Abim ve Postacı konuşmaya devam ederlerken ağaçların arasından uzaklardan bir ayak sesi duyulmaya başladı. Sesler yaklaşıyordu. Ayak seslerini işiten Postacı kenara çekildi. Sesler yaklaştıkça biz de ayağa kalktık. İlkin ayakları göründü, üzerinden bembeyaz bir kumaş sarkıyordu. Sonra melek gibi bir kadın belirdi. Saçları sapsarıydı.
Hoş geldiniz kızlar!
Bu da kim? Abi anneme benzemiyor mu?
Annem yok ki, nasıl burada olsun?
Abi sen de şu an yaşadığımız her şeyi kabullendin de sadece bu mu mantıksız geldi?
Anne sen misin?
Evettt Beloşumm! Sonunda kavuştuk canım kızım!
Hiçbir şey sormadan koşup anneme sarıldım. Anneciğiiim seni çok özledim! Sen nerelerdeydin? Biz seni çok aradık. Yoksa buraya mı hapsoldun? Neyse hele bi dur da şu saçlarını biraz daha koklayayım. Anne kokusu gibisi yokmuş ki!
Ben de seni çok özledim canım kızım. Seni getirmek için çok çabaladım bugüne nasip oldu. Oğluşum sen de gelsene, ne uzaklarda durmuşsun öyle!
Postacı oğlumu tekrar eski haline çevir. Şaka yapmanın sırası değil.
Tamam, tamam çeviriyorum.
Hıhhh! Ne güzel ya! İnsanın kendisini hissetmesi bir başkaymış.
Anne gerçekten sen misin? Hala olayın şaşkınlığı içerisindeyim.
Evet kuzum benim bak canlı kanlı benim. Bu bir rüya ya da hayal değil.
Bıraktım kendimi annemin kucağına. Ona sımsıkı sarıldım. Meğerse yıllardır ihtiyacım olan şey buymuş da farkında değilmişim.
Hiçbir şey sormadan uzun süre öylece sarılı kaldık abimle birlikte anneme. Aklımda bir sürü soru var ama şu his bütün merakımı bastıran cinsten.
Anneciğim ayrılmayacağız değil mi?
Hayır kızım ayrılmayacağız. Ben sizi asla bırakır mıyım? Zorla kavuştum.
Biz senin kaybolduğunu zannediyorduk. Başına bir şey geldi diye düşündük. Ama seni hiç bulamadık.
Karam kaybolmuştu ya ben onu aramaya çıkmıştım. Birkaç sokak aradım ve sonra onu buldum. Bir posta kutusunun dibinde duruyordu. Onun yanına gittim ve sarıldım. Sonra posta kutusunda bir şey dikkatimi çekti tam elimi uzattım ki kendimizi burada bulduk.
Hea anladımm. Bizim gibi yani.
Annee!
Efendim oğluşum!
Peki posta kutusundan gidilip gelinebiliyor madem. Neden şimdiye kadar geri gelmedin?
Evet haklısın. Ama biz de sizin gibi buraya isteyerek gelmedik. Ama sizin gibi düşünerek, çıkarım yaparak Karam ile buraya nasıl gelinebileceğinin yollarını bulduk. Buraya başka gelenler de var çünkü. Ama nasıl dönülebileceğini öğrenemedik. Çünkü burada posta kutusu yoktu. Çok eski bir zamandayız. Ama sonradan onu da bulduk çok uzun bir zaman sonra.
Eyii! Nasıl dönülüyor, dönelim o zaman.
O kadar hızlı değil. Geri dönüşü bilemediğimiz için de sizin gelmenizi istedik. Postacı size mektubu bırakmaya çalışırken posta kutusunun patlamasının sebebi bizim geri dönüşü yeni yeni öğrenmemizdi. Şu an nasıl döneceğimizi biliyoruz ama şu an dönemeyiz. Hepsini anlatıcam size. Ama biraz koklayayım sizleri. Anne olmak çok güzel ama bir o kadar da zor olabiliyormuş. Ohhhh canlarım benim misss gibi!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
617
AventuraBelen, babasının kendisine hediye ettiği köpeği ile sıradan bir hayat sürerken, ailesinin gizemli bir görev için seçildiğini öğrenir. Evlerinde, zamanın derinliklerine yolculuk yapabilen bir geçidin anahtarı vardır ve bu anahtar 617'dir. Belen ve ai...