24.BÖLÜM: Düşler

46 0 0
                                    

İyi okumalar dilerim. :):):)

 :):):)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

1999

O kadar soğuktu ki etraf, gerçekten yanıyordum. Kamaşan gözlerimi yavaşça açtım, hava aydınlanmıştı. Hafif yatağımda doğrulurken elime bir damla geldi. Neydi bu? Başımı kaldırdığım zaman hiçbir şey görmedim, yeniden geldi. Titriyordum. Ama çok soğuk olduğu içindi. Yeni bir damla daha. Ellerimi alnıma götürdüm. Sanki derin bir okyanusun yüzeyinde elimi gezdiriyormuşum gibiydi. Su doluydu, neyim vardı benim? Titremem daha çok artmıştı artık gerçekten hissediyordum, tir tir titriyordum. Sağ tarafıma baktığımda Selin yoktu neredeydi, sabahın bu saatinde nereye gitmişti? Belki de sabah değildi. Başımı yastığa yeniden koydum. Titremem daha çok artıyordu. Sesim o kadar az çıkıyordu ki içeriye asla seslenemiyordum. Üşüyordum hem de çok.

Ne olmuştu bana, karanlıkta mı kalmıştım. Gece bile gündüzüne kavuşurken ben yalnızlığımla mı kalmıştım.

Gözlerim yeniden kapandı. Karanlık yeniden aydınlığa kavuştu. Kırmızı elbise yerini beyaz elbiseye bıraktı. Aynı adam ve kadın aynı yerde aynı şekilde bu sefer bir başka kıyafet deniyordu. Beyaz elbiseyi.

"Melek gibi oldun güzelim." dedi adam hayranlıkla kadına bakarken.

Kadında iltifatlara verilebilecek en güzel cevabı veriyordu, gamzeli yanaklarıyla güzel gülüşünü. Adam daha derin daha güzel bakmaya devam ediyordu. Bir elinde yeniden kağıdı diğer elinde yeniden makası ve bileğinde yeniden iğneleriyle, hayranlıkla kadını izlemeye devam ederken yanına gitti. Elindeki makası sol eline geçirdi ve kadının karnına elini tuttu yaklaşıp bir öpücük kondurdu. Sanki hissediyordu onun onu duyduğunu ve dönüp şöyle söyledi.

"Annenle geçirdiğimiz her tatlı anı senin zihninde güzel bir yer edinsin canım oğlum." dedi ve yeniden karnına bir öpücük kondurup kadına sarıldı.

Aydınlık gitti karanlık geri geldi. Şimdi sıra yıldızları ve ayı aramaktaydı.

Titremem devam ediyordu. Üzerime kesinlikle yorgan atılması gerekiyordu belki ısınırsam titremem durabilirdi. Kapı yavaşça açıldı. Ben örtünün altında titrerken gelenin kim olduğunu anlamam çok zor olmamıştı.

"Anneciğim günaydın. Ne oldu, neden titriyorsun?" dedi yanıma yaklaşarak.

Ellerini başıma değdirdiği an ben gözlerimi açarken oda panik bir halde.

"Masal yanıyorsun. Ama bir o kadar da terlemişsin. Yastığın su içerisinde."

Zar zor çıkan sesimle yalnızca yorgan isteyebildim.

"Yorgan anne." dedim.

Annem anlamamıştı yeniden söyledim ve yeniden. Yorgan istiyordum. Annem hızla odadan çıkarken bir yandan Selin'e sesleniyordu. Koşuyordu Selin bunu buradan duyabiliyordum. Hasta olunca o kadar çok hassas oluyordum ki her şeye, ben bile anlayamıyordum.

Yaz ÇiçeğiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin