Gizem Çözülüyor

6 1 0
                                    

Beleeen! Nuraaallp! Yemek hazır sizi bekliyorum. Bi sucuklu yumurta yapmışım Langırt Şef gelse bundan daha iyisini yapamaz.

O zaman Diego, kahvaltıdan sonra konuşmaya devam edelim. Şu konu öylece dururken hiç yiyesim yok ama babamı biliyorsun.

Bari benim de yemeğimi getir. O kadar uyku üzerine acıktım haliyle!

Ne yemek getiricem, gömdüklerinden yesene!

Onlar stok. Kara gün için.

Al o zaman, karnını iyi doyur. Geri gelicem. Sakın uyuyayım falan da deme!

Aklımda deli sorularla yemek masasına gittim. Abim her zamanki gibi yine üzerindeydi. Artık kararımı verdim, abim ergenliğin zirvesini yaşıyor bence.

Kız sen iyiden iyiye kafayı yedin. Sabahtan beri köpekle bi şeyler konuşuyordun. Kızım deli olacaksın.

Abi eğleniyorum o da mı yasak? Ne olmuş yani konuşuyorsam? Belki beni anlıyordur.

Anladığı kesin de sen yine de abartma.

Öfff.

Yemek harika olmuş babacım. Ama dilimdeki yaradan zor yiyebiliyorum.

Hadi ben kalktım. Ellerine sağlık.

Hop hop nereye? Bugün ortalığı siz kaldırıyorsunuz. Benim bi toplantım var ona katılmam gerek.

Tamam baba sen kalktıktan sonra biz toplarız.

Bugün çok ilginç bir gün ve merak içerisindeyim. Acaba babamlara söylemeli miyim? Köpeğimizin konuştuğunu, mektup ile ilgili dediği şeyleri... Konuşsam abim benimle dalga geçer, babam da abim gibi gerçekten delirdiğimi düşünür. Haksız da olmazlar çünkü 17'yi tek ben duyuyorum. O da gerçekten kafayı yemediysem.

Abi her şey tamamsa ben bahçeye çıkıcam.

Bana bi bardak su getir de öyle çık.

Tamam!!

Bahçeye geldiğimde 17 de yemeğini bitirmiş topun etrafında dönüyordu.

17! Gel bakalım buraya. Evet, şimdi devam edebilirsin.

Neye devam edeyim?

Mektupta geçen şeylerin ne anlama geldiğine.

Doğrusunu bilmek istersen mektubun tam olarak ne istediğini bilmiyorum.

Nasıl bilmiyorsun? O kadar şey anlattın ya!

Şöyle anlatayım. Ya da önce bi soru sorayım. Karam'a ne oldu?

Karam mı? Karam ne alaka!

Sen anlat hele!

Karam'a ne oldu bilmiyoruz. Bize çok alıştığı için ve evden başka yere ayrılmadığı için onu hiç bağlamazdı babam. Bir sabah uyandık ki Karam evde değil. Aradık her yeri ama gören de olmamış. Günlerce bekledik ama hiç gelmedi.

Anladım.

Neyi anladın?

O yağmurlu geceye kadar ben senin bildiğin diğer köpekler gibiydim. Yani konuşamıyordum. Seninle en azından. Yoksa diğer köpeklerle konuşabiliyordum. O gece hep şimşekler çaktı, hatırlıyor musun?

Evet hatırlıyorum. Hatta ağlamaktan böyle gözlerimden şakaklarıma doğru bir titreme olmuştu.

O hissi bilirim. Çok ağlayınca öyle olur.

Neyse sen devam et! Seni dinliyorum.

İşte o beni duyduğunuz son ses, şimşek sesi değildi. Posta kutusundan önce bi ışık çıktı sonra yayıldı yayıldı ve sonra patlamaya benzer bir sese dönüştü. Ardından ne olduğunu anlayamadığım biri belirdi. Geldi alnıma üç parmağı ile dokundu ve vakit geldiğinde süreç başlayacak, dedi.

617Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin