⛓️ 30. Bölüm

143 35 49
                                    

3 gün sonra

Hyunjin'den

Sabah kalktığımda mışıl mışıl uyuyan Yongbok hayat enerjimi arttırmıştı anında. Yüzüne her zaman olduğu gibi öpücükler kondurarak uyandırırken yine gülerek uyanmıştı uykusundan. Bu hayatta iki şeye aşıktım sanırım. Biri Yongbok, biri de Yongbok'un gülümsemesi.

Birlikte hazırladığımız kahvaltıyla karnımızı doyurup şirkete geçmiş ve Bay Lee'nin ofisine doğru yürümüştük. Yongbok'un heyecanı gözlerinden bile görülebiliyordu. Bugün şirkete gelememizin başlıca nedeni hisselerin kendine geçtiğine dair belgeleri imzalayacak olmasıydı. 3 gün içinde de gelebilirdik ancak bunun yerine 3 günü birlikte geçirmiştik.

Onunla numaradan sevgili değildik artık, ciddi ciddi sevgiliydik ve zamanı birlikte geçirmek hem onun hemde benim hoşuma gidiyordu. Boş boş otursak dahi birbirimizin varlığını hissetmek güzeldi. Onun sıcaklığına alışmıştım artık. Gülümsemesi, kahkahası içimi ısıtıyordu.

Belgeleri imzaladığı gibi Yongbok'un ofisine geçtik. Bay Lee birkaç gün içinde karısıyla tatile gidecekti. Yongbok ise onun daha geniş olan ofisine taşınacaktı.

Koltuğuna oturup bilgisayarını açarken yanına ilerlemiş ve kalçamı masasına yaslamıştım. İlk bana ardından masaya baktı.

"Jeongin'in sadece asistanın olması güzel değil bence. Niye onu genel müdür yapmıyorsun?"

Sorduğum soruyu duymamış gibiydi sanki... Cevap vermemişti. Bir süre daha masaya baktıktan sonra bileğimden tutup kendine doğru yaklaştırdı. Masayla olan temasım kesildiğine gülümsemişti. "Bunu Jeongin'e sormalıyım."

Yaklaşık bir dakika sonra cevap vermesini umursamayarak başımı onaylar anlamda salladım ve masanın önündeki karşılıklı iki koltuktan birine oturdum. Yine gözleri bana kaymıştı.

"Oturmasan olmaz mı?"

"Ayakta mı bekleyeyim?" Soruma yine cevap vermemişti. Önüne dönüp derin bir nefes aldığını gördüm. Dünde böyle garip davranışları olmuştu. Elime bardak alsam bardağa, kapıyı açmak için kapının kulbunu tutsam kapının kulbuna, bir yere yaslandığımda yaslandığım yere, kısacası neye temas etsem ona bakıyordu.

"Birkaç işim var onları halledip eve geçelim." Dedi. Başımı onaylar anlamda salladığımda işine dönmüş ve tüm dikkatini oraya vermişti. Ya da ben öyle sanıyordum.

Oturduğum koltuktan kalkarak aylar öncesinde Yongbok'a hediye ettiğim dev akvaryumun önüne geldim. Renklerini özenle seçtirdiğim Lepistes balıklarına gözlerim dalmışken fark etmediğim bir anda Yongbok'un gözleri akvaryumla arama girdi. Lepistes balıkları yerine onun parlak gözlerine bakıyordum şimdi.

"O şeylere bu kadar güzel bakmak zorunda mısın?"

"Dalmışım sadece." Burnuna küçük bir öpücük kondurduğumda derin bir nefes almıştı. "Gidelim" dedi bileğimden tutarak. Kapıyı açmış ve ofisten çıkarak arabaya binmiştik.

Şirkete gelirkende olduğu gibi gözleri direksiyonu kavrayan ellerimi izliyordu. Bakışları dalgındı sanki. Bir elimi direksiyondan çekip kucağındaki elini tuttuğumda gülümsedi. Elimin üstüne elini koyarak gözlerini yola çevirdi ardından.

...

5 gün sonra

Evin bahçesinde otururken Seungmin ve Jeongin gelmişti bizi görmek için. Seungmin anında yanıma kurulurken Jeongin başta tek başına karşı koltukta oturmuş, abisinin yanına gelmesiyle koala gibi kollarını ona sarmıştı.

Sadist ile Mazoşist / Hyunlix (Masum Psikopat 2)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin