissettiğim tek şeye getirdim elimi. Baban seni çok seviyor diye fısıldadım.

Duraksamamı sağlayan şey elimin üzerinde bir el hissetmemdi. "Koray..." sesim bir fısıltıdan ibaret çıkmıştı. Boynumda bir nefes hissettim. "Ege.." devam etmedi. Belki de bir cümle kurmak bile istemedi.

Elini elimin üzerinden çekip karnıma getirdi. "Sağlıklı doğması için elimden geleni yapacağım Ege." Nefesini verdiği yere bir öpücük kondurdu. Gözlerim yavaşça kapandı. Hissettiğim huzur beni bulutların üzerine çıkartmıştı.

"Cinsiyetini öğrenmek istiyor musun? Yarın işim yok hastaneye gidebiliriz." Sorduğu soru beni afallatırken birkaç ay önce bunların yaşanacağını söyleseler kahkahalara boğulacağımı düşünüyordum. "Gidelim. Onu merak ediyorum."

Okuduğum makalelere ve kitaplara devam ediyordum. Bebeğe bakma konusunda çoğu şeyi öğrenmiştim hatta. İstediğim tek şey onu kucağıma almaktı.

"Senin gibi bir babası olacağı için çok şanslı." dediğinde gülümsemeden duramadım. Hareketlendiğimde elini karnımdan çekerek bana yer açtı. Bu sefer yüzümü Koray'a döndüm. "İyi bir baba olmak için çabalayacağım." dedim.

Kendi babamın aksine.

Sadece bakışırken sessiz ortamı bozan yine ben oldum. "Koray..." dedim. "Onur'un söylediklerine inanıyor musun?"

Cevap vermedi. Yaklaştı. Gözlerimi kapattım. Alnımda bir öpücük hissettim. Tutkulu ve uzun bir öpücüktü bu. "Kimse senin hakkındaki düşüncelerimi değiştiremez Ege."

Bana ne ara böyle olmuştu bilmiyordum ama yanımda varlığını hissetmek beni çok yüce hissettiriyordu. Gözlerim onun gözlerini son kez bulurken yavaşça kapandı.







Egenin bu kadar geç tepki vermesinin alltında yine sevilmeme duygusu yatıyor arkadaşlar. Yalnız kalmaktan korkan birisi olduğu için Koray'la da bu kadar hızlı yakınlaştı aslında. Büyüdüğü ve evlendiği ortam bu konuda ona hiç yardım etmemiş.

Birkaç bölüme final düşünüyorumm :((

Bir de insta hesabı açtım oraya bekliyorumm @/night.wattpadd

İyi okumalar,  yazarınızzz <33

Yüce Aşk l BXBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin