Dakika 10du ve 1-0 geriye düşmüştük bile. Stada uğursuzluk getirmiştim sanırım. Alex denilen adam bir voleyle topu kaleye sokmuştu.
Futbolcu bir eşiniz olduğunda tüm futbol terimlerini ezberliyordunuz. Onur'dan önce denk gelirse voleybol izliyordum. Ama şimdi en az Onur kadar bilgiliyim futbol konusunda. Sahaya çıkıp oynayamazdım sanırım ama yine de futbolu sunabilecek potansiyele sahiptim.
Koskoca sahada Onur'la göz göze geldim. Beni gördüğünde gülümsemişti. Sanki kendisi çağırmamış ve geldiğime şaşırmış gibi gülümsemişti.
Yiğit'in su almak için yanımdan kalkmasını fırsat bilerek fısıldadım. "Bebiş. Şimdi babayı izlemeye geldik. Evet baban çok ünlü bir futbolcu."
Karnımda hissettiğim hareketlilikle kıkırdadım. Sanırım aramızdaki bağ daha da kuvvetlenmişti ve beni duyuyordu.
"Kimle konuşuyordun öyle?" Yiğit'e çevirdim kafamı. "Hiç. Kendi kendime konuşuyordum." Dediğime güldü. Birlikte çok fazla zaman geçiremesek de iyi birisiydi.
Bazen Onur arkadaşlarını eve barbekü partisine çağırıyordu. Bazen de biz onlara gidiyorduk. Klüpteki insanlarla ilk sezonu olmasına rağmen iyi anlamıştık. Bizi hemen aralarına kabul etmişlerdi ve bu çok tatlıydı.
Tatlı demişken bir tulumda olsaydı şimdi şurda. Yanında da salatalık turşusu. Offff.
Telefonumu açıp takipçisi elli bini yeni geçen hesabıma girdim. İnstagramı aktif kullanan birisiydim. İşim gereği de ihtiyacım oluyordu. Kendimi paylaşmayı seviyordum. Son zamanlarda post atmasam da.
Sahayı çekip storyme attım. Burada olduğumu duyurmak istemiştim.
İlk yarı bitip soyunma odasına geçtiklerinde hala 1-0 gerideydik. Yiğit fotoğraf çekinmek istediği için onun fotoğraflarını çekiyordum. O da Furkan'ın formasını giymişti.
"Teşekkür ederim Ege. Çok güzel çıkmışım." Gülümsedim. "Fotoğraftaki güzel olunca fotoğraf da güzel oluyor." Gerçekten de çok güzeldi. "Seni de çekiyim mi? İster misin?"
"Şey. Bu aralar kendimi pek beğenmiyorum da." Ona doğruyu söylemekte hiçbir sakınca görmemiştim.
"Fıstık gibisin saçmalama." Verdiği abartılı tepkiye kahkahalarla güldüm. İyi gelmişti. Ama ne kadar ısrar etse de fotoğraf çekinmedim.
İkinci yarı başlayacağı için geri yerlerimize oturduk. Onur sürekli bu tarafa bakıyordu ve göz göze geliyorduk. Sanki benden güç almak istermiş gibiydi. Bazen aldatıldığımı düşünmemin bir sanrıda ibaret olduğuna inanıyordum.
Dakikalar 61i gösterirken bir duran top kazanmıştık. Onur topun başındayken kaleye çok yakın bir yer olduğu için rahattım. Çalan hakem düdüğüyle Onur topa doğru koştu. Ne kadar hızlı gittiğini göremediğim topu kalede gördüm.
Onur bana doğru koşuyordu. Ellerini kalp şekline getirdi. Ondan böyle bir şey beklemediğim için afallamıştım. Karşılık olarak ben de ellerimi kalp şekline getirdim. Onur golünü bana armağan etmişti. İlk defa. İki yıllık sevgililik ve bir yıllık evlilik hayatımında sayısız maçına gitmiştim. Ama ilk defa o tribünde oturduğumu belli etmiş. Bana başarısını armağan etmişti.
Maçı 3-1 almış Yiğit'le sarılıyorduk. Takım soyunma odasında üstünü değiştirirken biz hala locadaydık. "Hadi arabalara geçelim." Ben yürüyerek gelmiştim ama Onur arabayla gelmişti. "Burada bekleyelim." dedi Yiğit. İtiraz etmedim.
"Şanslı geldin." Ben mi? Hiç sanmıyorum. "Öyle mi dersin?" Kafasını salladı Yiğit.
Ani bir kararla aşağıda beklemeye karar vermiştik. Furkan ve Onur'un geldiğini gördüğümüzde Yiğit koşarak Furkan'a sarıldı. Ben ise olduğum yere çivilenmiş gibi kalmıştım. Yavaş adımlarla Onur yanıma geldi. Bir elini belime atıp alnıma bir öpücük kondurdu.
"Kutlamaya gidelim mi?" Onur soruyu hepimize yönelik sormuştu. "Olur gidelim." Benim ardımdan Furkanlar da onay verdi. "Geçen gittiğimiz kafe nasıl?" "Tamam oraya gidelim."
İki çift olarak arabalara bindikten sonra yola çıktık. Tesis çıkışındaki magazinciler Onur'un arabayı durdurmasını sağlamıştı. "İyi akşamlar Onur bey." Adamın Türkçe konuşmasıyla duraksadım. "İyi akşamlar." "Nasılsınız? Bugün de çok güzel bir gol attınız. Neler düşünüyorsunuz? Eşiniz de yanınızda. Merhabalar." Arka arkaya soruları sorarken son kısıma başımı sallayıp gülümsedim.
"Galibiyeti çok istiyorduk. Bir gol de benim sayemde oldu. Mutluyum. Mutluyuz. Şimdi de bunu kutlamaya gidiyoruz diyebilirim." İndirdiği camı yavaşça kapattı Onur.
Magazincilere hep iyi davranmaya çalışıyordu. Görünüşüne ve imajına her zaman dikkat eden birisiydi. Nerede ne zaman kameralara yakalanacağını bilmediği için hep iyi giyinirdi. Onun dışında benim de özenli giyinmemi istiyordu.
Burada arkadaşım yoktu. Yakın arkadaşım yoktu. Onur dışarda insanlarla tek başıma görüşmemi istemiyordu. Birkaç samimi poz onun imajını sarsarmış. Öyle diyordu.
Geldiğimiz yerin önünde durduk. Arabayı valeye verdiğimizde arkamızdaki araba da aynısını yaptı. Burayı seviyordum. Geceleri loş ışıklandırıldığı için gözü yormuyordu. Terası vardı. Terasla siyah minderler yere konulmuş yere yakın masalarla süslenmişti.
"Ne içersiniz?" Garsonun sorusuyla etrafı incelemeyi bıraktım. Sırayla herkes alkollü kokteylilerden söylediğinde sıra bana geldi. "Ben limonata alacağım." Üçünün de şaşkın bakışlarına maruz kaldığımda olduğum yerde daha da gerildim.
"Alkollü bir şeyler iç birtanem." Kulağıma fısıldayan Onur'du. "Bu gece istemiyorum." Sesim gerildiğimden dolayı sert çıkmıştı. "Hadi ama." Israrlarına devam etti. "İstemiyorum dedim Onur."
Onur ceketini omzuma bırakmış telefon görüşmesi yapacağı için masadan kalkmıştı. Garsondan istediğim şalı getirdiğinde onu aldım. Onur'un üşüyor olacağı düşüncesiyle yerimden kalktım. Ceketi elime alıp omuzlarıma şalı bıraktığımda gözlerim Onur'u arıyordu.
Terastan aşağıda olduğunu gördüm. Duvar kenarında dediği gibi telefonla konuşuyordu. Hızlı adımlarla kafeden çıkıp duvarın diğer köşesinde durdum. Onur beni göremezdi. Ben de onu görmüyordum ama çok net bir şekilde duyuyordum.
Belki de bir yıllık eşime bunu yapmamalıydım ama bunu yapmama beni o zorlamıştı. Onun hayatına hep saygı duyan birisi olmuştum. Eşi olsam bile kendi sınırları olduğunu bilmiştim ve o sınırları aşmamıştım. Bugün ilk defa aşıcaktım.
Birden karnım kasıldı. Konuşan bir kadın sesiydi. Daha önce hiç duymadığım bir kadının sesiydi. "Tamam. Tamam geleceğim yanına." Onur'un sesini duydum.
Aldatıldığımı düşünüyordum ama ilk defa onu böyle gözle görülür bir şekilde hissetmiştim. Kafamda kurduğumu düşünmüştüm ama kafamda kurmamıştım. Gözlerim doldu. Artan hormonlarımda duygusallaştığmı biliyordum ama bu ötekilerinden farklıydı.
Kendimi değersiz hissetmiştim. Birkaç dakika önce bana golünü armağan eden kişiyle aynı kişi olamazdı.
Beynimde o kızın sesi yankılanırken gözlerimin önü karardı ve kendimi yere bıraktım.
Nası gidiyoo
Ege hüzünlü kekim :(
![](https://img.wattpad.com/cover/371594849-288-k124567.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüce Aşk l BXB
Novela JuvenilMpreg kurgusudur. Erkeklerin de evlenip hamile kalabildiği bir evrende geçmektedir.