Yazardan
"Kardeşini neden öldürdün?" Hyunjin'in sorusuyla gözleri kısılmış, çenesi kasılmıştı Yongbok'un. Cevap vermeyerek ölüm sessizliğine gömülmesiyle de Hyunjin az önceki sorusunu tekrarlamış ve hemen yanına, koltukta ki boşluğa oturmuştu.
"Babam mı söyledi?"
"Ne önemi var?"
Bakışlarını başka bir yöne çevirdi Yongbok. Uzandığı koltukta hafiften doğrulurken kafasını koltuğun sırtına yaslayıp gözlerini kapattı dinlendirmek adına. Fakat öğrenmekte diretti Hyunjin.
"Sana bir soru sordum Yongbok."
"Çok soru soruyorsun."
"Ağladığı için öldürdüğüne inanmıyorum." Gözlerini hafiften aralayarak Hyunjin'in meraklı irislerine çevirdi gözlerini. Neden bu kadar kafaya takıyordu ki?
"Neden? Merak etmende ki amaç ne? Doğru ya da yanlış, seni ilgilendirmiyor."
"Seni anlamak istiyorum."
Kıkırdadı Yongbok siyah saçlının söylediğiyle. Çabası boşunaydı onun için. Sarışını kimse anlayamazdı.
"Anlama o zaman."
"Yongbok!" Sesini yükselterek ayağa kalkarken ellerini siyah saçlarına daldırarak yüzünü tavana çevirdi Hyunjin. Sinirden damarları belirginleşmiş, yüz kasları gerilmişti.
"Cevap ver bana!"
"Bağırma bana!"
Yongbok'da ayağa kalktı bacağını umursamayarak. İki öfkeyle yanan göz birbiri üzerinde hakimiyet kurmaya çalışırken sarışın işaret parmağını uyarır mahiyette Hyunjin'e doğru savurarak "bana sakın bağırmak gibi bir hataya düşme, kendimi tutmam." Dedi diğer eliyle yaralı bacağını tutarken.
"Soruma düzgün bir cevap verirsen ortada hiçbir sorun kalmayacak Yongbok."
"Anlamazsın."
"Anlarım."
"Ağladığı için."
Derin bir iç çekti Hyunjin sarışının cevabıyla. Cevabın bu olmadığını ikisi de çok iyi bilsede kendini geri çekmeye karar verdi. Daha sonra illaki öğrenmenin bir yolunu bulabilirdi ancak bu seferlik üzerine gitmedi.
Yongbok'un omuzlarından tutup baskı yaparak kalktığı koltuğa geri oturturken biraz daha sakinleşmiş ve daha ılımlı davranmaya dikkat ederek hemen yanına oturmuştu.
"Sana bağırılması neden bu kadar sinirlendiriyor seni?" Yumuşak ses tonunda sorarken gözlüğünü çıkararak oturdukları koltuğun önündeki masaya koymuş ve Yongbok'un çenesini baş parmağıyla okşamıştı nazikçe kavrarken. Aldığı "bilmiyorum" cevabıyla ise iyice dikkat kesilmişti sarışının yüzüne. Gözleri, yanakları, kalp şekli dudakları, küçük burnu... Ve çilleri. Eli yavaşça sarışının çenesinden yanağına çıkarak küçük küçük yüzüne dökülmüş yıldızları okşadı yavaşça. Yongbok ise onun her hareketini takip ederek kendine dokunulmasına izin veriyordu.
"Çillerin..." Hyunjin kendi kendine mırıldanırken "153" dedi Yongbok kısık sesiyle. Hyunjin kıkırdayarak "saydın mı?" Diye sormasıyla ise kafasını onaylar anlamda salladı sarışın ağır hareketlerle.
"İşsizsin." Hyunjin'in oldukça kısık sesiyle mırıldanmasıyla ise belli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu Yongbok'un yüzünde fakat hemen silmişti bu silik gülümsemeyi. Hayranlık kapladı Hyunjin'in gözlerini. İlk defa kısa süreliğine de olsa görmüştü Yongbok'un gülümsemesini. Kalbini sıcak bir his sarmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist ile Mazoşist / Hyunlix (Masum Psikopat 2)
Fanfic"Yongbok... Buradan," çenesindeki elimi sıkarak kendime doğru yaklaştırırken eklemiştim "bayılmadan çıkartmam seni." "O kadar yakabilir misin canımı?" "Bizzat yaşayarak bunu öğrenebilirsin." ‼️ Şiddet ve smut yerlerinde uyarı yoktur.‼️ ‼️ Masum Psik...