Yazardan
Esen rüzgar yüzüne çarparak geçerken derin bir nefes almıştı Hyunjin. Terasın zeminine uzanmış yıldızları seyrediyor, yaklaşık yarım saattir Changbin'i bekliyordu. Changbin'den Yongbok'u iyice sarhoş olana kadar alkol içirmesini ve ardından terasa getirmesini rica etmişti. Belki bu sayede onunla doğru düzgün konuşabilirdi. En azından öyle umut ediyordu.
Birkaç dakikanın ardından kolunun altına girdiği Yongbok'la birlikte terasın girişinde belirmişti Changbin. Sarışının temastan nefret ettiğini biliyordu ancak sarhoş olduğu için görmezden geleceğini biliyordu. Bu yüzden rahattı.
Yongbok'u yürüterek Hyunjin'in yanına kadar getirdi, yere uzanmasını sağladı ardından. Elindeki içki şişesini de Yongbok'un eline verdikten sonra terastan ayrıldı ve depoya inmek için asansöre bindi. Onun gitmesinin ardından ise Yongbok yarı açık gözleriyle gördüğü yıldızlarla hafifçe gülümsemişti.
"Özür dilerim." Hyunjin'in konuşmasıyla Yongbok kafasını soluna doğru çevirdi, gözleri Hyunjin'in yüzünde gezindi hızlıca. Ardından alçılı eline kaydı.
"Seni dinlemeliydim ancak dinlemedim. Özür dilerim. Seninde dediğin gibi tam bir aptalım."
Hyunjin'in söyledikleriyle kahkaha attı ve oturur pozisyona geldi. Gözleri yıldızlarda, içki şişesi dudaklarındaydı şimdi.
"Sen hep aptaldın. Önceden de... Şimdi de." Gülerek şişesini dudağından ayırdığı bir sırada söylemiş ve bacaklarını kendine doğru çekerek kollarını etrafına dolamıştı. Hyunjin'in konuşmasına izin vermeden tekrar girdi söze.
"Kalbim... Kırıldı." Ellerini birleştirip kalp yapmış ve ardından ayırmıştı. "İlk defa kalbim kırıldı. Vurmak zorunda mıydın?" Elini yanağına götürdü ardından. "Acımadı ama kalbim kırıldı." İçkisinden bir yudum daha aldı.
"Seungmin'i öyle görünce dayanamadım... Üzgünüm Yongbok. Suçumu kabulleniyorum. Ama lütfen... Lütfen aramıza duvar örme. Beni affetmen için elimden geleni yaparım. Bana bir şans ver."
"O aptal sekreter beni taciz ettiğinde de vurmuştun bana. Dinlemeden. Hatırlıyorsun değil mi? Sana nasıl bir şans vereyim şimdi? Yine yapacaksın biliyorum."
Yongbok'un söyledikleriyle donup kalmıştı Hyunjin. "Sende hatırlıyorsun." Hayretle konuştuğunda Yongbok başıyla onayladı. "Bana tokat attığın zaman hatırladım."
"Felix'i de hatırlıyorsun değil mi?" Hyunjin'in sorusuyla Yongbok başını onaylar anlamda salladı ve gülümsedi. "Çok tatlıydı Felix... Küçük çocuklar gibi konuşurdu benimle. Seni de çok seviyordu... Benim aksime."
Hyunjin'de gülümsedi ve derince yutkundu. "Çok güzel gülümserdi."
"Senin yüzünden öldü." Dedi Yongbok. Öfkelenmiş ve elinde tuttuğu şişeyi sıkmıştı. "Bende senin yüzünden öldüm."
"Psikoloğun böyle bir şey yapacağını bilemezdim." Dedi Hyunjin uzandığı yerde doğrulurken.
"Ben hep koruyordum Felix'i. Ne zaman biri onu üzse ortaya çıkıp o kişiyi öldürüyordum. Keşke en başta seni öldürseydim."
İçkisinden bir yudum daha aldı ve devam etti Yongbok. "Ama seni o kadar çok seviyordu ki beni baskılıyordu. Benim işlediğim cinayetlerden dolayı senin ondan nefret edeceğinden korkuyordu."
Başını onaylar anlamda salladı siyah saçlı. Gözlerini Yongbok'a çevirip "ben Felix'i hak etmedim" dedi. Acıyla gülümsedi ardından.
"Hala seviyor musun Felix'i?" Yongbok'ta gözlerini Hyunjin'e çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadist ile Mazoşist / Hyunlix (Masum Psikopat 2)
Fiksi Penggemar"Yongbok... Buradan," çenesindeki elimi sıkarak kendime doğru yaklaştırırken eklemiştim "bayılmadan çıkartmam seni." "O kadar yakabilir misin canımı?" "Bizzat yaşayarak bunu öğrenebilirsin." ‼️ Şiddet ve smut yerlerinde uyarı yoktur.‼️ ‼️ Masum Psik...