Hyunjin'den
"Onu tanımam için bana bildiğiniz her şeyi anlatmanız gerekiyor." Kollarımı göğsümde bağlarken söylediğim şeyle Bay Lee sıkıntılı bir iç çekerken kalçamı terasın korkuluklarına yaslayarak gözlerimi konuşması için Bay Lee'nin gözlerine çevirmiştim. Kendi şirketime gitmekten ziyade öncelikle Yongbok hakkında kafamın içinde dolanan bazı sorulara cevap bulmak için Lee şirketine gelmiştim erkenden. Dünkü yemekten sonraki hareketleri oldukça tuhaftı.
"Kendim bile tanıyamadığım oğlumu sana nasıl anlatmamı beklersin?"
"İnsan oğlunu tanımaz mı?"
Alaycıl bir gülüş yer edindi dudaklarında. Benim gibi korkuluklara yaslanırken gözlerini yere çevirdi.
"Onu anlamak imkansız Hyunjin. Bu zamana kadar her ne yaptıysa hep bir mantık aradım ancak bulamadım." İç çekmesinin ardından devam etti konuşmasına. "Fakat yine de oldukça zekidir. Tek bir hareketiyle bütün hayatını kökten değiştirebilir."
"Ne gibi mesela?"
Sorduğum soruyla yere diktiği gözlerini gözlerime çevirerek acı bir ifade yerleştirdi yüzüne. Yongbok babasına hayatını kökten değiştirecek bir şey mi yaşatmıştı ki bu kadar kırık gözlerle bakıyordu Bay Lee.
Derin bir nefes aldı konuşmadan önce. Hala ne kadar acı çektiği her mimiğinden okunabiliyordu. "Yongbok 9 yaşındaydı o zamanlar. Şimdi ki gibi tuhaf hareketleriyle her yönden dikkat çekiyordu... Bir gün kazandığımız bir ihaleden dolayı şirket yemeği düzenlenmişti. Karım ve ben birlikte bu yemeğe gidecektik ancak Yongbok'a ve henüz 3 yaşında olan küçük kardeşine bakacak kimsemiz yoktu."
"Küçük kardeşi mi?" Lafını kesip sorduğum soruyu başıyla onaylayarak devam etti. "Bu yüzden sadece bir günlüğüne bir bakıcı tuttuk çocuklarımıza bakması için. Evden ayrılırken hiçbir sorun yoktu. Asıl sorun biz evden ayrıldıktan sonra yaşanmış."
Gözlerinin dolduğunu görebiliyordum Bay Lee'nin.
"Yemeğin bitmesinin ardından karımla eve döndüğümüzde bir günlük tuttuğumuz bakıcının kanlar içinde yerde yattığını gördük. Telaşla üst kata çıkıp küçük oğlumuzun odasına geldiğimizde ise... Yongbok'un kardeşini beşiğinde salladığını gördük. Fakat beşik kandı. Yongbok kardeşini bıçaklamıştı."
Gözlerim dehşetle açılırken gözlerinden bir iki yaş süzülen Bay Lee'ye bakıyordum. Henüz 9 yaşında bir çocuk kardeşini öldürebilir miydi? Üstelik o henüz bir bebekken.
"Neden peki?"
Acıyla güldü Bay Lee sorduğum soruyla. "Ağlamasına dayanamayıp bıçaklamış." Demesiyle kanımın donduğunu hissettim. Pek inandırıcı gelmiyordu bana ancak Bay Lee oldukça ciddiydi. Yongbok nedensizce birilerini öldürebilirdi ancak bir bebeği?
"Yine de şanslıyım ki oğlum Jeongin henüz ölmemişti. Hastaneye yetiştirip hayata tutunmasını sağladım. Şimdi ise tek başına onun için tuttuğum evde kalıyor. Yaşadığını benden başka kimse bilmiyor... Bir de sen varsın tabii."
"Neden bana söyledin peki? Bana oğlunun yaşadığını söyleyecek kadar güveniyor musun? Ve ayrıca bu Jeongin... Yongbok'un sekreteri olduğunu söyleme bana." İnanamazca ona bakarken kafasını onaylar anlamda sallayarak "Yongbok'la ilgilenmeni istiyorum." Dedi ve ekledi. "Ondan korkmayan, ona sahip çıkabilecek tek kişi sensin. Sana Yongbok'tan daha fazla güveniyorum."
Gözlerim bir süre etrafta gezinirken "ilgilenirim" dedim kısaca. Gözleri parlamıştı bu söylediğimle. Bir baba oğlundan ne kadar kurtulmak istiyorsa o kadar kurtulmak istiyordu. Korku muydu onların arasına bu denli giren soğukluk bilmiyorum ama Yongbok'tan korkmuyordum. Bir nedeni yoktu aslında. Korkmuyorum. Ancak ölümden korkan insanlar Yongbok'tan korkabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist ile Mazoşist / Hyunlix (Masum Psikopat 2)
Fanfic"Yongbok... Buradan," çenesindeki elimi sıkarak kendime doğru yaklaştırırken eklemiştim "bayılmadan çıkartmam seni." "O kadar yakabilir misin canımı?" "Bizzat yaşayarak bunu öğrenebilirsin." ‼️ Şiddet ve smut yerlerinde uyarı yoktur.‼️ ‼️ Masum Psik...