Sadist ile Mazoşist / Hyunlix (Masum Psikopat 2)

⛓️ 2. Bölüm

Yandan gülümsedi Hyunjin. "Acıdan zevk aldığın doğruymuş."  Sarı saçlının kulağına doğru fısıldarken bir süre beklemiş ve eklemişti. "Ve biliyor musun ben de acı çektirmekten oldukça zevk alıyorum."

________

Gözleri temasını kesmiyor, iki tarafta meydan okurcasına delici bakışlarını birbirlerine gönderiyordu saniyeler devam ederken. Daha fazla bu durumda kalmak istemediğinden ilk hamleyi Yongbok yapmıştı Hyunjin'i göğsünden iterek. Boğazındaki parmakların yerini boşluk ve beş kızarık parmak izi alırken geri sendeleyen siyah saçlı sırıtmış ve baştan aşağı süzmüştü küçük bedeni. Özellikle gözleri parmak izlerinin yer aldığı beyaz tende gezinmiş ve son kez göz göze gelerek sessizce dudaklarını oynatmıştı.

"Yakıştı."

Kapıya doğru ilerlerken arkasından siyah saçlıyı süzüyordu Yongbok kıstığı gözlerle. Odayı terk ederkende bir süre bakışlarını kapıdan çekmemişti, ilginçti. Yanlışlıkla biri omzuna çarpsa bile onu işkencelerle öldüren Yongbok'un aklından onu öldürme fikri geçmemişti. Tek bir şey geçmişti. Kan...

Koltuğuna otururken dilini dudakları üzerinde gezdirmişti yavaşta. Onu görmesiyle uzun süredir görmezden geldiği kana olan açlığı açığa çıkıyordu, kanı kaynıyordu. Bu açlık hissi tüm vücudunu yavaştan ele geçirirken ani dağılan ilgisiyle kendine geldi ve akvaryumuna baktı kaşları çatılırken.

"Jeongin!"

Odanın dışına doğru seslenip eş zamanlı ayağa kalkarken sinirle büyük akvaryumun önüne gelerek sinirle gözlerini yummuştu. Hangi aptalın buna cesaret edebileceğini az çok tahmin edebiliyordu, fikir yürütmek zor değildi.

Kapının çalınmasının ardından birkaç saniye içinde apar topar içeri giren bedenle irislerini sinirle ona çevirirken üzerine birkaç adım yürüdü Yongbok. Sekreteri Jeongin, yine onun ne için sinirlendiğini merak ederken üzerine yürüyen patronuyla gerileyip sırtını kapıya yaslamış ve başını öne eğmişti hemen. Korkuyla alt dudağını ısırırken sarı saçlının "kafanı kaldır!" Diyerek aniden bağırmasıyla hiç düşünmeden denileni yapmış ve kafasını kaldırmasıyla Yongbok akvaryumu eliyle göstermiş ve bir cevap bekler gibi gözlerini karşısında korkudan küçülen bedene dikmişti.

Kaşları çatılırken şaşkınca kendine sinirle bakan bedene baktı Jeongin. Patronunun gözdesi olan akvaryumunun rengi hafiften turuncu benzeri bir renk alırken bir balık hariç bütün balıklar kaybolmuştu. Ne olabileceğini düşündüğü sırada aklına az önce şirketten ayrılan Bay Hwang'ın hediye ettiği akvaryumdaki balık gelirken gözleri büyümüş ve sesinin titrememesine özen göstererek "Bay Hwang size hediye olarak bir balık getirmişti ve biz de onu sizin akvaryumunuza koymuştu-"

"Piranaların kendinden küçük balıkları yediğini bilmiyor musun sen!?" Jeongin'in sözünü kesip aniden bağırmasıyla irkilerek başını önüne eğen bedene baktı sarışın. Çalışanı yaslandığı kapıdan destek alarak bedeninin titremesine engel olamazken birkaç adım geriledi Yongbok. Gömleğinin sağ kolunu katlayıp bileğine sabitlediği bıçağı çıkarırken gözleri saniye olsun ayrılmıyordu karşısında iyice küçülen bedenden.

Bıçağı görmesiyle gözleri korkuyla açılırken tutmayan bacaklarıyla diğer yandan yavaşça yere çöküyordu Jeongin. Aklına patronun herhangi bir sebepten dolayı insanları acımasızca öldürdüğü  kareler dolarken sıklaşan nefesleriyle birlikte gözlerini yummuştu. İçini saran korku dalgası titretiyordu tüm bedenini.

Yavaş adımlarla kapının önüne kadar geldi Yongbok, Jeongin'in tam önüne. Boylarının denk gelmesi adına tek dizinin üzerinde yere çökerken elindeki bıçağın ucunu çalışanın çenesine getirerek yüzüne bakmasını sağladı kafasını havaya doğru kaldırarak. Göz göze geldiklerindeyse ılık bir gözyaşı süzülmüştü Jeongin'in yanağından boynuna doğru. Ölüm korkusuydu tek hissettiği.