"Bir...iki..."
Elindeki silahın kabzasını sertçe kavradı.
"Üç..."
_____________
"Dur Jisung!" Eli deponun kapısına dayanmışken arkalarından gelen sesle Jisung elini kapıdan çekerek sesin geldiği yöne döndü. Dönmesiyle birlikte yüzü şaşkın bir ifadeye bürünmüştü.
"Know?"
"Hemen uzaklaşın buradan!" Lee Know, yüksek sesi ve sert adımlarıyla onlara yaklaşırken Hyunjin bir kapıya bir Know'a baktı. Onu görmezden gelerek içeri girecekti ki yanına ulaşan Know buna izin vermeyerek kolundan tuttuğu gibi kenara çekmişti.
"Çek ellerini üstümden." Dedi Hyunjin tekrar kapıya yönelirken. Know tekrar kapıyla arasına geçmesiyle ise bu sefer onu göğsünden itmişti.
"O kapıyı açarsan hepimiz havaya uçacağız Hyunjin! Delirdin mi sen çekil şuradan."
Hyunjin anlamazca gözlerine bakarken Know Jisung'a dönerek derin bir nefes aldı. Onu kaybedeceği düşüncesiyle buraya nasıl geldiğini bile bilmiyordu. Yaklaşık yarım saat önce Jay Yongbok'la konuşurken her şeyi duymuş ve hemen oradan ayrılarak buraya gelmişti. Birkaç dakika geç kalsa ne yapacağı konusunu düşünemiyordu bile.
"Yongbok'u içerden almamız gerekiyor." Diyerek sevgilisine doğru adımladı Jisung. Tam karşısında durduğunda gözlerinin dolu olduğunu Know anca fark edebilmişti.
"O burada değil." Dedi ellerini küçüğünün omzuna koyarken. Kısa bir bakışmanın ardından nazikçe kendine doğru çekmiş ve kolları arasına alarak sıkıca sarılmıştı. Jisung ne tepki vereceğini bilmez bir halde karşılık vererek kollarını sevgilisinin beline doladı. İkili birbirine sarılırken Hyunjin derin bir nefes almış ve ortamı bozarak "nerede o zaman!?" Diye haykırmıştı. Onun varlığını hissedemediği her saniye sinir katsayısı da artıyordu.
"Önce şuradan uzaklaşalım."
Küçüğünden ayrılarak elini tuttu, arkasından çekiştirerek ekibin arasından geçti ve yeterli uzaklığa geldiklerinde durdu. Gözleri yanlarına gelen Hyunjin'e çevrilirken cebinden bir kağıt çıkarmış ve Jisung'a uzatmıştı.
"Henüz ölmediyse burada." Jisung kağıdı almış incelerken Hyunjin tekrar çıkıştı.
"Onun nerede olduğunu nereden biliyorsun?"
"Sorgulama Hyunjin. Adres burada gidin alın." Lee Know kestirip atmaya çalışsada bu sefer Jisung söze girmişti.
"Senin işin değil mi? Ben günlerdir onu ararken sen onun nerede olduğunu bildiğin halde bana hiçbir şey söylemedin."
Know'dan ses çıkmayınca anlayacağını anladı Jisung. Kırgınlıkla gözlerinin içine bakarken "Bir süre konuşmayalım." Dedi her ne kadar bunu söylerken içi yansa da. Oldukça kırgındı ona karşı. Geceleri bile uyumayıp Yongbok'u aramıştı, gözlerinin önünde arkadaşını bulmak için çabalamıştı. Çok mu zordu ona yerini söylemek?
"Jisung..."
"Gidelim Hyunjin." Araçlara yöneldiğinde Hyunjin'de peşinden takip edip arabaya binmiş Jisung'un elindeki adresi alıp kısaca göz gezdirmişti.
"Biraz uzak kalıyor buraya." Hyunjin'in mırıldanmasıyla Jisung yanağına doğru süzülen göz yaşını hızla elinin tersiyle sildi, kağıdı tekrar alıp aracı süren memura uzattı ardından.
Araç hareketlenirken arabanın camından son kez olduğu yerde dikilen sevgilisine baktı Jisung. Onu orada öylece bıraktığı için hafif bir suçluluk duygusu hissetsede umursamadı. Umursamamaya çalıştı daha çok. Günlerdir arkadaşını ararken onun sessiz kalıp izlemesi zoruna gitmişti. Yongbok'tan nefret ediyor olabilirdi ancak onu bulmak için çabalamasına nasıl göz yumabilirdi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist ile Mazoşist / Hyunlix (Masum Psikopat 2)
Fanfic"Yongbok... Buradan," çenesindeki elimi sıkarak kendime doğru yaklaştırırken eklemiştim "bayılmadan çıkartmam seni." "O kadar yakabilir misin canımı?" "Bizzat yaşayarak bunu öğrenebilirsin." ‼️ Şiddet ve smut yerlerinde uyarı yoktur.‼️ ‼️ Masum Psik...