Hyunjin'den
Deponun içindeki bir kapıdan girerek gözden kaybolmuş, birkaç dakikanın ardından ıslak saçları ve yeni giydiği kıyafetleriyle karşıma gelmişti Yongbok. Kanlı halinden eser kalmamıştı.
Sonrasında şirketin gizli bir çıkışından çıkıp Lee Know'un takip etmemesi adına kendi evime getirmiştim onu. Şimdi ise odamdaki yatağımda oturmuş daha temiz arınmak adına banyoya giren Yongbok'u bekliyordum.
Siyah çerçeveli gözlüğümü çıkarıp yatağın yanındaki komodine koymamın ardından ellerimi saçlarıma geçirerek saçlarımı olabildiğince dağıtmıştım. Başım oldukça ağrıyordu. Neden ağrıdığını bilmiyordum. O depoya girdiğim andan beridir böyleydim.
Banyo yapma ihtiyacı hissederek ayağa kalkıp dolabımdan siyah bir eşofman ve tişört çıkararak banyo kapısının önüne gelmiştim ki kapının açılıp; ıslak saçlarından su damlayan, mavi bornozlu Yongbok'un beni karşılamasıyla duraksamıştım. Soğuk bakışları üzerimde gezinirken kenara çekilmek için hamle yapmasıyla kolundan tutup banyoya çekerek kapıyı arkamızdan kapattım hızla. Çatık kaşlarıyla gözlerini gözlerimden çekmezken kapıyla aramda sıkıştırarak üzerine doğru eğilmiştim.
Yüzümü boynuna gömerek duş jelinin bastıramadığı kokusunu içime çekerken kulağına doğru "bir kez daha duş alabilirsin bence... kan kokuyorsun." Diye fısıldadığımda yüzümü güzel kokusuna doyamadığım boynundan uzaklaştırmış ve göğsümden iterek çıkmıştı banyodan.
Hala bir elimde varlığını koruyan kıyafetlerimi bir kenara koyarak iç çektim bıkkınca. Çoğu zaman ona yaklaşmamı engellemesi daha da hırslanıp kenarda köşede sıkıştırma isteğimi arttırıyordu. Gerçi karşılık verse de bu isteğim değişmiyordu. Onun küçük bedenini kollarım arasına alıp... Devamını getirebilecek kelimeyi bulamıyordum.
Tamamen soyunup duşa kabine girmemin ardından ılık bir duş alıp çıktığımda hızlıca kurulanıp getirdiğim kıyafetlerimi giyinip odaya geçtim. Baş ağrım biraz olsun geçmişti ve şu an hafiflemiş hissettiğimden dolayı huzurluydum.
Odaya girdiğimde Yongbok yatağın sağında kalan pencerenin önüne geçmiş, hâlâ üzerinden çıkarmadığı mavi bornozuyla camdan dışarıyı izlerken ellerimi eşofmanımın cebine sokarak birkaç adımda varmıştım yanına. Arkasında durduğum sırada ellerimi cebimden çıkarıp pencerenin mermerine dayarken burnumu boynuna yaklaştırarak kokusunu içime çekmiştim.
"Evimin her köşesine yakışıyorsun." Kulağına doğru fısıldarken mermere dayadığım ellerimi olması gerekenden daha ince beline sararak kendime doğru yaklaştırmış, sırtını göğsüme yaslamıştım. Elim bel kıvrımında gezinirken başını sol tarafına çevirmiş, burunlarımızın temas etmesine neden olmuştu.
"Daha ne kadar saklanacaksın? Lee Know eninde sonunda yaşadığını öğrenecek." Sorduğum soruyla birlikte kollarım arasında dönerek yüz yüze gelmemizi sağlarken sırıtmış "sevgilisi yurt dışından dönene kadar" demişti.
"Sevgilisini tanıyor musun?"
"Eski sınıf arkadaşımdı." Göğsümden iterek uzaklaştırdığı sırada söylediğiyle şaşkınlıkla gözlerim açılmıştı. Yongbok ve arkadaş?
"Emin misin arkadaş olduğunuza?"
Sorduğum soruyla gözlerini devirerek yatağa ilerlemiş, bornozuyla birlikte uzanmıştı yatağa. Pencerenin önünden ayrılıp başında dikildiğimde ise üstünü örtmüş ve gözlerini tavana dikmişti. Soru sorulmasını sevmediğini fark etmiştim ancak onun anlamak için soru sormam gerekiyordu. Yongbok ise çoğu kez sorularımı yanıtsız bırakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist ile Mazoşist / Hyunlix (Masum Psikopat 2)
Fiksi Penggemar"Yongbok... Buradan," çenesindeki elimi sıkarak kendime doğru yaklaştırırken eklemiştim "bayılmadan çıkartmam seni." "O kadar yakabilir misin canımı?" "Bizzat yaşayarak bunu öğrenebilirsin." ‼️ Şiddet ve smut yerlerinde uyarı yoktur.‼️ ‼️ Masum Psik...