⛓️ 33. Bölüm(F)

108 20 66
                                    

2 bölüm attım üsteki bölümü okuduğunuzdan emin olun

_____________


4 ay sonra

Hyunjin'den

Ölü gibi uyanmıştım her gün olduğu gibi. Birkaç saat uyuduğum yatağımdan kalkmış ve odadan çıkmıştım.

Kahvaltı yapan ikiliye baktım mutfağın kapısından. Daha çok Seungmin'in Jeongin'e bir şeyler yemesi için ısrar etmesine. En azından Seungmin'in zoruyla bir şeyler yiyebiliyordu... Yalnız değildi. Abisinin emanetine iyi bakamasamda Seungmin çok güzel bakıyordu.

Beni görmesiyle yemek masasından kalkıp yanıma gelmişti Seungmin. Bileğimden çekiştirmesine izin vererek isteksizce oturdum masaya. Yemeyecektim biliyordum. Amacım sadece oturmaktı.

"Biraz ye lütfen."

Yongbok'un sesi...

Bir de bu vardı tabii. Etrafımda duyduğum birinin sesi Yongbok'un sesi olarak geliyordu kulağıma. Zihnim bana oyun oynuyordu biliyordum ancak canımı fazlasıyla yakıyordu.

"Hadi abi."

Yongbok bana abi demezdi tabii.

"Zorlama Seung."

Bir süre oturmuş ve kalkmıştım masadan. Salona geçip oturduğum gibi aylardır elime almadığım telefonum çaldı. Arayan Chris'ti.

"Uzun süredir görüşemiyoruz. Biraz dışarı çıkmaya ne dersin? Temiz hava iyi gelir. Sahilde dolaşır belki otururuz biraz."

"Gerek yok Chris. Çıkmak istemiyorum."

Bu halimle nasıl çıkardım ki dışarıya?

"İtiraz kabul etmiyorum Hyunjin. Hazırlan ve evden çık. Şu an şirketteyim ve şirketin uzak olduğunu biliyorsun. Sen sahile geç bende yanına geleceğim."

Titrek bir nefes almıştım içime. Neden o sahile gitmek zorundaydık? O sahil olmazdı.

Ama... Gitmeliydim yine de. Yongbok beni bekliyordu belki.

"Tamam çıkıyorum birazdan."

Aramayı sonlandırmış ve üstümü değiştirip çıkmıştım evden. İlkbahara yeni yeni girdiğimizden dolayı ağaçlarda çiçekler açmış, hava temiz ve ferahtı. Uzak olmadığı için yürüyerek gittiğim sahilde bir banka oturmadan önce uçsuz bucaksız denize baktım.

"Ben geldim Yongbok." Eğilmiş ve ayağıma temas eden suya parmaklarımı daldırmıştım. "Özledin mi beni?" Bir süre parmak uçlarımı suyun içinde gezdirmiştim. O buradaydı, denizde. Jeongin abisinin küllerini bu denize dökmüştü. Neden diye sormadım. Kendisi ağlayarak anlatmıştı bana.

Yongbok denize karışmayı çok istiyormuş...

Jeongin'de abisinin bu dileğini yerine getirmek istemişti.

Boğazımda oluşan yumruyla doğrulup bir banka geçmiş ve oturmuştum. Az önce elimi daldırdığım denize kafamı kaldırıpta bakamıyordum şimdi. Sanki orada ve ben ona bakarsam gidecek gibi...

Nasıl yapmıştı ki bunu bize? Beni öldürseydi ya... Onun ellerinden bir ölüm benim için dert olmaz aksine ödül olurdu. Niye bu acıyı yaşatmıştı bana? Hem de gözlerimin önünde.

Kapının diğer tarafında, o gözlerimin önünde acı içinde çığlıklar atarken elimden gelen tek şey neden ağlamak olmuştu? Onu kurtarmama neden izin vermemişti? Onu ne kadar sevdiğimi bildiği halde canımın ne kadar yanacağını düşünmedi mi hiç?

Sadist ile Mazoşist / Hyunlix (Masum Psikopat 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin